Müzisyen Özgüç Yiğit, 90’lar ve 2000’ler sound’una selam ettiği EP’si Buzdan’ı yayınladı. Sanatçı, çıkış şarkısı “Buzdan”ın daha analog duyulabilmesi için düzenlemeleri İlkay Özboyar’a mastering’i Aykut Gürel’e emanet etmiş.
Özgüç Yiğit, müzik ile balkonda otururken aşağıdan geçen eskiciden aldığı bir rus gitarı ile tanıştı. Müziğin sezgisel olması gerektiğine inanıyor. Onun için müzik bir dil gibi… Aynı zamanda bir aktarım aracı. “Gece karanlıkta, yağmurlu bir yolda bir arabadaki iki yolcunun suskunluk anlarında aralarındaki bağı kuran şey, müzik değildir de nedir?” diye düşünüyor.
Yiğit, Eskişehir’de Sinema TV okumuş. Üniversite yılları, kendi deyimiyle “Müzik açısından dünyanın en güzel yıllarında” yani 90’lı yıllarda geçti… Şarkılarında, bu yılların etkisin görmek mümkün. Asıl mesleği ise yönetmenlik. Ancak müzik yaptığı işin her noktasında var. Yiğit, “Bence müziğin bir türü yok, kalpten çıkması yeterli” diyor.
“SOUND OLARAK 90’LAR VE 2000’LERİ KARIŞTIRDIK”
Yiğit, “Buzdan” şarkısını 7 yıl önce, birbirine bakan iki aynanın oluşturduğu sonsuz görüntüden ve hayatın da aslında kendini tekrar eden tekrarlar bütünü olduğu fikrinden ilham alarak yazmış.
“Sound olarak, 90’lar ile 2000’leri karıştırdık gibi. Bazı ‘insansı’ minik hataları bıraktık, yoksa her şey düzeltilebiliyor ve kusursuz olunca, midi gibi duyuluyor günümüzde… Daha analog duyulmasını istedik. Hatta Mastering’i Aykut Gürel yaptı ve iyice canlı-analog duyulması için analog banttan geçirdi. Toplamda 6 şarkılık bir kayıt yaptım. Şarkıların geneline bakacak olursak, alternatif rock, elektronik ve akustik gibi türler var. Şarkımın birini Genç Osman Yavaş ile canlı kaydettik. Ben gitar ve sonra üzerine bass o da piyano çaldı… Kargo’dan Arabic Fahişe’yi de cover’ladım.”