Türkçe rap sahnesinin uzun yıllar konuşacağı bir albüm olan Griot’u geçtiğimiz günlerde yayınlayan DJ Sivo’yu Dergy’de konuk ettik.
Sebla KOÇAN / [email protected]
DJ Sivo, 17 yıldır hip hop dünyasının içinde bulunan başarılı bir isim. Bugüne kadar onu aslında pek çok sahnede izledik. Sivo, geçtiğimiz günlerde ilk DJ albümü Griot‘u Sony Müzik Türkiye etiketiyle yayınladı. Albümde rap dünyasının şampiyonlar ligi var desek yalan olmaz. Ceza, Gazapizm, Khontkar, Ben Fero, Cashflow, Zen-G, Defkhan, Yener Çevik aklımıza ilk gelenler. Sivo, albümün yayınlandığı gün 5 videoyu birden yayınladı. Albümün çıkış şarkısı olan Ceza ve Gazapizm şarkısı “Baskın” şu an 7 milyona yaklaşan bir görüntülenme elde etmiş durumda. Sivo, Griot’un ne demek olduğunu da şöyle anlatıyor: “Griot’lar, Afrika’da kabilelerin sözlü tarihini ve geleneklerini kuşaktan kuşağa aktaran kişilerdir. Afrika’nın geleneklerle kültür mirasını hala ayakta tutan halk ozanlarıdırlar. Kahramanlık hikayelerini, şiir ve öyküler yoluyla anlatırlar. Bu anlamda bu albümdeki herkes bir Griot.” DJ Sivo’yu Dergy sayfalarında ağırladık.
17 yıldır hip hop dünyası içindesiniz. Pek çok şeyi gördüğünüz, deneyimlediniz. Hip Hop dünyasına ilk girdiğiniz dönemle günümüzü kıyasladığınızda sizce neler değişti?
Bahsettiğiniz yıllar hem hip hop kültürü hem de kendimizle tanışma senelerimizdi. O zamanlar bilinmezlele dolu, heyecan verici bir sokak ve yaşam felsefesiydi benim için. Yıllar geçip biz büyüdükçe hiphop kültürü de bizimle birlikte büyüdü. Kültür milyonlara ulaşıp endüstriyelleşirken, ben de ayakları yere daha sağlam basan ve artık ne istediğini bilen bir müzik adamına dönüştüm. Şartlar fazlasıyla değişse de birlikte büyüdük ve hiç kopmadık.
Neden ilk solo albümünüzü şimdi yapmaya karar verdiniz? Doğru zamanın geldiğini nasıl anladınız?
Aslında hep aklımdaydı ama zamanımın büyük çoğunluğu sahnelerde geçiyordu. Pandemi nedeniyle büyük bir boşluk oluştu, ben de değerlendirmek istedim.
Ceza, Gazapizm, Khontkar, Anıl Piyancı, Ben Fero, Cashflow, Zen-G, Defkhan, Yener Çevik… Griot içinde müthiş bir kadro var. Tüm bu isimleri toplamak, şarkıların kaydı, düzenlemesi derken ne kadar zaman aldı bu albümün kaydı?
Karantina sürecinde başladı her şey. Önce altyapıları hazırladım. 2020 Ağustos’ta ilk kayıtları almaya başladık. Tabii birçok sanatçı bir araya gelince bazı şeyler zaman çizelgesine uymadı, geciktiğimiz başlıklar oldu. Yayınlamamız da 2021 Temmuz’u buldu.
Albümde çok çeşitli bir MC skalası olduğu gibi battle, trap, arabesk, drill gibi de pek çok tarzı görüyoruz. Sizi en çok hangi şarkı zorladı?
Her tarzın olmasına özellikle özen gösterdik, bir DJ albümü bu sonuçta. Her kesime hitap etmesi önceliğimizdi. Konuya böyle yaklaştığım için beni zorlayan herhangi bir şarkı olmadı.
“ALBÜMDEKİ MC’LER MODERN GRİOT’LAR”
Griot’lar, Afrika’da kabilelerin sözlü tarihini ve geleneklerini kuşaktan kuşağa aktaran kişiler. Ve bu albümdeki MC’leri de birer Griot olarak tanımlıyorsunuz. Bu noktada bu ülkenin tüm hikâyelerini özgürce anlatamayan, eskaza anlatmaya çalıştıklarında haklarında soruşturma açılan rapçiler konusunda ne düşünüyorsunuz?
Mutlu değilim tabii ki. Herkesin müziğinde anlatmak istediği bir dert ya da paylaşmak istediği bir mutluluk var. Bu özgürlük tanınmadığında da, sanatçılar bu sefer yaşadıkları baskıyı anlatarak dönemin ruhunu yine bir şekilde dinleyenlerine geçirmeyi başarıyorlar. Modern griot’lar olarak bu zamanın hikayesini de bu şekilde gelecek nesillere aktarmış oluyorlar. Müziği susturmak mümkün değil.
Griot’lar aynı zamanda halk ozanı da oldukları için dil bu noktada çok önemli. Tıpkı rap müziğin yapıtaşı olduğu gibi… Griot albümü içinde kimi zaman çok sert, kimi zaman da çok vurucu şarkılara rastlıyoruz. Dil bakımından Türkçe rap’te çıkan işleri yeterli buluyor musunuz? Yeni nesil rapçileri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Müzisyenlerin yeterliliğini değerlendirecek bir konumda görmüyorum kendimi. Eski ya da yeni, herkes kendi perspektifinden bir hikaye anlatıyor. En nihayetinde bu anlatılanlar birleşiyor, ortaya çeşitlilikten beslenen bir kültür çıkıyor. Bana sadece bu farklı tarzları harmanlayarak dinleyiciyle buluşturmak kalıyor.
Griot’un içinde sözleriyle sizi çok etkileyen ve ayrı bir yere koyduğunuz şarkı hangisi oldu?
Bütün şarkılarda beğendiğim sözler, beni farklı farklı yerlerden yakalayan göndermeler var. Ayırt etmeden, ayrı yere koymadan hepsi!
Siz Gazapizm’le birlikte Argo İzmir’in de kurucu isimlerinden birisiniz. İzmir’in farklı yerlerinde, benzer hayallerle büyümüş pek çok ekip var. İzmir’in rap dünyasında kesinlikle baskın ve kendine has bir yeri olduğunu söyleyebiliriz. İzmirli olmak sizce nasıl bir fark yaratıyor?
İzmir bizim evimiz. İnsan doğup büyüdüğü evi nasıl değerlendirmiyor, her şey ona normal geliyorsa, İzmir de bizim için öyle. Burada arkadaş olduk, burada müziğe başladık, burada başardık. Biz hala arkadaşız, İzmir de hala bize kucak açıyor. Ne mutlu.
KISA KISA
- Rap’ten sonra en çok dinlediğim müzik türü arabesk.
- Dünyada en çok görmek istediğim ülke Japonya.
- Çocukken ilham kaynağım olan müzisyen Michael Jackson.
- Araba kullanırken/yolculuk yaparken dinlemeyi en çok sevdiğim şarkı şu şıralar Gazapizm’in henüz yayınlanmamış bir şarkısı.
- Müzik yapmanın benim için en özgürleştirici yanı her duyguyu yansıtabiliyor olmak.
- Global sahnede severek takip ettiğim özel bir isim yok.
- En sevdiğim İzmir yiyeceği İzmir köfte.