Ana SayfaÖzel Dosya42. İstanbul Film Festivali günlükleri: “Safe Place”

42. İstanbul Film Festivali günlükleri: “Safe Place”

Festival günlüklerimize bu seneki programın en merak edilen filmlerinden biriyle devam ediyoruz. Geçtiğimiz yaz prömiyerini gerçekleştirdiği Locarno Film Festivali’nden büyük beğeni toplayan ve ödüllerle dönen “Safe Place” 42. İstanbul Film Festivali’nde izleyiciyle buluştu.

Kaan DENK / [email protected]

Geride bıraktığımız Oscar sezonunda Hırvatistan’ı temsil eden “Safe Place” yönetmeni için oldukça kişisel bir hikayeye sahip. Aynı zamanda senaryosunu yazıp başrollerinden birinde de yer alan Juraj Lerotić’in ilk uzun metrajı olan film, kendisinin ve ailesinin yaşadığı trajik bir deneyimden esinleniyor. Film, Lerotić’in canlandırdığı Bruno karakterinin, intihar girişiminde bulunan kardeşi Damir’e vaktinde yetişip kurtarmasıyla başlıyor. Sonrasındaysa zamansal düzlemde neredeyse boşluk bırakmadan akan hikaye boyunca Damir’in içinde bulunduğu ağır depresyonunu ve onu her olası tehlikeden korumaya çalışan annesi ve abisi Bruno’nun çabalarını izliyoruz.

Konusu gereği oldukça karanlık bir dünyaya sahip olan “Safe Place” sinema dilini kullanımıyla da üç kahramanının da hissettiği çaresiz çıkışsızlık hissini seyircisine aktarabilmeyi başarıyor. Biz de bir yandan süreci deneyimlerken bir yandan Damir’i nasıl kurtarabileceğimizi, nasıl koruyabileceğimizi düşünürken buluyoruz. Filmin kadraj içinde kendine yer bulan aktif ve pasif zamanı beklenmedik detaylarla kullanması izlediğimiz şeyi gerçek bir olayın şahitliğine götürecek kadar gerçek kılıyor. Hastaneyle, polisle yaşanan oldukça rastlanabilir prosedürlerin içinde kahramanların olduğu kadar seyircinin de hareket alanı kısıtlanıyor. Sıkışmış ve ne yapacağımızı bilemez halde izlemeye devam ederken filmin tüm ağırlığı da üstümüze çöküyor. Tıpkı filmin kahramanları gibi…

Bu özdeşliği yaratırken film, senaryoda ve görüntü yönetimi tasarımlarında bilinçli tercihlerle atmosferi sıkıştırıyor. Bu tercihler vesilesiyle film, hayatınızın en değerli parçalarından birinin, tüm bedeniyle, sesiyle, kokusuyla yanınızdayken bir fotoğraf karesine sıkışan bir anılar bütününe dönüşmesinin tarifsiz hissini sinema yoluyla yansıtabiliyor. Yönetmen Juraj Lerotić ve ailesinin kendi kardeşiyle yaşadığı travmatik deneyimden esinlenen “Safe Place” yılın en boğazda düğümlenen filmlerinden biri.

Safe Place - Sigurno mjesto - İstanbul Film Festivali - Güvenli Bir Yer

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR