Global çapta kazandığı başarılarla ülkemizi gururlandıran DJ Mahmut Orhan, Sibourne gibi akademiler sayesinde müzik yapmanın ilerde daha kolay ve ulaşılabilir olacağını düşünüyor. Ünlü DJ, Dergy’nin sorularını yanıtladı.
Sebla KOÇAN / [email protected]
Türkiye’yi dünyaya tanıtan ve global ölçekte büyük bir başarı kazanan DJ Mahmut Orhan, bundan bir sene önce Sezer Uysal ve Aytaç Kart’ı da yanına alarak genç müzisyenler yetiştirmek amacıyla Sibourne Akademi’yi kurdu. Sibourne Akademi kısa süre içinde ilk albümünü yayınladı ve pek çok genç DJ kendi eserleriyle dinleyicisiyle buluşma şansını elde etti. Mahmut Orhan, Sibourne Akademi’nin bir öncü olmasını diliyor ve sonrasında gelecek yeni akademilerle de müzik yapmanın daha kolay ve ulaşılabilir olacağını düşünüyor. Dünyaca ünlü DJ, Dergy’nin sorularını samimiyetle yanıtladı.
Sezer Uysal ve Aytaç Kart’la birlikte hayata geçirdiğiniz Sibourne Akademi’den bahsedelim. Bir süre önce müzikle ilgilenen gençlere ücretsiz olarak DJ’lik ve prodüksiyon öğreteceğinizi söylediniz. Daha 1 sene geçmeden ilk albüm “Sibourne Talents Vol.1” yayınlandı. Bu süreç nasıl geçti? Başka gençlerle de eğitime devam edecek misiniz?
Sibourne Akademi geçtiğimiz aylarda meyvelerini vermeye başladı ve ilk albümümüzü yayınladık. Bundan sonraki dönemde, akademide olan arkadaşlarımızın single çalışmaları çıkacak. Bu gençleri dünyada büyük şirketlerle iş birliği yaparken de göreceğiz. Covid-19 nedeniyle biz de derslerimize ara vermek zorunda kaldık ancak gelecek dönemde aramıza katılmak isteyen arkadaşlar için bir sürprizimiz olacak.
Dünyanın pek çok köşesinde setin başına geçtiniz. Şarkılarınız pek çok ülkede listebaşı oldu. Sizin bugüne kadar unutamadığınız sizde başka bir yeri olan performansınız hangisiydi, bize biraz anlatır mısınız?
Unutamadığım performansların başında sanırım Beyrut geliyor. Beyrut’da bir çok kez bulundum ama hep aynı yüksek enerji ile karşılaştım. Bu sebeple oraya her gittiğimde heyecanlı oluyorum. Avrupa’da ise Romanya’nın inanılmaz bir dinleyici kitlesi var ve müziğe çok değer veriyorlar. Diğer favorilerim ise Dubai ve İbiza.
“KLİPLERİMİ İZLEYİP MARDİN’E GİDEN İNSANLAR OLUYOR”
Pek çok dinleyiciniz İstanbul’u, Türkiye’nin diğer güzelliklerini gerçek bir turizm elçisi gibi tanıttığınızı düşünüyor. Adımızı dünyaya duyuran bir Türk olarak, size yurtdışında ilginç tepkiler geliyor mu?
Yurtdışında özellikle kliplerim hakkında yorum yapan çok insanla karşılaşıyorum. Klibi izleyip, Kapadokya ve Mardin’i görmeye gitmiş olan insanlarla konuşunca tüylerim diken diken oluyor. Ülkemizin her köşesi çok güzel ve bu güzelliklerin müziğim vasıtasıyla da tanınıyor olmasından gurur duyuyorum.
Uzun zamandır Türkçe bir şarkıyla dünyaya sesimizi duyurmak istediğinizi söylüyorsunuz, 2020’de beklediğimiz Türkçe şarkı gelecek mi?
Bu Türkçe parçayı 2020 yılına sığdırmayı bende çok istiyorum. Fakat müzik şirketim Ultra’nın planladığı programa mutabık kalmam gerekiyor. Umarım önümüzdeki aylarda hedeflerimizi birleştirdikten sonra, Türkçe işler yapmaya da başlarım.
Türkiye’de elektronik müzikte son yıllarda tıpkı alternatif yeni gruplar ve rap sanatçıları gibi pek çok isim yeni müzikler yapıyor. İlginizi çeken kimler var yeni isimler içinde?
Ümitli olduğum yeni isimlere Sibourne Akademi’den örnek verebilirim. Bir kısmı yaşları tutmadığı için gece kulüplerine dahi giremiyorlar ancak inanılmaz iyi müzik yapıyorlar. Mert Öksüz, Fatih Başoğlu, Batıkan Tanrıkulu, MFK, Yiğit Karakaş ve Chossn aklıma gelen ilk isimler. İsmini söylemediğim daha bir çok genç yetenek var. Umarım onları da parçalarını performanslarımda kullanarak tanıtırım. Hepsine sonsuz güveniyorum.
“FIRSAT BULDUKÇA SNOWBOARD YAPIYORUM”
Bugüne kadar en sevdiğiniz, içinize en çok sinen şarkınız hangisi oldu?
Bugüne kadar yaptığım her parçanın bana hissettirdiği duygu farklıdır. Bu sebeple hepsi benim için özel. İçime sinmeyen bir işi yapmam.
Tarkan’dan Ajda Pekkan’a pek çok starla işbirlikleri yaptınız. Şöyle bir hayal ettiğinizde, “Bu isimle çalışmak için neler vermezdim” diyeceğiniz müzisyen kim?
Çocukluğum Tarkan, Kenan Doğulu, Sagopa Kajmer, Ajda Pekkan ve Yalın dinleyerek geçti. Onlarla arkadaş olup, bir şeyler paylaşıp, beraber projeler yapmak yaşadığım en güzel duygulardan biri diyebilirim. Beraber çalışmanın beni gururlandıracağı bir çok isim var ancak yaptığımız müziğinde uygun olması gerekiyor. O yüzden bir isim vermeyeceğim. Yaşayıp görelim.
Bursa’da gençlik yıllarınızda müziğe meraklı olduğunuz için müzik aletlerini kurcaladığınızı, Macbook için para biriktirdiğinizi söylemiştiniz. Müzik dışında benzer şekilde meraklı olduğunuz, ufak ufak kurcaladığınız başka ilgi alanlarınız da var mı?
20li yaşlarda bir çok şeye merak sarmıştım ve müzik de bunlardan biriydi. Şimdilerde ise yaparken keyif aldığım ve kendimi geliştirmeye çalıştığım spor dalları var. Fırsat buldukça tenis oynuyor ve snowboard yapıyorum. Dalga sörfünü de denemek istiyorum. Avustralya turnemiz salgın sebebiyle iptal olmasaydı, bir sörf kampına girme planımız vardı orada.
Dünyada henüz gitmediğiniz, ama gitmeyi ve orada çalmayı çok istediğiniz bir ülke var mı?
En çok dinlendiğim ülke Türkiye’den sonra Amerika. Şu ana kadar orada herhangi bir sahnem olmadı ancak oradaki dinleyicilerimle de buluşup müzik yapmayı iple çekiyorum.
“YAPAMAZSAM ESKİRİM DİYE BİR KORKUM OLMADI”
Bugüne kadar gittiğiniz ülkeler içinde “Belki bir gün burada yaşamak isterim” dediğiniz şehir hangisi oldu?
Şu ana kadar gittiğim ülkelerden, burada yaşayabilirim dediğim şehirlerin başında Amsterdam geliyor. İkincisi ise Barselona. Umarım ileride Amsterdam, Barcelona ve İstanbul arası gidip geleceğim bir hayatım olur.
Bugün geldiğiniz noktada, “Ya daha iyisini yapamazsam” diye bir korkunuz oluyor mu? “Bir gün eskiyebilirim” ya da “şarkılarım unutulur” gibi kaygılarınız var mı?
Yapamazsam eskirim diye bir korkum açıkçası olmadı. Zaten günün birinde hepimiz bunları yaşıyor olacağız. Bunun bilincinde olmak da yaptığım müziği sürekli olarak güncele entegre etmek için çalışmama yol açıyor. Bunun, o günü geciktireceğinin inancındayım.
İşiniz eğlendirmek. Moraliniz bozuk olduğunda, keyifsiz ya da yorgun olduğunuzda çalmanız, çalışmanız gerektiğinde kendinizi nasıl motive ediyorsunuz?
Moralim bozuk olduğunda yalnız kalmak ve köpeğimle vakit geçirmek beni yeniden motive eder.
Son olarak, Sibourne Talents’tan sonraki yeni projeniz ne olacak?
Sibourne Akademi müzik piyasası için bir başlangıçtı. Umarım ileride yetiştirdiğimiz arkadaşlarımız da yeni isimler yetiştirirler. Bu sayede yeni akademiler de çoğalacak ve müzik yapmak bir çok insan için çok daha kolay ve ulaşılabilir olacak. Umarım bir umut olmuşuzdur ve gündemimiz değişip normal hayatlarımıza geri döndüğümüzde yeni projelerle yolumuza devam ederiz.
