Alternatif sahnenin kendine has isimlerinden Merve Deniz, Dünya Evim albümüyle Dergy’nin radarına takıldı.

Sebla KOÇAN / [email protected]

On parmağında on marifet olan bir müzisyenle karşı karşıyayız bugün: Merve Deniz. Deniz İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müzikal bölümünü eş zamanlı okudu. Konservatuvar zamanında “Grease” gibi pek çok müzikalde oynadı. 2013 yılında Bahçeşehir Üniversitesi Caz Vokal programını bitirdi ve caz repertuvarıyla sahne almaya başladı. 2016’da ilk solo çalışması “Dönsün Dünya” ile dikkatleri çekti. Yeni projesi Dünya Evim ise tam bir karantina albümü. Deniz bu albümde en sevdiği kitabı, filmi, yemeği anlatan bir hikâye anlatıcısı aslında… Şimdilerde Can Oflaz’la birlikte İz adında bir cover albümü üzerinde çalışıyor. 2021 için projeleri bunlarla sınırlı değil tabii kendisinin. Merve Deniz’e merak ettiklerimizi sorduk.

Dünya Evim albümünüz 7 günün her birine yazılmış, kimisinde en sevdiğiniz kitaba kimisinde en sevdiğiniz yemeğe yazdığınızı söylüyorsunuz, bu şarkıları. Biraz daha açar mısınız şarkıların hikâyelerini bizim için?

Aslında ben bu şarkıları karantinada kendim için yazdım. Daha doğrusu şöyle, push-up challenge’lar, evde ekmek yapmalar, avokado çekirdeğinden ağaç büyütmeler gibi oyalanacak türlü fikirler doldu etrafımızda, ben de kendime her güne bir şarkı yazma challenge’ı yaptım çünkü hakkında hiçbir fikrimiz olmayan bu süreçle baş etme yöntemi olarak müzik yapmak iyi bir fikir. Birinci gün o günün nasıl bir gün olduğuna, ikinci gün en sevdiğim kitaba, üçüncü gün en sevdiğim yemeğe derken bir haftayı tamamladım. Bittiğinde Can Oflaz’la birlikte bunların herkesin dinlemesini isteyeceğimiz şarkılar olduğuna karar verip, prodüksiyonuna giriştik ve tüm bu süreç ev stüdyomuzda gerçekleşti.

Dagobah Records’tan da bahsedelim biraz, size ait bir label mı bu, bünyesinden başka albümler başka sesler de çıkacak mı? Nasıl bir yol haritası olacak?

Dagobah Records’u Can Oflaz ile birlikte hem kendi özgür alanımızın yaratım gezegeni olması hem de bizimle yolu kesişen tüm o şahane müzisyenler için de bir alan açması niyetiyle kurduk. Sizinle buluşturmayı beklediğimiz harika isimler ve harika şarkılar var. Sektördeki ve müzik yolculuğumuzdaki deneyimlerimizi, heyecanlı ve kendi müzik dünyasının renkleriyle parlayan müzisyen arkadaşlarımızla paylaşıyoruz. Benim kendi şarkılarımdan oluşan albümüm ve sürpriz pek çok proje yolda.

merve deniz 1

Pek çok şarkınızda gündelik hayatın küçük detaylarını dinleyebiliyoruz, gaz çıkarmaktan trafikteki korna çalan arabaya kadar pek çok şey olabiliyor şarkılarınızda, bazı şeyler canlanıyor gözümüzde. Peki nasıl zamanlar şarkı yazdırıyor size, en üretken olduğunu düşündüğünüz zamanlarınız nasıl zamanlar?

Bence yaşadığımız her an üretime ait. Anılar, acılar, korkular, aşklar, mutluluklar, heyecanlar, tutkular ve hepsinin birbiri içinde dönüşme hali üretmek. Bu dönüşüm bende, benim ruhumda gerçekleştiğinde şarkı olarak çıkıyor dışarıya. O sebeple yaşadığım topraklar, gördüğüm yüzler, sevdiklerim ve tüm anılarım müziğimi besliyor.

Hem işletme hem de eş zamanlı olarak konservatuvarın müzikal bölümünü bitirip pek çok müzikalde sahne aldınız. Ve caz performanslarınızla da sahne aldınız. Sahnelere alışkın bir müzisyensiniz. İlk kez sahne aldığınızda neler hissetmiştiniz, hatırlıyor musunuz?

Profesyonel hayattaki ilk sahnemin hangisi olduğunu hatırlamıyorum ama çocukken tek bir şarkı söylediğim bir performansım vardı, sanırım 7 yaşında falanım.. O anı çok net hatırlıyorum. Zaman durmuş gibi, içinde bana harika bir yer açmış gibi.. Hala her sahnemde, mikrofon başına geçtiğim her seferde bu duygu var şükürler olsun ki.

merve-deniz2

YouTube kanalınızdaki coverlarınız pek çok dinleyici tarafından sahiplenildi ve alkış aldı. Coverlamaktan en keyif aldığınız şarkı hangisi? Devam edecek misiniz coverlarınızı yayınlamaya?
Karanfil pek çok dinleyenimin olduğu gibi benim de en sevdiğim cover’ım. Çok yakında “İz” isimli Cover albümümü yayınlayacağız, şu sıralar stüdyodayız.

Sosyal medya hesaplarınızda sizin doğayla içiçe olmaktan keyif alan ve yogadan vazgeçemeyen biri olduğunuzu gözlemliyoruz, peki gittiğinizde sizi çok etkileyen gizli bir mekanınız var mı? Yoga sizin için ne anlam ifade ediyor?

Doğada olmak mucize gibi, hangi duyguyla giderseniz gidin sizi sarıp sarmalar sonra pamuk gibi gönderir geri. Yaşadığımız topraklar itibariyle de çok şanslıyız. Beni etkileyen çok yer var, en başta Kelebekler Vadisi geliyor. Yaylalar ve antik kentlerde olmayı da çok seviyorum. Yoga benim için ruhu bedenle hizalarken zihni iş birliğine çağıran muhteşem bir disiplin. Bu dönemde hayatımdaki yeri oldukça arttı.

Üretken ve çok yönlü bir müzisyensiniz, 2021 içinde Dünya Evim’den sonraki projeleriniz, planlarınız arasında neler var?

Önce cover albümüm gelecek, ayrıca Can Oflaz’la düetimizin olduğu bir proje albümü çıkıyor. Sonrasında hepimizi dansa teşvik edecek şarkılarım gün yüzüne çıkmaya başlayacak, ardından da yaklaşık iki yıldır şarkılarını yazdığım albümüm gelecek.

İçinizden geleni olduğu gibi söyleyen, detaycı ve hayata gülümseyen bir profil çıkarıyoruz şarkılarınızdan… Gerçekten de böyle biri misiniz? En yakın arkadaşlarınıza sorsak sizi nasıl tanımlarlardı?

Şu an arkadaşlarıma sormak istedim, hatta mesaj attım ve gelen cevaplardan anladığım; beni cesur, empatik, yaşam dolu, çalışkan, azimli, yeri geldiğinde kendini akıntıya bırakmayı da bilen, hem iyi hem kötü gün dostu biri olarak sevmişler. Çok duygulandım bu arada, bu soru vesilesiyle arkadaşlarımdan bunları duyduğum için size de çok teşekkür ederim beni bu soruyla karşılaştırdığınız için…

KISA KISA

● Yemek yapmakla aram çok çok iyi, aşırı severim. Ve en iyi yaptığım yemek humus.
● Gardrobumda en sevdiğim parça siyah crop üst ve jean’ler.
● Kendimde en sinir olduğum huyum üstesinden geldiklerimi bazen bi an için unutmaya meyilliyim.
● Bugüne kadar yapmaktan en gurur duyduğum şey şarkılarım oldu.
● Bana göre gelmiş geçmiş en iyi soundtrack Lion King’ın The Gift‘idır.
● Yürüyüşe çıktığımda mutlaka dinlediğim şarkı Mor ve Ötesi’nin “Re” şarkısı.
● Eğer 18 yaşındaki halimle karşılaşsaydım ona vereceğim öğüt şu olurdu: Çok iyi gidiyorsun, pes etme, devam et, ışık çoğalıyor…