Britpop tavrının simge grupları vardır. Oasis gibi. The Stone Roses gibi. The Charlatans gibi. The Verve gibi. Elbette Blur gibi. 1990’lar dosyasının kapağını aralıyoruz. Merkezimizde Blur var. Hadi başlayalım.

Bekir Özgür AYBAR / [email protected]

Değişmeyen Kadro

Blur’ün bence en büyük avantajı budur. Değişmeyen üyeler. Kuruluştan şu zamana kadar aynı kalan dostluklar. Bu sadece bir ekip yaşamı değil. Bu aynı zamanda bir hayatı paylaşmak ve birlikte yaşlanmayı kabul etmek. Vokalist Damon Albarn, gitarist Graham Coxon, bass gitarist Alex James ve baterist Dave Rowntree 30 yılı aşkın süredir birlikteler. The Beatles üyelerinin bile birbirlerine 10 yıl katlanabildiği bir dünyada Blur’ün bu başardığı az şey mi?

Blur 5

Albümlerin hikayeciliği

Blur hit yazmadı. Hit yazmak için çabalamadı. Sadece yazdığı bazı şarkılar hit oldu. Bunu çok önemsiyorum. Zira “bu tutmalı” diye yapılan şarkılarla bezeli albümler de değerlidir, ancak kendi hayat akışını bulan albümler daha fazla değerlidir. Blur ikinci maddede.

Beşinci albümdeki zirve

90’lı yıllarda çıkış arayan müzik grupları genellikle yayımladıkları ilk albüme kendi adlarını verirler. Blur ise bunu beşinci albümünde yaptı. Belki de bu onların paralel evrendeki ilk albümüydü, kim bilir? Bunu söylüyorum çünkü 1997 çıkışlı “Blur” albümü cama atılan basket topu etkisi yaptı. Ortalığı birbirine kattı. Blur 1991 yılında ortaya çıktı ama zirvesini 1997 ortalarında yaşadı.

blur-ozel-dosya

Çizgi dışı bir şarkı

“Song 2”den bahsediyorum. Yalnızca iki dakika süren, “Blur” isimli albümün ikinci sırasında yer alan ve aslında bir ismi bile olmayan şarkı bu. “Song 2” karşınızda. Spotify’da ya da YouTube’da grubu aratın, en fazla dinlenen Blur şarkıları arasında “Song 2”yu bulacaksınız. Oysa grup bunu albüme bile almayacaktı. Kayıtlar bittiğinde “Song 2” albüm listesinin dışında bırakılmıştı. Damon Albarn “Saçma sözler vardı ve çok kısaydı. Ama son anda albüme kattık” diyecekti sonradan. Doğru kararmış değil mi Mr. Albarn?

Düşmanlık mı? Dostluk mu?

Blur ve Oasis arasındaki çekişme ‘90’ların ikinci yarısı boyunca İngiliz müzik medyasının esas ekmek kaynağı oldu. NME merkezli bu medya kaynakları Blur ve Oasis’i daima kıyasladı ve birbiriyle yarıştırdı. Kimileri için Blur zirvedeydi, kimileri için ise Oasis… Neyse ki günümüzde böyle bir tartışma yok. Zaten bu kıyasa hiç gerek yok. Blur ve Oasis kendi ayrı dünyalarını yaratabilen iki büyük marka. Dönüp geriye bakınca iki ekibin de ‘90’ları temsil ettiklerini görebiliriz.

Bitmeyen hikâye

Yukarıdaki maddeye ek paragraf açalım burada. Oasis’in rüzgarı ‘90’larda kaldı ve milenyum döneminde azalarak tükendi. Böylece Oasis takvimler 2009 yılını gösterirken perde kapattı. Oysa Blur devam etti. Bitmedi. Ara verdi, uzun süre sahnelere çıkmadı, üyeler başka projelerde boy gösterdi. Ancak Blur asla “bitti” demedi. 2015 yılında yeni albüm çıkardılar. Uzakdoğu esintili bu albüm ile Kuzey Kore’ye bile selam çaktılar. Tüm dünyaya seslerini ulaştırıp tüm dünyadan beslendiler.

BONUS

Belki Blur’ü bu yazıda ilk kez keşfedenler olacaktır. Onlara ‘90’lar dünyasının güzelliğine gidebilecekleri 5 kısa yol gösterelim.

İşte o 5 şarkı:

Girls and Boys
Coffee and TV
She’s So High
Colin Zeal
Beetlebum