Alt-pop ve indie rock sahnesinin benzersiz topluluğu Birileri’ne yeni single’ları “…aynı yer” sonrası Dergy sayfalarında kulak verdik.
Sebla KOÇAN / [email protected]
“Her şey değişir, hiçbir şey değişmez / Bir umut vardır, ama o da çözmeye yetmez…” Alternatif sahnenin kendine has ekiplerinden Birileri, yeni single’ları “…aynı yer”i henüz çok kısa zaman içinde dinleyicisine sundu ama, şarkı şimdiden 2021 favorilerimiz içindeki yerini aldı. Indie rock ve alt-pop diyebileceğimiz bir yola direksiyon kıran ekip, Universal Müzik çatısı aldında bu yıl “ultrapop” ve 2020’de “Yürü” single’larıyla da değişimin sinyallerini vermişti aslında. Söz, müzik ve vokallerde Jan Soykök, gitarda Baturalp Yılmaz, bas gitarda Emre Dereli ve davulda Çağdaş Topal’dan mütevellit Birileri; varoluş, mücadele, hayal kırıklıkları ve tabii ki aşkı zarif şarkı sözleri, incelikli altyapılarla kulaklarımıza nakış gibi işliyor. Birileri, “Aşk olmadan üretemez olsak, ‘…aynı yer’ hiç var olmazdı. Aşk için her şeyden önce hormonlarımıza teşekkür etmeliyiz. Görünen o ki insanlık devam ettikçe de devam edecek bu çaba” diyor, açık yüreklilikle. Yeni şarkılarını heyecanla beklediğimiz Birileri, bugün Dergy’nin konuğu.
Indie rock sound’undan biraz daha “pop” bir döneme geçtiniz ve önce 2020’de “Yürü”, sonra da 2021’deki ilk single “Ultrapop” sonrasında “Aynı Yer” geldi. Bu değişime nasıl karar verdiniz?
Karar vermek gibi değil de, yavaşça ve kendiliğinden öyle gelişti. Yeni besteler daha pop bir sound istiyordu, onlar da dinleme alışkanlıklarımızın son birkaç yılda biraz daha o yöne kaymış olmasıyla ilgili olabilir. Alternatif bir pop anlayışı yaratma düşüncesi hoşumuza da gitti bir yandan ve bunu denedik. Zaman içinde buradan farklı yönlere de tekrar evrileceğimize şüphemiz yok.
“…aynı Yer” için ayrı bir başlık açmalı, çok güçlü bir şarkı. Özellikle çok çarpıcı bir felsefesi var: “Her şey değişir, hiçbir şey değişmez.” Fazlasıyla kendimizle kaldık, içe döndük, evde kaldık ve bunun sonucunda mı çıktı bu şarkı? Biraz bu şarkının kaleme alınmasında perdenin ardında neler vardı, anlatabilir misiniz?
İnsanlar o şekilde yorumlamak, kendileri için öyle bir bağ kurmak isterlerse bununla ilgili en ufak bir sorunumuz yok hatta hoşumuza da gidiyor… Ne var ki parçanın pandemi koşullarıyla en ufak bir alakası yok (hatta Jan şarkının ilk taslağını çıkardığında pandemi daha başlamamıştı bile). Dönemsel ya da hayat boyu (veya bizzat hayatın kendisi?) olmak üzere herkesin var bi’ döngüsü, parçada da herkes kendi döngüsünü bulup onu bu şekilde anlamlandırsın isteriz; en güzeli öyle.
Ve bu arada “…aynı Yer”in klibine de değinmek lazım. Tekdüzelik, sıradanlık içine sıkışmış bir adamın, her gün aynı renk gömlek giydiği ve donuk bir mutlulukla sürekli korkutucu bir gülümseme takındığı klip fikri nasıl çıktı, ne kadar zamanda çekildi?
Senaryosu da klibimizin yönetmeni Gürcan Güreşçi’ye ait. Karşılıklı fikir alışverişleri sonucu böyle güzel ve parçayla da bağdaşan bir hikaye çıkardı ortaya. 2 günde çektik. Klibimizin oyuncuları Efe Yeşilay ve Ecem Gündoğan’a da buradan selam edelim.
“Ultrapop” şarkısı için Milan Kundera’nın “Bilmemek” kitabından bir referans vermiştiniz. Bu kitapta Kundera’nın aşk için “Şimdiki zamanın coşkuyla yüceltilmesidir” tanımını hatırlatmıştınız. Kendimiz mi yaratıyoruz bu duyguyu, kendimiz mi abartıyoruz? Aşk olmadan da yazamaz, üretemez miyiz?
Aşk olmadan üretemez olsak, “…aynı yer” hiç var olmazdı. Aşk için her şeyden önce hormonlarımıza teşekkür etmeliyiz. Gerisini zaten sonsuz şarkı, şiir, roman vb. tarih boyunca anlatma çabasına girmiş. Görünen o ki insanlık devam ettikçe de devam edecek bu çaba.
“DERTLE DE DERMANLA DA YAKINDAN İLGİLİYİZ”
Günümüz müzik dünyasında stream servislerinin de etkisiyle hemen her hafta yeni bir şarkı yayınlayan müzisyenler / topluluklar var. Siz ise iki yeni şarkının arasında epeyce bekliyorsunuz. İyi şarkı zaman mı alıyor, demlenmesi mi gerekiyor? Yoksa bu geçici bir dönem mi, siz ne düşünüyorsunuz?
Her şeyden önce -kendimize göre- nitelikli işler üretmeye çalışıyoruz ve bu da genelde biraz zaman alıyor. Bir de klip işin içine girince iyice uzayabiliyor bu süre. Yine de -her hafta olmasa da- daha kısa aralıklarla yayımlamak isteriz şarkılarımızı. Elimizde bekleyen bir sürü şarkı var.
Grup içindeki enerji karantina dönemlerinde çok sık görüşemediğinizde nasıldı? Sizce grup olarak yeni bir şeyler ortaya koymak daha mı kolay? Birlikte çalışmanın avantajları neler?
Müzik için bir araya geldiğimiz çok olmadı o süreçte. Daha çok genel sosyallik için konuşup fırsat oldukça da o şekilde görüştük. Bireysel yoğunluklarımız da vardı bir yandan. Grup halinde hareket etmek zor ama grup olmak yine de çok özel. Tek bir bütünün parçası olduğumuzu bilmenin hissi (özellikle de sahnedeyken) çok başka.
Yaş aldıkça dert ettiğiniz şeyler de değişti mi? Görüşlerimiz, düşüncelerimiz kısa sürelerde bile değişiyor. Üstüne bir de sürekli mücadele içinde yaşadığımız bir ülkede olmak, pandemiyle değişen dinamikler de eklenince, son zamanlarda en çok neler ilgilendirir oldu sizi?
Dert ettiğimiz şeylerin dengeleri değişti desek daha doğru olur. Hayatın gidişatına göre daha önce seni o kadar da etkilemeyen bir derdin, zamanla ötekinin önüne geçebiliyor. Bireysel ya da toplumsal bir sürü durum sana bağlı olmadan gelişip direkt olarak yine seni etkiliyor. Dertle de dermanla da yakından ilgiliyiz, “işimiz bu: yaşamak.”
KISA KISA
● En son izlediğimde beni çok etkileyen film ……………..
Jan: 12 Angry Men
Baturalp: The Peanut Butter Falcon
Emre: Frank
Çağdaş: Spring Summer Fall Winter
● Eğer burada olmasaydım yaşamak isteyeceğim ülke ………. olurdu.
Jan: Siyasi ve ekonomik problemlerinden arınmış, özgür ve demokratik bir Türkiye Cumhuriyeti.
Baturalp: Tatooine (Yıldız Savaşları serisinin geçtiği kurgusal evrendeki gezegenlerden biri)
Emre: Ooo ülkesi (Adventure Time’da geçen bir yer)
Çağdaş: Aklı başında bir Türkiye
● Sahnede izlediğim anda beni de müzik yapmaya iten, hayranlık duyduğum o müzisyen……..
Jan: Annem
Baturalp: The Fifth Element filminde ‘The Diva Dance’i söyleyen mavi arkadaş
Emre: Flea
Çağdaş: Louis Cole
● Son zamanlarda ………………. albümünü dinlemeden duramıyorum.
Jan: Pinhani – Kediköy
Baturalp: Julian Lage – Love Hurts
Emre: Mort Garson – Plantasia
Çağdaş: Ali Farka Toure, Ry Cooder – Talking Timbuktu
● Müzik dışındaki en büyük tutkum ……………
Jan: Gezmek
Baturalp: Sinema
Emre: Mitoloji
Çağdaş: Farklı yerler keşfetmek