İşte, Salon İKSV sahnesinden izleyeceğimiz Lalalar performansından önce ekip hakkında bilmeniz gereken 6 şey.
2019’da yayınladıkları “İsyanlar” dinleyicileri esir aldı, ardından “Mecnun’dan Beter Haldeyim”, sonra da “Yalnız Ölü Balıklar Akıntıyı Takip Eder” geldi. “Hata Benim Göbek Adım”, “Sol Şeritte”, “Hiç Mutlu Olmam Daha İyi” ve “Ceketini Al Yoluna Bak”la beraber 7 single yayınlayan Lalalar, dinleyicinin gönlünde müstesna bir yerde duruyor. Ali Güçlü Şimşek, Barlas Tan Özemek ve Kaan Düzarat’tan oluşan Lalalar, Anadolu ezgilerinin nostaljik dokusunu fütüristik ögeler, sinematik bas tınıları ve kirli elektro beat’leriyle yeniden yorumluyor. Modern yaşamlara karanlık dokunuşlar yapan ekip, 70’lerden ve arabeski dans pistiyle buluşturan bir sound’la ilgi görüyor.
The Irish Spirit Jam Session konserlerinde bu sene Lalalar’ın yanı sıra Büyük Ev Ablukada, Nilipek., Can Güngör, Barış Demirel ft. Da Poet, Evde ekibi (Nova Norda, Birkan Nasuhoğlu, Sedef Sebüktekin, Canozan), İnsanlar, Keus, Lara Di Lara performanslarını izleyeceğiz. Ayrıca Efe Tunçer’in Evde ekibi ve Tolga Karaçelik röportajlarını da izlemenizi tavsiye ederiz.
Jam Session Lalalar konseri The Irish Spirit YouTube kanalında!
Lalalar hakkında bilmeniz gerekenler için aramıza katılın…
BÜLENT VE ERCÜMENT ORTAÇGİL’İN YETENEKLİ YEĞENİ
Barlas Tan Özemek, 1987 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Dayıları Bülent ve Ercüment Ortaçgil sayesinde müziğin sıkça konuşulduğu ve dinlendiği bir ailede büyüdü. Müzikle çok küçük yaşlarda tanışması onu ilkokuldan başlayarak tüm eğitim süreci boyunca müziğe yakın kıldı. Lise son sınıfta okurken Emrah Kara, Gürkan Bozacı ve Onur Öztürk ile Kırkaltı adlı rock müzik grubunu kurdu. Grubun özellikle üniversiteli gençler arasında yayılan ünü onları 2008’de yayınladıkları ve Ercüment Subaşı’nın müzik prodüktörlüğünde yaptıkları Kırkaltı adlı albüme ulaştırdı. Özkan Uğur bestesi “Olduramadım”a yaptıkları düzenleme grubu daha geniş kitlelerle buluşturdu. Korhan Futacı, Selim Saraçoğlu, Bülent Ortaçgil, Sezen Aksu, Yasemin Mori, Gaye Su Akyol, Göksel gibi isimlerle aynı sahnede çaldı.
ELEKTRONİK MÜZİĞİN EN KÖKLÜ İSİMLERİNDEN BİRİ
Kaan Düzarat, arkadaşlarıyla birlikte Michael Jackson, Nirvana, Pink Floyd ve Baris Manço’ya uzanan bir yelpazede miks yaparken 1998’de Bournemouth’ta DJ’liğe başladı ve kulaklarını elektronik müziğe döndürdü. Öğrenci partilerinde çalmaya başladı. Bu süre zarfında, aynı zamanda İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde müzikal becerilerini daha da geliştirerek bilgisayar tabanlı prodüksiyonlar yapmaya başladı. 2003 yılında Kaan, profesyonel olarak üretime başlamak için ilk stüdyosunu kurduktan kısa bir süre sonra İstanbul’daki Dinamo 103.8’de bir radyo programına başladı. Düzarat’ın Analog Kültür adına bir plak dükkanı, Vesvese adında da bir plak şirketi var.
HER KURDUĞU GRUBU HAYRANLIKLA İZLİYORUZ
Lalalar’ın solisti Ali Güçlü Şimşek’i pek çok grubundan tanıyoruz. Şimşek, üniversite öğrenimi için Ankara’ya yerleştiğinde Cumhur Avcıl ve Görkem Karabudak ile Çilekeş’i kurdu. 2004 yılında hayallerini gerçekleştirmek için grup arkadaşlarıyla beraber İstanbul’a yerleşti ve müzik okumaya karar verdi. 2002’den bugüne gitaristi olduğu Çilekeş’in çeşitli plak şirketleriyle yayınladığı üç albüm yapımında ve birçok konser etkinliğinde yer aldı. Bu süre içinde Şebnem Ferah, Kreş gibi grup ve sanatçıların albüm çalışmalarında gitarist, aranjör, prodüktör ve benzeri roller üstlendi. 2014’te, Bubituzak ile ilk albümü yayımlandı. Grup çatısı altında, Gaye Su Akyol ile birlikte performanslar gerçekleştirdi.
ÖZEMEK: “BENİ EN ÇOK ETKİLEYEN MÜZİK ERCÜMENT ORTAÇGİL’DİR”
Barlas Tan Özemek, dayısı Ercüment Ortaçgil’in onun müziğinde çok önemli bir katkısı olduğunu söylüyor. Şöyle diyor: “Hiçbir zaman ortalara çıkmamış biri olmasına rağmen müziğiyle beni bu dünyada en çok etkileyen insandır. Aslında kendisi bu ülkenin yetiştirdiği en büyük matematikçilerden biridir ancak ne şanslıyım ki çok küçük yaşlarda onu yanımda gitar çalarken izleme fırsatı buldum. Çok beslendim ondan ve müziğinden. Bir dönem onun evinde yaşadım. Beni en çok etkilemiş olan müzik, Ercüment Ortaçgil’in müziğidir diyebilirim. Aylarca çalışıp o şarkıların hepsini hatmettim. Dolayısıyla o bilgi resmen benim omurgama işledi.”
“İNSAN KENDİNİ YIRTIP YENİ BİR TANE DAHA BULMAYA ÇALIŞIYOR”
Ülkenin gördüğü en “rockstar” gibi “rockstar”lardan biri olan Ali Güçlü Şimşek, 27 yaşında hayatını kaybeden rockstarlara hiç özenmediğini söylemiş ve gençliğinden bugüne uzanan süreçte hissetiklerini şöyle dile getirmişti: “Ama bir şeylere özenmeden olur mu ya? Herkes içindeki yolculuğa bir çıkış bileti arıyor gençken. Şanslıysa da seveceği bir yere yoksa artık neresi denk gelirse. Mahalleden özendiğin çocuktan da esinlenip bir yola girebilirsin, bir masal kahramanından da. Saçlarımı ördüğüm dönemlerden zıplamaktan bir hâl olduğum dönemlere…hey gidi..İnsan kendini yırtıp yeni bir tane daha bulmaya çalışıyor.”
ELEKTRONİĞE OLAN MERAKI 90’LARDA İNGİLTERE’DE BAŞLADI
Lalalar hakkında “Dostluk, saygı, sevgi, özveri… Biraz da sokak çocukluğu ve gıybet” tanımlamasını yapan Kaan Düzarat için müzik aslında bir hobiymiş. Ortaokul ve liseden beri müziğe meraklıymış. Hatta ders de almış. “Ders almadan önce de rahmetli dayımın bir gitarı vardı bana hediye ettiği, onunla kendi kendime iyi bir noktaya da gelmiştim. Elime enstrüman alınca ufak tefek çalabilen çocuklardandım.” Düzarat 1992-94 arasında İngiltere’ye üniversite hazırlık için okumaya gitmiş. Elektronik aşkı da öyle başlamış: “Orada içimdeki sert çocuk biraz elektronik müziğe kaydı. O aralar Chemical Brothers, FatBoy Slim çok popülerdi. Ve içinde rock barındıran müziklerdi. O karışımla biraz biraz elektronik müziğe merak sardım.”
“KAYGI BENİM YAKINIMDIR, ORADA, BURADA, ŞURADA…”
Lalalar’ın lirikleriyle alkışları hak eden ismi Ali Güçlü Şimşek, çoğu insan gibi kaygılı birisi olduğunu söylüyor: “Kaygılar zaten yakınımdır benim. Orada, şurada, burada, her yerdeler. Ama buna kontrast olarak da çocukluğumdan beri bir şöyle bir tercihim vardır: Şayet mümkünse, insan gerçekten istemediği bir şeyi yapmamalı hayatta. Öncelik sırana göre bir kıymeti varsa, çok bayılmıyorsan bile, bir şekilde bazı şeyleri yapman gerekebilir. Onlar dışında, istemediğim bir şeyi yapmaya mecbur kalmaktan olabildiğince uzak tutmaya çalışıyorum kendimi. Ve bu beraberinde müthiş bir kafa konforu getiriyor. Kıymet verdiğim bir şeyle uğraşırken de tamamen odaklanıp kaybolmuşken buluyorum kendimi.”
Müzik, sohbet ve eğlence yeniden bu civarlarda.
Bu yıl 4’üncüsü düzenlenen Jam Session; Lalalar’ın da dahil olduğu dijital platformdaki bir grup performansla pandemi döneminde de bizi müziksiz bırakmıyor. Jam Session, bu sene mekanlar arası yolculuk konseptiyle, gitmeyi en çok özlediğimiz mekanlarda The Irish Spirit YouTube hesabında.
Programın tamamını öğrenmek için The Irish Spirit Instagram hesabını takip edebilirsin. Aramıza katıl.
Gözlerini kapat ve ruhunu dinle!
Kaynaklar: Redbull, Bantmag 1, Bantmag 2, ArtfulLiving