Geçtiğimiz günlerde ilk albümü “ne çok şey birikti içimde”yi çıkaran Birkan Nasuhoğlu ile 23 Nisan Cumartesi günü Salon İKSV’de gerçekleşecek olan ve benim de heyecanla beklediğim lansman konseri öncesi sohbet ettik. Gelin albümü ve gelecek günlerdeki planlarını Birkan’dan dinleyelim.
İpek ATCAN / [email protected]
Yedinci Ev’den 4 yeni şarkıyı yayınladınız, sonra birçok konser verdiniz ve şimdi sıra yine solo çalışmada. Nasıl ayak uyduruyorsun bu tempoya? Ve tabii ki kafadaki bölünmeye?
Tempoya ayak uydurma kısmını pek fark etmiyorum doğrusu. Bana pek iş gibi de gelmiyor çünkü. Şartlar geliştikçe ayrıntılar ortaya çıkıyor ve hakim olmadığım alanlarla karşılaşıyorum fakat orada da ekip arkadaşlarım devreye giriyor. Müzikal tarafta üretim halinde kalabildikçe üstüme düşen en büyük sorumluluğu yerine getirmiş oluyorum. Yedinci Ev ve solo tarafları kendi kendine ayrılıyor. Nasıl oluyor o kısmı ben de henüz tam çözemedim ama üzerinde çalıştığım bir gitar riff’i ya da bir melodi kendisi bana “ben şu tarafa aitim” diyor.
‘Yollar Bitmez’ şarkısı bende Bülent Ortaçgil hissi yarattı 🙂 Neler dinledin, okudun, izledin şarkıların yapım aşamasında?
Şarkı yaparken önce müziğini belirgin bir hale getirir, sözleri için ise bu aşamadan sonra çalışmaya başlarım. Ama kariyerimde ilk defa ‘Yollar Bitmez’de bu sistem değişti, önce sözlerini yazdığım ilk şarkım oldu. Şarkının ortaya çıkmasındaki sebep zaten benim için çok özel fakat bunun dışında bir de çalışma stilime aykırı olarak ortaya çıkmış olması şarkının bendeki hissiyatını bambaşka bir noktaya getirmiş oldu. Benden Bülent Ortaçgil tınısı aldığını söyleyen insanlarla karşılaşmaya başladım son dönemde. Bu tip yorumlarla karşılaşmak sanırım beni dinleyen insan sayısında bir artış olduğunu gösteriyor. Ben de severek dinlerim Bülent Ortaçgil’i, elbet etkileniyorumdur. ‘Gül’ün sözlerini yazabilmek için fazlaca Divan Edebiyatı’na ait kitaplar karıştırdım. Murat Menteş, Alper Canıgüz, Orhan Pamuk, Turgut Uyar, Shakespeare bu albüm sürecinde okuduğum, aklıma gelen ilk yazarlar. Albüm soundu için fazlaca Damien Rice, Leonard Cohen, Adam Melchor, The Tallest Man On Earth, Clario, Birdy dinledim.
Daha önce çok dinlenen birçok şarkı çıkardın ama bu senin ilk solo albümün. Herkesin albüm yapmayı bıraktığı ya da pek de tercih etmediği bir dönemde ters köşe bir hareket 🙂 Artık genel endişe albümde şarkıların kaynadığı, tekli olarak paylaşınca her şarkının dinleyiciye daha iyi ulaştığı yönünde. Sen neler düşünüyorsun?
Evet, albüm için böyle bir kaygı var. Haksız bir endişe de sayılmaz. Tabii ki şarkılarım listelerde olsun, liste kapaklarında fotoğrafım dursun isterim fakat bu isteğim şarkılarımı içime sinen bir halde yayınlamış olma tatminimin önüne geçmemeli. Bu albümde çok eskilerden, yerini bekleyen şarkılarım olduğu gibi albüm kayıtlarından 2 ay önce tamamladığım şarkım da var. Zaten biraz da “elimdeki bu şarkılar yanyana gelince ne güzel hissettirdiler”, “anlatmak istediğim bir duyguyu ne kadar güçlü bir şekilde anlatıyorlar” diye düşünüp, albüm yapmaya karar verdim. Şimdi baktım, albümden 4 şarkı listelerde yer alıyor, ‘Yollar Bitmez’ teklisi ile bir liste kapağında da yer almıştım. Bunlar da bana bonus mutluluk ve motivasyon oldu. Evet zor bir denklem, biraz da insan dış dünyayı önemsemek ve önemsememek arasında kalıyor. Ama her şeyin özünde, yayınladığım şarkıların bendeki hissiyatını ne bir liste ne de şarkının dinlenme sayısı etkiliyor. O yüzden herkes içinden geldiği gibi yapmalı, albümse albüm tekli ise tekli. Elindeki şarkılara ve atmak istediği adıma göre karar vermeli. Biraz da deneme/yanılma yöntemi zaten bence.
Grupla albüm çıkarmaktan farklı bir duygu mu solo çıkarmak?
Yedinci Ev ile 2 albüm yayınladık. İlki 2013, ikincisi 2017. Tabii ki ilk albümün yeri bambaşka. İlk defa profesyonel şarkı söyleme deneyimi yaşadığım albüm, 18-19 yaşında yaptığım şarkıları kaydediyor olmanın verdiği heyecan bambaşkaydı. Tecrübeyle doğru orantılı olarak ilk solo albümüm “ne çok şey birikti içimde” bana bambaşka duygular yaşatıyor. Kayıt sürecinden albümün görsel dünyasına kadar geçmiş yıllarıma göre daha olgun ve bilinçli hareket edebildim. Albümdeki yazdığım şarkı sözleri, enstrümanıma yaklaşım şeklim içime fazlasıyla sinmiş durumda. Zaten her zaman grup ve solo şarkılar, albümler, sound, genre olarak birbirinden uzakta konumlanacak. Bu yüzden hissiyatları da farklı olacak. Şimdilerde Yedinci Ev’in yeni albümü üzerinde çalışmaya başladık. Orada da bambaşka bir kapı aralandı benim için mesela. Bu deneyimleri yaşayabildiğim için mutluyum.
Salon IKSV’deki lansman konserine sayılı günler kalmışken yapıyoruz röportajımızı, var mı sürprizler?
Evet, öncelikle bolca heyecan var. Uzun süredir bu konser hakkında düşünüyoruz, konuşuyoruz. Albümdeki en temel önceliğim yalın, sade ve direkt olması olduğu için lansman konserini de olabildiğince yalın ve etkili tutmak için planlar yaptık. Görsel olarak bir dünya yaratmaya çalışacağız o akşama özel. Herkes için ilklerle dolu bir konser akşamı olacak diyebilirim. Setlist’te albüm dışında da şarkılar var. Şimdilik 22 şarkı not aldım.
Önümüzdeki dönem planların neler?
Bu sene bitmeden solo olarak 2 şarkı daha yayınlamak istiyorum. Şarkılar üzerinde çalışıyorum hala. Önceki cevaplardan birinde de bahsettiğim gibi; Yedinci Ev’e albüm hazırlıyoruz. Ama sanırım o albüm seneye kalacak. Yaz aylarında festivaller var, sonbaharda bar konserleri var. Konserlere göre hem solo hem grup kayıt planlarını da organize etmeye çalışıyoruz.
Dergy okurlarına söylemek istediklerin var mı? Ulusa sesleniş 🙂
Dergy emekçilerinden başlayayım. Dergy’ye bir süredir sosyal medyada denk geliyorum. Sektör için hararetli bir çalışmada olduğunuzu görüyor ve mutlu oluyorum. Emek veren herkese müzisyen, sanatçı arkadaşlarım adına çok teşekkür ederim. Tüm okurları kapsayacak ve bence hepimiz için en mühim istek: Konserlerde görüşmek üzere, sevgiler.