İlk albümü P.A.$$$.A’yı bu cuma yayınlayacak olan yetenekli rap sanatçısı Jefe’yi Dergy sayfalarında konuk ettik.
Sebla KOÇAN / [email protected]
Henüz 11-12 yaşlarındayken Hip Hop kültürünün içine girmiş, araştırmacı bir MC, Jefe. Bu işi 2013’ten bu yana profesyonel olarak yapıyor. Çocukluğundan bu yana ona yapışmış olan lakabı “Paşa”. Bu yüzden de 4 Haziran Cuma günü yayınlanacak olan ilk albümünün adı P.A.$$$.A. “Albümün konsepti ve fikri kaderimin yazıldığı tarihten itibaren başlamış olabilir. Doğma büyüme Bayrampaşa, Cevatpaşa Mahallesi’ndenim ve ilk kaydettiğim demolardan bu yana bütün kariyerimi bir hikaye gibi devam ettirmeyi hayal ediyordum” diyor. Jefe’nin büyük düşleri var. Onun içindeki alevi harlayan da işte bu… “Henüz olmadı ama müzikte bir devrim, dönüm noktası yapmayı gerçekleştirebilirsem o zaman başarılı oldum diyeceğim” diyor. Jefe’nin müzik yolculuğunun ilk durağında onu yalnız bırakmadık ve yetenekli rap sanatçısını Dergy’de ağırladık.
Doğma büyüme Bayrampaşa/Cevatpaşa Mahallesi’nde büyüdünüz ve albümünüzün adı olan “Paşa” lakabının oradan geldiğini söylüyorsunuz. Nasıl bir mahalleydi Cevatpaşa? Top koşturduğunuz sokaklar, komşular, arkadaşlarınız, hayatınız nasıldı? Müziğinizi nasıl etkiledi, size neler kattı?
Cevatpaşa şehrin ortasında ötekileştirilmiş bir kısım gibi, kendi kültürü, konuşma ağzı olan bi’mahalle buradan olmayan insanların hakkında çok fikri olmuyor genelde. Küçük bir yer olsada birkaç sokakta bir simalar ve kültürlerin değiştiğini görmek mümkün ve müziğimi evrimleştiren de bu kültür karmaşası oldu sanırım. Burada her zaman bir şeyler oldu ve çoğu zaman göz ardı edildi bu yüzden bunu duyurabilme amacı albümün yapı taşlarından biri olabilir.
“Home Party”nin aldığı geri dönüşlerle albümü yeni baştan inşa ettiğinizi söylüyorsunuz. Ne yönde bir değişiklik yaptınız, albümün konseptinde mi, şarkıların ana fikirlerinde mi, sound’da mı, biraz anlatır mısınız?
Home Party o dönemlerinde duyum bakımından genelde yaptığım çalışmalardan daha farklı gelmişti ve üzerine gitmem gerektiğini düşünerek albümde onun gibi birkaç müzikal altyapıya daha yer verdik. Uğur Öztürk sanki benim eski batı müziğimi daha global bi hale getirip bugün nasıl dinlenilebilir hale getireceği izin formülünü bulmuş gibiydi bununla beraber albümü yeniden revize ettik.
P.A.$$$.A albümünün yapım süreci ne kadar sürdü? Aklınıza fikrin gelmesi, şarkıların ortaya çıkması, prodüktörünüzün dokunuşları, klipleriydi, final versiyonlarıydı derken ne kadar süre boyunca çalıştınız? Sizi en çok zorlayan şarkı hangisi oldu, neden?
Fikir olarak çocukluğumdan beri düşlediğim bir albümdü aslında Dincy ile başladığım bir albümü, Uğur Öztürk’ün devralmasıyla ismini bulup artık tam olarak bir proje haline getirdik. Albüm sürecinde bulunduğum şirketten ayrılmam gibi ara vermemi gerektiren birkaç husus olduğu için net bi zaman dilimi yok fakat albümü kaydetmeye başladığım andan itibaren yaklaşık 6 aylık bir süreçle final haline ulaştık diyebilirim.
Rap müzikle ilk temas ettiğiniz anı hatırlıyor musunuz? Nasıl bir kırılma yaşadınız, nasıl kalbinizin çarptığını hissettiniz ve “Evet ben de mikrofonun başında olmalıyım” dediniz?
Aslında bunun beni bugünlere getirecek kadar etkileyici bir şey olduğunu düşünebilecek yaşlarda değildim o yüzden o an özel bi şey hissettiğini söyleyemem. Fakat şimdi geçmişe baktığımda sanki hayatımın en başından beri bu kültür varmış gibi. Bayrampaşa’daki rapçileri yeni yeni keşfetmeye başladığım dönem bir şeyler üretmeye başlamıştım yaklaşık 2012-2013 yıllarında.
Albümdeki düetlerde de güçlü bir kadro var: Uğur Öztürk, Tepki, Motive ve Zen-G. Uğur Öztürk zaten tüm şarkılarınızın prodüktörü olarak albümde oldukça önemli bir noktada konumlanıyor. Peki diğer isimlerle nasıl bir dostluğunuz var, düet fikirleri nasıl gelişti?
Tepki ile aynı label çatısı altında olmamıza rağmen zamanlama yüzünden sürekli üretime geçemesek de bu albümü canı gönülden inandığım iki düetle kapattık.
Motive ile çocukluğumuzdan gelen bi tecrübe olduğu için müzik konusunda aynı aurayı yakalamak çok zor olmuyor. Bir gün “İspanyol Paça” şarkısının sadece nakaratını yazmıştı ve birer verse okuyup şarkıyı final haline getirdik gayet basitti aslında 🙂
Zen-G ile küçük yaşlarda bi tanışıklığım vardı ve seneler sonra tekrar yollarımız kesişince albüme bi çalışma bırakmasını istedim ve ortaya “Ortak” çıktı.
Ve bu çalışmalar Uğur Öztürk’ün ellerinde en verimli noktaya geldi diyebilirim. Hepsine teker teker teşekkürlerimi iletiyorum.
“SAHNE İSMİM BANA YAPILAN BİR DÖVMEDEN GELİYOR”
“Belamı Arıyorum”da çalıntı bir araçla yaptığınız kazadan bahsediyorsunuz. Şarkıyı dinlemek için sabırsızlanıyoruz, bize hikâyesini anlatır mısınız?
O esnada zor olsa da şu an hatırlayıp güldüğümüz bi’olay. Çok üzerinde durmaya gerek yok şarkıda yeterince durdum 🙂
Pek çok MC, mahlaslarının onlar için çok önemli olduğunu söyler. Jefe mahlasının sizin için anlamı nedir? Arkasında yatan bir felsefe, bir ana fikri var mı?
Sahne ismim aynı mahallede yetiştiğim dövmeci bir abimin yaptığı ilk dövmeden geliyor ve EL’JEFE yazısını taşıyan da şu anki dövme işlerimde bana yardımcı olan Samet Şahin. Aslında bi felsefesi yok ama imajımın zamanla Meksikalıya benzetilmesiyle üzerime oturduğunu düşünüyorum.
P.A.$$$.A albümünün sizin için uzun zamandır hayal ettiğiniz bir şeyin kanlı canlı hale gelmesi olduğunu tahmin edebiliyoruz. Başarı kavramının sizin için anlamı nedir? Çok geniş kitlelerce tanınmak mı, yurtdışı projeleri mi, yurtiçinde dev sahnelerde konser vermek mi mesela? Kendinizi başarılı buluyor musunuz? Ne yaparsanız “Evet, şimdi oldu” diyeceksiniz?
Başarılı olabilmeyi bu dünya ile bağdaştırmıyorum gerçek başarı sonsuza dek hatırlanılabilir olmakla alakalı bana kalırsa. Bu yüzden benim hikayemin en önemli noktası devrim olabilmekten geçiyor, şu an belki tam olarak değil ama müziğimle bir devrim, dönüm noktası gerçekleştirebilirsem o zaman tam manasıyla başarılı olduğumu düşünebilirim.
KISA KISA
- Rap müzikten sonra en çok dinlediğim müzik türü arabesk.
- Son dönemde takılı kaldığım albüm Kid Cudi – Man on the moon III
- Bana göre bugüne kadar yapılmış en iyi diss’lerden biri Kendrick Lamar – Heart IV
- Müzik dışındaki ikinci tutkum, araştırmak.
- Dünya üzerinde en çok görmek istediğim ülke Barbados.
- Kendimi en verimli hissettiğim, günün en sevdiğim saatleri , 00.00 – 23.59 arası 😉