Şarkı söylerken gülümseyen yüzü, saçtığı enerjiyle sahneye adeta ruhunu koyuyor, Seda Yiyin. Yıllardır dillerimizden düşmeyen pop şarkılarına kendinden bir yorum katıyor, onları adeta yeniden ayağa kaldırıyor.
Sebla KOÇAN / [email protected]
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Keman bölümü mezunu olan Seda Yiyin, şarkılarıyla sosyal medyada gerçek bir fırtına kopardı. YouTube kanalında yayınladığı videolar milyolarca görüntülenme elde ediyor. “Keman bana içimde var olan gücü, azimi, kim ne derse desin asla vazgeçmemeyi hatırlatır” dediği kemanını ilerde birkaç projede kullanmayı da düşünüyor, genç sanatçı. “Alışamadım”ı, “Be Adam”ı, “Aşk Laftan Anlamaz Ki”yi bir de onun sesinden dinleyin… Huzurlarınızda akustik pop kuşağının en iyi seslerinden Seda Yiyin…
Çok renkli, duru ve berrak bir ses renginiz var. Coverladığınız şarkılara başka bir ruh katıyorsunuz. Kısa sürede YouTube ve sosyal medyada büyük bir dinleyici kitleniz oluştu. Sizce sizin farkınız neydi? Bu ilgiyi bekliyor muydunuz?
Çok teşekkür ederim öncelikle sizlerden bunu duymak mutluluk verici 🙂 Açıkçası bu yola çıkarken bir ilginin olacağını tahmin ediyordum ama, bu kadar kısa sürede fark yaratacağımı bilmiyordum. Ben değil de biz demek istiyorum, ekip arkadaşlarımla çok güzel bir ruh içindeyiz, hepimiz çok yakınız. Ben en sevdiğim, söylemekten keyif aldığım şarkıları söylüyorum ve benim seçtiğim şarkıları onlar da çok seviyor, eee zaten hepimiz birbirimizi çok seviyoruz. Şarkıları canlı canlı kaydediyor olmamız da bir etken, neyse o yani. Hal böyle olunca ortaya son derece samimi bir iş çıkıyor, o enerji karşı tarafa geçiyor. İnsanlar bizi izlerken kendinden bir şey buluyor 🙂 Bu yüzden farkımız samimiyet bence.
Kanalınızda size de ait “Sana Yeniliyorum” şarkısı var, bir de Spotify’da Kuzey Yıldızı İlk Aşk dizisi için seslendirdiğiniz “Uçurum” şarkınıza rastladık. Size ait başka şarkılar da var mı? 2021 içinde bir albüm ya da EP yayınlama planınız var mı, neler yapacaksınız biraz anlatır mısınız?
Sana Yeniliyorum benim kalbimden bir parça, ve bunun gibi başka şarkılarım da var. Eğer şu an pandemi sürecinde olmasaydık sizlerle sık sık buluşturuyor olacaktım, projelerimiz üzerine çalışıyoruz, 2021’de yeni bir single gelebilir 🙂
Cover’larınız içinde “Alışamadım” gibi, “Be Adam” gibi özellikle 90’lara damga vurmuş Türkçe pop şarkılar var. Sizin için aralarında özel olan, “Bu şarkıyı söylerken bir başka hissettim” dediğiniz bir şarkı var mı, hangisi?
Söylediğim bütün cover şarkıları çok ama çok seviyorum. Hepsi bana bir şeyler hissettirdiği için seçilmiş şarkılar ama tabi bazıları var ki, burnumun ucunu sızlatıyor. Yayınlanmış olanlardan mesela Yol Arkadaşım var. Bir Sezen Aksu şarkısı, Onno Tunç vefat ettikten sonra onun için yazmış. Stüdyoda kaydederken ağlamamak İçin zor tutmuştum kendimi 🙂 henüz yayınlanmamış olanlardan ise yine Sezen Aksu şarkısı var, Perişanım. Bu şarkı da kalbimi dağlıyor, siz henüz izlemediniz o şarkıları canlı kaydettik yine ağlamamak için kendimi zor tuttuğum bir kayıt oldu 🙂
Çok enerjik, çok güleç ve pozitif görünen bir insansınız. Sahiden de gündelik yaşamınızda böyle misiniz? Hayata aydınlık tarafından bakmayı nasıl başarıyorsunuz?
Sevdiğim insanlar etrafımda olunca, sevdiğim şeyi yapınca kesinlikle dediğiniz gibi çok enerjik ve pozitif bir insanım. Herkese çocuklar gibi neşe dağıtmayı, gülmeyi , enerjik olmayı çok seviyorum. Ama insanız en nihayetinde hayata aydınlık baktığım zamanda oluyor, karanlık tarafından baktığımda. Derin kuyulara düştüğüm çok oluyor yani 🙂 Ama inatçı ve asla pes etmeyen bir insanım, bu sebepten her zaman aydınlığa ulaşıyorum.
Sahnede olmak istediğinizi ilk fark ettiğiniz, içinizde bir şeyleri “klik” ettiren, mikrofon ateşini yakan ve sizi o an sadece bir dinleyici olmaktan çıkaran o özel an ne zamandı, nasıl bir andı?
Ben küçüklüğümden beri büyük bir aşkla şarkı söylüyorum ve bu hiç bitmedi, azalmadı. Siz bu soruyu sorana kadar o anı hiç düşünmemiştim, ilk okulda bile her fırsatta sahnede buldum kendimi. Ama sanıyorum ilk tüylerimi diken diken eden anım, lisede katıldığımız müzik yarışmasıydı. Şebnem Ferah’ın bir şarkısını söylemiştim, salon tıklım tıklımdı inanılmaz kalabalıktı, herkes büyük bi ilgiyle dinliyordu beni, acaba olur mu diye düşündüm ve şarkıyı seyircilere söylemeleri için “SÖYLEEE!” diye bıraktığımda herkes hep bir ağızdan şarkıyı söylemeye başladı. Çok büyülü bir andı, orada kalmak hiç inmek istemedim sahneden. Sonra dedim ki “Hehhh tamammm kızım, sen ölsen de bırakamazsın bu mikrofonu artık :)” Size anlatırken tekrar canlandı gözümde….
Marmara Üniversitesi GSF Müzik bölümü mezunusunuz ve bir videonuzda keman çaldığınızı söylemiştiniz. İlerde sizi keman çalarken görebileceğimiz bir video çekecek misiniz? Sizin için nasıl bir anlamı var kemanın?
Evet Marmara GSF keman bölümü mezunuyum. Keman benim için büyük aşk, ortaokulda çalmaya başladım, öyle bebeklikten itibaren değil yani ama çok hızlı bir şekilde ilerledim, çünkü inanılmaz derecede çok çalışıyordum. Sonrasında o zamanki şartlar gereği kursu bırakmak zorunda kalmıştım ama ben çalmayı hiç bırakmadım. Lise son sınıfta ben müzik okuyacağım diye kafaya koyunca, sınava girecek olan diğer rakiplerimle aramı kapatmam gerekiyordu, ciddi bir tempoda çalışıp imkansızı başarmak istedim. Düz lise çıkışlı olupta müzik bölümü kazanmak hep imkansız dediler, hele ki İstanbul’da. Çok zorluklar çektim, maddi manevi yıprandığım zamanlar oldu ama o imkansız denilen okulu ilk senemde kazandım 🙂 O yüzden keman bana içimde var olan gücü, azimi, kim ne derse desin asla vazgeçmemeyi hatırlatır. İleriye dönük konuşacak olursak, kafamda keman ile ilgili bazı projeler var ama daha çok sahne ile ilgili 🙂 belki bir gün, bir konserde izleyicilerimi şaşırtırım 🙂
Pop dünyasında pek çok yeni ses var ama son dönemde pek çok kişinin birbirinin aynısı şarkılar yapıyor. Sizce pop müzik 90’lardaki görkemli günlerine geri dönecek mi? 2021’de pop müzikte bir kırılma yaşanacak mı?
Bu konuyla ilgili pozitif olmak isterdim ama sanırım biraz nötr kalacağım. Tam umutsuz değilim ama çok ışıkta göremiyorum hahaha… Şaka bir yana, son birkaç yıldır arabesk-trap yada direk trap şarkıların esiri olduk. Ses olarak bir şey diyemeyeceğim ama herkesin sound’u aynı. Tamam bazı şarkılara çok yakışıyor ama tadında bırakılmalı. İnsanlar beğendi, dinleniyor diye sanki her şarkı bir projeden “copy-paste” yapılmış gibi. 90’larda ve öncesinde inanılmaz bir ruh vardı, sanıyorum duygular televizyon, bilgisayar ve telefonların radyasyonuyla zehirlenmemişti o zamanlar. Diliyorum, aranjörler bu trap müzikten sıkılır ve artık gerçek müzik yapmaya başlarlar. Eminim benim gibi, enstrümantal müziğe hasret kalan çok büyük bir kitle vardır.
Bundan 5 yıl sonra kendinizi nasıl bir sahnede, nerede hayal ediyorsunuz? Bize biraz o rüyalardaki konser ortamını anlatır mısınız?
Kesinlikle Harbiye ́deyim. Sıcak bir yaz akşamı, yanımda en sevdiklerim, yol arkadaşlarım. Müzik yapıyoruz, ben yine en sevdiğim şarkıları söylüyorum. Hep bir ağızdan bağıra bağıra… 🙂
KISA KISA
● Kendimi en mutlu hissettiğim yer sahne, çünkü orada tamım.
● Son dönemde takıldığım ve sürekli dinlediğim albüm Sezen Aksu’nun Demo
albümü
● Küçükken odamın duvarlarında olan posterlerde Şebnem Ferah olurdu.
● Müzik dışındaki en büyük tutkum iç mimari, dekor, dizayn…
● Salgın döneminin bana öğrettiği en önemli şey sevdiklerimin varlığı ve bunun
kıymeti oldu.
● Eğer bir gün birlikte çalışma fırsatı bulursam hiç kaçırmam dediğim müzisyen
Ozan Doğulu.