Ana SayfaMüzikKenan Vural: "Dinleyicinin müzikal kimliğimi anlamasını istedim."

Kenan Vural: “Dinleyicinin müzikal kimliğimi anlamasını istedim.”

Yüksek Sadakat’in solisti Kenan Vural, solo çalışması “Ya Herro” EP’sini kısa bir süre önce yayınladı. Biz de bu fırsatı kaçırmadık ve kendisine merak ettiklerimizi sorduk.

Zeynep SİPAHİ / [email protected]

Yüksek Sadakat‘in solisti Kenan Vural, grubuyla birlikte üretimine ve konserlere tam hız devam ederken, bir yandan da solo projeleri üstüne çalışıyor. “Ya Herro” adlı EP’sini ise kısa bir süre önce yayınladı. Beş, altı yıl içinde yazdığı şarkılardan oluşan yeni EP’de, Yüksek Sadakatin ‘Kafile’ şarkısına getirdiği yeni yorum da bulunuyor. Kendi şarkılarını demlendirerek, yazıp, bir süre dinlemeyip ardından tekrardan süzgecinden geçiren Vural‘la bir araya geldik ve hem EP’nin hikayesini hem de üretim sürecini konuştuk.

Yepyeni bir EP ile karşımızdasın. “Ya Herro” nun yaratım sürecini ve çıkış hikayesini senden dinlemek isteriz.

Daha önceki solo projelerimde olduğu gibi, “Ya Herro” da yine uzun soluklu bir proje oldu. Hızlı yazan bir besteci/söz yazarı olduğumu söyleyemem. Sözler genel olarak müziği yazmaktan daha çok zamanımı alıyor. Bir şarkıyı bitirdiğimi düşündüğüm noktada, bir süre dinlemem, yabancılaşırım. Sonra tekrar dinler, beğenmediğim bölümlerin üzerinde tekrar çalışırım. Bu süreç bile başlı başına bir zaman gerektiriyor. Sonra düzenlemesi üzerine düşünür, bittiğinde nasıl bir duygu geçirmesini istediğime karar verir ve demolarını evde kendi kendime kaydederim. Genel fikir ortaya çıkınca da hangi müzisyen arkadaşlarımla çalarsam kafamdaki sonuca yakalaşabilirim diye düşünürüm. Sonra kayıt, miks gibi teknik konular için gereken bir zaman da var tabi. “Ya Herro”, adından da anlaşılacağı gibi, bir bütünün ilk yarısı, buradaki beş şarkıya bir dört daha eklersek, ve anlatmaya çalıştığım bu sürecin her şarkı için tekrarlandığını düşünürsek, benim için bir solo projenin ciddi bir zaman gerektirdiğini kolayca anlayabiliriz.Ya Herro” şarkıları son beş, altı sene içinde yazdığım şarkılar. Bir tane de 1998’den gelen bir şarkı olacak. 

Kayıt sürecinde üç ayrı yol izledim. Biri, müzikalitesine çok inandığım ve müzikal anlamda kafamda neler döndüğünü çok iyi anlayan, coğrafyamızın en önemli gitarcılarından olan, yakın arkadaşım Akın Eldes’ten iki ayrı şarkımı düzenlemesini istedim. Bunun sonucunda, “Ya Herro”da yer alan ‘Baba’ ve ‘Çağla Çiçekleri’ni kendisi düzenledi ve kaydetti. ‘Kafile’yi kendi ev stüdyomda tüm enstrümanları ben çalarak kaydettim. Diğer şarkıları da Burak Gültekin, Koray Türker, Caner Üstündağ ve Turgut Alp Bekoğlu ile canlı kayıt yaparak bitirdik. 

“Ya Herro”da Yüksek Sadakat’in kendi adını taşıyan albümlerinde de yer alan ‘Kafile’ de var. Özellikle bu şarkıyı seçmenin nedeni neydi?

Bunu sormanıza sevindim. Bunun aslında tek bir nedeni yok. Kendi gurubumun bir şarkısını cover’lamak bence iyi bir fikirdi, üzerinde konuşulacak bir fikir, çünkü örneği yok denecek kadar az. Yola böyle çıktım. Hızlı bir rock şarkısını, yavaş bir tempoda ve akustik olarak yeniden yorumlamak ve bir kontrast yaratmak istedim. Tüm enstrümanları kendim çaldım, kendim kaydettim. Bencilce olduğunu kabul ediyorum ama ‘Kafile’nin bu yorumuna benden başka kimsenin fikri, eli değsin istemedim. Müzikal kimliğimin bu şekilde daha doğru ve iyi anlaşılacağını düşündüm. Özünde zaten Sadakat’in en kuvvetli şarkılarından biri, bu yüzden, iyi bir şarkı nasıl çalınırsa çalınsın iyidir. Aynı sözler farklı bir düzenleme ile çok farklı duygular çağrıştırabilir. Bu müziğin gücüdür. İnsanlara bunu düşündürmek istedim. 

Biraz önce söylediklerinden “Ya Herro”nun devamının da geleceğini anladım. Onu ne zaman yayınlamayı planlıyorsun?

Evet, devamı gelecek ve tahmin edeceğiniz gibi “Ya Merro” adıyla çıkacak. Kesin bir tarih verememekle birlikte bu sene bitmeden çıkarmak istiyorum. Şarkılar hazır, sadece bir şarkı daha kaydetmek ve beş içinden en iyi dört şarkıyı seçmek istiyorum. Bir yandan da yeni bir şarkı çıkar mı diye çalışıyorum. 

“Ya herro ya merro” deyişi genelde hayata dair kararlarda kaderci bir yaklaşıma tekabül eder. Senin yaklaşımın nasıldır genel olarak? Ve EP’lerin için bu isimleri seçmenin hikayesini bizimle paylaşabilir misin?

Kaderci biri değilim, hiç olmadım. İnsan kendi hayatının iplerini kendi ellerinde tutmalı diye düşünürüm. Kafama taktığım herhangi bir konuyu oldurmak için elimden geleni, hatta bazen fazlasını yaparım. Kimi zaman istemediğim sonuçlar doğursa bile bu riski almayı, olayları akışına bırakmaya tercih ederim. Kadere inanırım ama kadercilik biraz tembellik gibi geliyor. Ya Herro, ya merro deyişinin bir başka anlamı daha var. O da sonucunu kestiremediğin ve potansiyel bir risk içeren bir durumda, olaya atılmak, o riskleri de göze alarak, “ne olursa olsun, adımlarımı atarım, planımı uygularım” diyebilmek.Ya Herro Ya Merro” ismi aslında bu yaklaşımın bir sonucu olarak geldi.

Albüme bir isim ararken, plak şirketimin de önerisi ile bu şarkıları iki ayrı EP de toplamaya karar verdik. Dolayısı ile ilk EP’nin adı, bunun bir devamı olacağını anlatmalıydı. Bir bakıma eksik kalmalıydı. İki EP ancak yan yana koyulduğunda şarkılarıyla da, isimleriyle de birbirlerini tamamlamalı ve bir anlam oluşturmalıydı. Kapakta artık kendi fotoğrafımı kullanmak istemedim. Beni, hayatımı, buradaki şarkıları anlatan bir kapak olsun istedim. Bunun için çok sevdiğim Çağla Hız’dan yardım istedim. O da hazırlayacağı illüstrasyonunu düşünürken, albüm ismini sordu. Yukarıda anlatmaya çalıştığım konsepti tarif edebilmek için aklıma ilk gelen benzetmeyi söyledim: “Ya Herro, Ya Merro” gibi bir şey olacak dedim. Sonra üzerine düşününce anlatmak istediklerimi ifade eden bir isim olduğunu gördüm.

Farklı birçok yeni müzik akımının domine ettiği bir dönemde ve coğrafyada, benimki gibi klasikleşmiş diyebileceğimiz bir tarzın şarkılarını bir albümde toplayıp, insanlara sunmak potansiyel bir risk. Ben de işte sonucu ne olursa olsun, dinlensin ya da dinlenmesin, bu şarkılar insanlara ulaşmalı diyerek bu işi yaptım. Ya herro, ya merro tanımı gereği buna çok uygun bir isim değil mi?

Yaklaşık 10 yıl önce Yüksek Sadakat’ten ayrılmış ve ilk albümünü çıkarmıştın. Sonra dinleyiciyi de mutlu ederek gruba geri döndün. Grubun yanı sıra solo kariyerinde ilerleme konusunda neler düşünüyorsun?

Öncelikle gruba dönüşüm, dinleyicimiz üzerinde böyle bir etki yarattıysa ne mutlu bana. Yüksek Sadakat, gruptaki diğer arkadaşlarım için de olduğu gibi benim de kariyerimin en önemli parçası. Solo projelerimi düşünürken, bunun Yüksek Sadakat’i arka planda bırakacak bir yere oturmasını hiçbir zaman istemem. Bütün solo kariyer planımı bu düşünce üzerine kurduğumun özellikle bilinmesini isterim. Çok samimi olarak, önceliğim Yüksek Sadakat’in başarısını artırarak sürdürmesidir. Benim solo projelerim aslında bir bakıma Sadakat’in daha iyi anlaşılmasını kolaylaştıracak bir etken. Bu grubun bir elemanı, müzikal olarak hangi coğrafyalarda geziniyor, salt kendi müzikal kimliği nedir gibi sorular yanıtlarını solo projelerde buluyor. Herhangi bir dinleyicinin benim müzikal kimliğimi daha iyi anlaması, Yüksek Sadakat’i de daha iyi anlaması demektir. Benim de grup dışında, sadece kendi sesimi dinleyerek yaptığım her yeni proje, nasıl bir müzik insanı olduğumu anlatacak en önemli unsur.

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR