Bu yıl dizi anlamında ortalama üstü sayılabilecek bir yıldı. Ne yazık ki yine dünya bazı çok başarılı BBC dizilerinin farkına varmadı ama o başka bir yazı konusu. Şimdi birçok yayın kuruluşunun da hemfikir olduğu bu yılın iyi dizilerinden bazılarını hatırlayalım.
Neslihan Atcan ALTAN
“The Bear” (HBO)
3. sezonunu 2024’e bırakan “The Bear”in tadı kuşkusuz hepimizin damağında kaldı. Jeremy Allen White’ın Bourdain’den epey esinlenmiş olduğu karanlık performansıyla çevrelediği, diğer karakterlerin geçmişleri ve iç dünyalarına daha etraflıca bakıldığı ve türlü çatışmaların çözümlendiği ya da havada kaldığı bu sezon konuk oyuncuların devliğiyle de bize sanatsal bir ziyafet yaşattı. Olivia Colman, Jamie Lee Curtis, Will Poulter ve Joel McHale’in canlandırdığı karakterlerin her biri kendi ayrı dizilerini hak eden renkler olarak aklımıza kazındılar. Ayrıca Jeremy Allen’a da biraz aşık olduğumu belirtmek isterim.
“Baby Reindeer” (Netflix)
Mini diziler içinde samimiyeti ve amatör ruhuyla öne çıkan “Baby Reindeer”, yazar ve oyuncu/ stand-up’çı Donny Dunn’ın kendi yaşamından travmatik bir kesiti bizlerle paylaştığı ve belki de ruhunu arındırma şansı bulduğu işi. Kendisini saplantı haline getiren bir hayranıyla yaşadığı patolojik çatışma ve geçmişindeki başka bir istismarın hayatı ve kariyerine çöküşü gibi çok zor konuların işlendiği dizi samimiyetinin karşılığını seyircide ve aldığı ödüllerde buldu.
“Somebody Somewhere” (HBO)
Kansas’ta geçen ve bu listedeki isimlerin çoğundan daha farklı bir yapıya sahip olan dizimiz Amerika’nın orta batısında bir grup insanın yalnızlık ve kayıplarla baş ederken birbirlerine yaklaşmalarını kalbimizi okşayarak anlatıyor. Dizimizin 3. sezonu 2024’e imzasını atmış oldu. Bridget Everett ve Jeff Hiller’ın performanslarının da alkışı hak ettiğini söylemeden geçemeyeceğim.
“My Brilliant Friend” (HBO)
Elena Ferrante’nin benim de okuduğum Napoli romanlarından uyarlanan dizi Amerika’da pek rağbet görmese de Avrupa’da epey ses getirdi ve bu şekilde birçok yayında en iyi diziler arasında yerini kaptı. Ben karakterleri, kitapları okurken kafamda canlandırdıklarımla bağdaştıramadığım için dizinin içine giremedim ama yine de seyir keyfi epey yüksek bir yapım.
“Fallout” (Prime Video)
Bu post-apokaliptik ve retro-futuristik (bu iki kelimeyi kullanmadım demem) drama, benim açımdan yılın en adrenalinli dizisi oldu. Ella Purnell ve Walton Goggins’in canlandırdıkları karakterler birbirilerinden çok uzakmış gibi gözükse de benzerlikleri ve hayatta kalma güdüleri beni çok etkiledi.
“Shogun” (Hulu/ FX)
1980 yılında ben daha 6 yaşındayken ailemle birlikte televizyonda izlediğim ve başrol oyuncusu Richard Chamberlain’e büyük teyzelerin aşık olduğu Shogun’ın bu yeni uyarlaması da aynı hız ve karizmayla hayatlarımıza daldı. Bu dönem draması 1600’ler Japonya’sında politik savaş ve entrikaların ortasında kalan ve bir samuray olma yolculuğuna çıkan John Blackthorne’un hikayesini bizlere anlattı.
“Sugar” (Apple TV+)
Los Angeles’ta geçen ve hayranı olduğum bin yüzlü Colin Farrel’ın John Sugar isimli beyefendi dedektif karakteriyle göz doldurduğu neo-noir yapım, içindeki inanılmaz ters köşesi ve neo-noir’dan bilim kurguya dönüşmesiyle beni ziyadesiyle mutlu etti. İkinci sezonu için onay verilmiş olması da 2025’te bekleyecek en azından bir şeyimiz olduğunun müjdecisi.
“Silo” (Apple TV+)
2024’te ikinci sezonu devam eden dizimiz yine doyamadığımız post-apokaliptik dünya düzeninde geçen harika bir bilim-kurgu. Bu distopik geleceğin içinde yine bir hayat gailesi, yine bir yaşam mücadelesi aklımızı aldı. 3. Sezon 2025’te. Kaçırmayın.
“Slow Horses” (Apple TV+)
Gary Oldman diyorum, başka da bir şey demiyorum. Neyse durun, diyeyim. İngilizler’in MI5, Slough House biriminin “uyumsuz” ajanlarının maceralarını izlediğimiz bu noir esintili casusluk dramasının 4. sezonu, sade sinematografisi ve zeki diyaloglarıyla beklentileri karşıladı. Yani, Gary Oldman diyorum.
One Day (Netflix)
Arkadaşlar öncelikle “One Day”de de aşık olduğumu belirtmek zorundayım. -niyeyse? – İncelikli prodüksiyon tasarımı ve büyüleyici müzik seçimiyle dönem atmosferini buram buram içinize çekebileceğiniz bu melodram, dokunaklı aşk hikayesiyle beni benden aldı. Filmin kadın karakterini bu kadar kendine güvensiz ve bu güvensizlik yüzünden agresif ve bencil yapmasalardı iyiydi ama öyle gerekmiş demek ki. Mutlaka izlenmeli diyerek 2024 dizi dosyasının bir bölümünü burada kapatıp çıkıyorum. Eyvallah!