Güler Özince’nin yeni teklisi ‘Her Şey Dahil’ bugün yayınlandı. Biz de bu vesileyle Özince’yle bir araya geldik ve hem şarkının hikayesini hem de üretim sürecini konuştuk.
Zeynep SİPAHİ / [email protected]
Güler Özince‘nin şarkılarını dinlediğiniz zaman içinize bir huzur ve mutluluk yayılıyor. Hatta hayata küstüğünüz o anlarda size bir çıkış yolu olduğuna dair umut aşılıyor. Ancak Özince‘nin şarkılarını paylaşmak gibi bir fikri aslında hiç yokmuş. Ta ki bundan beş yıl önce ‘Merkür Retrosu’ adlı şarkısı bir dizide yayınlanıp Sofar İstanbul konserinde de dinleyiciyle buluşana kadar. “Kaçış yolu olmayınca” şarkısını dijital platformlara yükleyen Özince‘nin hiçbir beklenti olmadan çıktığı müzik kariyeri şimdi onu bambaşka yerlere taşıyor. Gelin devamını kendisinden dinleyelim…
‘Her Şey Dahil’ adlı yeni teklin bugün yayınlandı. İlk kez bir sinema filmine özel olarak bir şarkı hazırladın. Projeye dahil olman nasıl gerçekleşti?
Geçtiğimiz ekim ayında, İstanbul’da olmaktan çok sıkıldığım bir anda, Gonca’yla (Vuslateri) telefon sohbeti sırasında, Gonca‘nın “Atla gel buraya” demesi ile başladı her şey. Ben de uçağa atlayıp Datça’ya gittim. On gün kadar sete misafir oldum. Orada gördüklerimden ilham alarak onlara bir şarkı hediye etmek istedim ve İstanbul’a döndüğümde de ‘Her Şey Dahil’ doğdu.
Senin için bu bir ilk olduğundan dolayı nasıl bir deneyimdi?
Süreç olarak diğer yaratımlarımdan çok bir farkı yok aslında. Ancak sonuç olarak; Gonca‘yla olan arkadaşlığımızdan dolayı, onun rol aldığı bir filme müzik yapmak benim adıma manevi açıdan değerli oldu.
Şarkı neyi anlatıyor peki?
Sevgili Gürgen‘in (Öz) canlandırdığı, hayata karşı çok da tutunamamış Faruk karakterinin duygu durumunu anlatıyor.
2017 yılında yayınladığın ‘Merkür Retrosu’ ile tanıdık seni ama aslında çocukluğundan beri müzikle iç içesin. Müziğini daha geniş kitlelerle paylaşmaya başlamandan bu yana geçen beş yılı nasıl değerlendiriyorsun? Ne bekliyordun ne buldun?
Açıkçası ‘Merkür Retrosu’ da dahil şarkılarımı yayınlama fikri yoktu aklımda. Ancak ‘Merkür Retrosu’, “Baba Candır” dizisi ve Sofar İstanbul konserinde dinleyiciyle buluşunca, yayınlamak benim için kaçınılmaz oldu. Ben de kaydedip İtalya’ya taşındım. Sonra bir baktım ki şarkı virale girmiş. Özetle; yola herhangi bir beklentiyle çıkmadığım için, bu son beş yılda her şey beklemediğimden de güzel oldu 🙂
Merak ediyorum, üretim sürecin de şarkıların gibi sakin bir şekilde mi ilerliyor?
Evet, mod bakımından sakin, zihin bakımından oldukça hareketli geçtiğini söyleyebilirim. Evrendeki her yaratımda olduğu gibi, “doğum” anlık bir şey olduğundan, her şarkı kendi doğum sürecini yaşatıyor. Kendimle baş başayken yaptığım konuşmalar, elimde bir gitar varsa şarkıya dönüşebiliyor.
8 ay gibi bir sürenin ardından son teklin ‘Balkon Sohbeti’ni yayınlamıştın. Şarkılarının demlenmesini istediğin için mi uzun aralar vermeyi tercih ediyorsun, yoksa hızla tüketilmemesi için mi?
C hiçbiri 🙂 8 aylık ara tasarlanmış bir şey değildi. Bu sürenin bir kısmı önceki şirketimle sözleşmem gereği, diğer kısmı da şarkıların prodüksiyon sürecini kapsadı. Şarkıların bir son kullanma tarihi olmadığını düşündüğüm için tüketilme kaygısı taşımıyorum.
Çoğu şarkın hepimizin yaşadığı varoluşsal sıkıntıları ya da hayatla ilişkimizi farklı şekillerde ele alıyor. Sence şarkılarının bu kadar sevilip tutulmasının nedeni de bu mu?
Nedeninin ne olduğunu tam olarak bilemem elbette ki. Ancak, yine de dinleyicilerden aldığım geri bildirimlere dayanarak söyleyebilirim ki; şarkılarda geçen durumları, kendi duygularıyla ve yaşanmışlıklarıyla senkronize buluyorlar sanırım. Bu beş yıl boyunca aldığım dinleyici mesajlarından anladığım; her bir dinleyiciyle ortak bir duygu geçmişimiz var. Bir nevi “beraber yürüdük biz bu yollarda”. 🙂
Peki, yaratıcılığını, iç dünyanı beslemek için neler yapıyorsun?
“Yaşıyorum”. 🙂
Son albümünü 2020 yılında çıkarmıştın. Yine bir ep ya da albüm çalışması yolda mı?
Şimdilik tüm odağımda şirketim Sony Music’le dört ay boyunca yayınlayacağımız dört şarkı var. Yaz sonunda önümüzdeki süreci planlayacağız. Neler olacağını ben de heyecanla bekliyorum.
Bu arada yanlış bilmiyorsam, kendi şarkılarından önce yaptığın jingle’larla sektöre giriş yapıyorsun. Halen devam ediyor musun reklam müzikleri üretmeye?
2011 yılından bu yana, marka ve kurumlar için çeşitli işlerde seslendirme, sözlü ya da sözsüz tanıtım müzikleri yaptığım doğru. Halihazırda yeni başlayacak bir proje için çalışmalarıma devam ediyorum.
Son olarak Dergy okuyucularına ne söylemek istersin?
Güzel hayaller kurmayı hiç ihmal etmesinler.