2023 her açıdan sarsıcı bir yıldı. Benim kişisel ya da toplumsal anlamda sevdiğim bir yıl değildi. Neyini sevecektim ki? Kendi bireysel kaprislerimize takılıp üzülme lüksünden uzak, kolektif üzüntülerin dibine vurduk. Egoizmden bir nebze uzaklaştığımız, başkaları için bir şeyler yaptığımız anlar oldu, o insanlık etiği için iyi oldu. Olması gereken oldu. Birebir bu inanılmaz trajedileri yaşayanları düşünemiyorum bile.
Neslihan Atcan ALTAN
Tüm bu acılar, korkular ve hayal kırıklıklarının ruhumuza attığı kesiklere sinema, müzik, edebiyat, sanatla pansuman yaptık. Bu yazıda bu güzel müdahaleler içinden en iyi çıkışları yapanlardan birkaçını anlatmak istedim. Buyrun.
Bella Ramsay – “The Last of Us”
Oyununu hayal meyal hatırladığım ve kendisinden çok korktuğum ve bizi 2023’te alnımızın çatından vuran dizilerin başında gelen “The Last of Us” -yok böyle manasız uzunlukta bir isim tamlaması- muhteşem prodüksiyonunun ve yılların Pedro Pascal’ını yıldıza dönüştürmesinin yanında bizi Bella Ramsay’le de aldı götürdü. İzah edeyim; bu kız çocuğu, ağırlığı ve derinliği dünyalara bedel Ellie Williams karakteri “oldu.” Ramsay’in inanılmaz gerçeklikteki performansı sayesinde Ellie’nin kalbiyle bir attık ve onu Pedro Pascal’ın karakteri Joel Miller’dan daha çok sevdik hatta. Tabii Ramsay bizim karşımıza “Game of Thrones”da Lyanna Mormont olarak çıktığında da kendisini çok sevmiştik ama “The Last of Us” onun asıl çıkışı oldu. Yani bence öyle oldu. Oldu, di mi ya?
“The Bear” – Gusto ucuz bir şey değildir
Tüm dünya “Beef 2023’ün en önemli dizisi oldu, yok böylesi, ne biçim diziydi, nasıl aldı yürüdü” falan derken ben bu delirme hakkımı “The Bear”den yana kullanmak istiyorum. Ana karakterlerinin -bana göre hepsi ana karakter- kendilerini kan, ter ve gözyaşıyla yeniden inşa edişlerini izlediğimiz, öz saygı, disiplin, aile, sadakat, benlik, bireysellik, arkadaşlık ve mükemmeliyetçilik gibi temaların maharetle işlendiği bu klostrofobik, acıtıcı, karanlık ama bir şekilde umutla dolu dizi “Shameless”tan tanıyıp sevdiğimiz Jeremy Allen White’la birlikte devleşen Ayo Edebiri, Liza Colon-Zayas, Lionel Boyce ve Ebon Moss-Bachrach’tan mütevellit, en fazla çıkış yapan oyuncuyu çıkardı bence. Bir de üstüne Jamie Lee Curtis ve bu alemin en hakkı yenmiş oyuncusu Bob Odenkirk’lü bir sinema filmi tadındaki Fishes bölümüyle yükseldiği rakımla oksijenimizi kesen “The Bear”, başyapıt statüsünü kazanmış bir yapım olarak “2023’te güzel ne vardı Allah aşkına?” sütunuma yazdığım bir güzellik oldu.
Charles Melton – “May December”
Ay Allahım! Yahu, bu ne karanlık ne uğursuz ne fena bir filmdi! -iyi anlamda ama- Çok canım sıkıldı. Karakterlerin karmaşıklığı, içine giremediğiniz derinlikleri, aralarındaki kompleks ilişki dinamikleriyle gerilim dozu çok yüksek bu filmde Julianne Moore ve Natalie Portman gibi ağır topların -hah, bu beylik lafı ne zaman kullanabilirim? Ne zamana Türkçem hiçbir şeye yetmez diye bekliyordum. O gün bugünmüş- yanında saflığı ve tüm çaresizliğiyle şartlarını kendinin belirlediğine inandırılırmış bir ilişkinin pedofili kurbanı Joe Yoo karakterini büyük bir zerafet ve sessizlik içinde devleştiren Charles Melton benim gözümde bu yıl çıkış yapan oyuncuların başında geliyor. Millet, Priscilla’yı canlandıran Cailee Spaeny’yi fazlasıyla överken benim oyum Melton’a. Bunun sebebini de izah edeyim. Gencecik yaşında 40’lı ve 50’li yaşların genel aile düzeninin içinde kalmış ve bunu kabullenmiş Joe’nun, oğluyla evinin çatısında yaptığı konuşma aslında dünyanın ne kadar çarpık ve adi bir yer olduğunu bildiğini ve oğlunun kendi yaşadıklarını yaşamamasını dilediğini Melton’ın çok sade ve içten performansıyla kavrıyoruz. Ve tabii üzülüyoruz. Ve ben bu üzüntüyü, kendisini en iyi çıkış yapan oyunculardan biri addederek olumlu bir deneyime çeviriyorum. Yaşam gurusu muyum, neyim ben şekerim ya?
Ice Spice – Bak sen şu cimcimeye
Öncelikle, ey ahali! Ben Cimcime ismini gerçekten bana sadece sevimli değil aynı zamanda becerikli gelen bireyler için kullanırım. O yüzden Ice Spice’a bir yanlışım yok. Bronx’un bağrından kopan bu hanımefendi 23 yaşında Lil’ Jay, Nicki Minaj, Taylor Swift ve Aqua gibi -psst, bir daha ağır top diyeyim mi? Şaka şaka- müzisyenlerle iş birliği yapan New York Times ve Billboard tarafından “Rap’in Yeni Prensesi” olarak adlandırılan Ice Spice, 2023 yılında Hot 100’ün ilk 10 tekli listesine dört parçayla girerek en iyi çıkışı yapmış olmadı da ne oldu? Ödül işine falan hiç girmiyorum. Tamam, gireyim: MTV Video Müzik Ödülleri’nde Best New Artist’i de kendisi kaptı. Bize de bu yetenekli hanımefendiyi alkışlamak düşüyor bu durumda.
Daha bir sürü dizi, oyuncu, müzisyen ve sanatçı var tabii çıkış yapan. Sizlerden de gelirse seviniriz, “Aa, benim niye aklıma gelmedi yahu?”, “Yok ya, bence değil” filan deriz. İyi olur, hani etkileşim falan. Özün sözü, mutlu yıllar dilerim. Hem de en derinden dilerim, en samimi hislerimle herkes mutlu olsun isterim 2024’te ve herkes kendince bir en iyi çıkış yapabilsin isterim. Bir de öperim.