Geçtiğimiz günlerde Cem Adrian’la birlikte “Derinlerde” şarkısını yayınlayan dünyaca ünlü kamança sanatçısı Mark Eliyahu’yu Dergy’e konuk ettik.
Sebla KOÇAN / [email protected]
Dünyaca ünlü kamança ustası Mark Eliyahu, Türkiye’nin en sevdiği sanatçıların içinde yer alıyor. Eliyahu, daha dört yaşındayken keman çalmayı öğrenmiş; bağlama, Türk müziği, Fas-Azeri müziği eğitimi almış sıra dışı bir yetenek. Genellikle performanslarında vokal yapmıyor. Konserleri için “büyüleyici bir deneyim” tanımlaması yapılıyor. Bugüne kadar birçok dans gösterisi, tiyatro ve film için müzik çalışması yapan Eliyahu’nun 2012 yılında The Ballad of the Weeping Song filmi için yaptığı çalışma, İsrail’in Oscar’ı olarak kabul edilen Ophir Ödülü’nü kazandı. Dünyanın dört bir yanında pek çok proje için sahne aldı. Usta sanatçıyı Cem Adrian’la birlikte yayınladıkları “Derinlerde” için Dergy sayfalarında ağırladık.
Cem Adrian’la birlikte “Derinlerde” şarkısını yaptınız. Bir araya geldiniz mi yoksa uzaktan mı kaydettiniz bu şarkıyı? Nasıl bir fikirdi, nasıl gelişti bu ortaklık?
Cem’le Türkiye turnelerimden birinde tanıştım. Çok güçlü ve doğal bir bağ kurduk. Bu yüzden de birlikte müzik yapmamız gerektiğini düşündük. Bu süreçte tüm çalışmalarımız online gerçekleşti. Birlikte iki şarkı yaptık. Biri “Cul” biri de “Derinlerde.”
Daha önce bir röportajınızda “Türk insanı müziğimin duygusal dilini anlıyor” demiştiniz. Sahi, nedir Türk dinleyicisiyle olan bu özel bağ? Yıllar geçiyor ve hiç değişmiyor. Biraz tanımlar mısınız, dinleyicilerinizi?
Türk seyircimle çok özel ve güçlü bir bağımız var. Türkiye’yi evim gibi hissediyorum. Bu yüzden de Türk dinleyicisi benim için çok anlamlı. Bu yüzden Türkiye’ye geri dönmek ve dinleyicilerime sadık olmak için sabırsızlanıyorum.
70’lerin ve 80’lerin Türkçe şarkılarını dinlediğinizi söylemiştiniz. Son dönemde yayınlanan şarkıları da dinliyor musunuz? Türkçe rap veya alternatif sahneden dinlediğiniz isimler de var mı?
Türk müziğinde modern tınıların muhteşem olduğunu düşünüyorum. Ve bugünlerde birbirinden şahane işler de gelmeye devam ediyor. Çok genç ve acayip “cool” gençlerle (Perdenin Ardındakiler) bir işbirliği yaptık. “Uzaklara Savrulalım” adında bir şarkı yaptık.
Müzik yapabiliyor olmanın sizin için en önemli yanı nedir? Sizi özgürleştirdiğini, değiştirdiğini düşünüyor musunuz? Müziğinizin arkasındaki felsefeyi, ana fikri nasıl anlatırsınız?
Benim için müzik yapmanın en önemli yönü özgür, ahenkli ve temiz çalışmak. Ve ilhamın gelmesini sağlamak. En önemli nokta bağ kurmak.
“HAYAL KURMAYI ASLA BIRAKMAM”
Büyüleyici performanslarınızla dünyanın en yetenekli müzisyenleri arasında yer alıyorsunuz. Dünyanın dört bir yanında çaldınız, pek çok proje yaptınız. Film müziği yaparak da ödül aldınız. Geriye dönüp baktığınızda tüm bu başarılarınızla ilgili neler hissediyorsunuz? Kendinizi hayallerini gerçekleştirmiş biri olarak görüyor musunuz?
Pek çok hayal ettiğim şeyi gerçekleştirdim ama daha çok hayalim var. Hayal kurmayı asla bırakmam.
Salgın döneminden en çok etkilenenler müzisyenler oldu. Uzun zaman sahne alamamak, dinleyicilerinizle canlı konserlerde buluşamamak neler hissettirdi? Nasıl geçiyor sizin için pandemi dönemi?
Herkes için ama özellikle de müzisyenler için çok çılgın bir zamandı. Bu kadar uzun zaman dinleyicilerimle buluşmamak, sahnede çalmamak çok zordu ama aynı zamanda benim için çok da özeldi. Bu yeni müzikler ve daha içsel çalışmalar için bir zaman demekti.
Bugüne kadar sahne aldığınız yerler içinde sizi en çok etkileyen, özel bir anısı olduğunu düşündüğünüz konseriniz hangisiydi? Neden?
Her konser benim için özel, hepsinin ayrı bir hikâyesi var. Hepsi çok önemli ve hatırlanmaya değer.
