David Bowie belgeseli “Moonage Daydream” ile birlikte Brett Morgen isminin farkını daha iyi anlamış olduk. Morgen’ın imzasını taşıyan ve mutlaka izlemenizi önerdiğimiz belgeleri listeledik.
Zeynep SİPAHİ / [email protected]
Belgesel söz konusu olduğunda Brett Morgen ismi işin içindeyse akan sular duruyor ve o yapıma dair beklentimiz daha da yükseliyor. Morgen son zamanların çığır açan ve beğenilen belgesellerinin arkasındaki isim. Her filme kendi türünün sınırlarını zorlamak için bir fırsat olarak yaklaşan Morgen, “Kitaplar bir konunun tarihini öğrenmek için harikadır ama benim için sinema bir konunun özünü deneyimlemek için bir yerdir” diyor.
Brett Morgen‘ın ödüllü çalışmaları 21. yüzyılın başlarında kurgusal olmayan film türüne farklı bir bakış açısı getirmesiyle ünlüdür. Beş yaşında belgesel filmleri çekmek isteyen bir çocukken, bugün bu noktaya gelmiş olmasına şaşırmamak gerek diye düşünüyoruz. Gelin son belgesel filmi “Moonage Daydream”den Kurt Cobain’in hayatını konu edinen yapımına kısa bir yolculuğa çıkalım.
“On the Ropes”
1999 yılında prömiyerini Sundance Film Festivali’nde yapan “On the Ropes”, hem jüri özel ödülü almıştı hem de Akademi Ödülleri’ne aday gösterilmişti. Morgen‘ın tez filmi olan “On the Ropes”, üç genç boksörün yaşadıklarını konu ediniyor.
“The Kid Stays In The Picture”
Film yapımcısı Robert Evans’ın hayatını konu edinen “The Kid Stays in the Picture”, ilk gösterimini Cannes Film Festivali’nde gerçekleştirmişti. Belgesel adını Evans‘ın 1994 tarihli meşhur biyografinden alıyor.
“Kurt Cobain: Montage of Heck”
Brett Morgen 2015 yılında Nirvana‘nın solisti Kurt Cobain‘in hayatına ışık tutan “Kurt Cobain: Montage of Heck” belgeselini yayınladı. Belgesel Cobain‘in Washington’daki ilk yıllarından Nirvana‘yla birlikte yakaladığı başarıya hayatından geniş bir kesit sunuyor. Morgen verdiği bir röportajda filmle ilgili şöyle demişti: “Hayranı olduğum için bu belgeseli yapmadım. Bu filmi Kurt (Cobain)‘in yarattığı malzeme ve sanat sayesinde yaptım. Bana daha önce yapılmadığını düşündüğüm, özünde bu adamın hayatının görsel, sözlü, otobiyografisi olan bir film yapmak için inanılmaz bir fırsat sağladı.”
“Chicago 10”
Sadece film yapımcıları ya da müzisyenlerin hayatlarını değil Morgen‘ın farklı sektörlerden kişilerin yaşamlarına veya yaşanan tarihi olaylara ışık tuttuğundan bahsetmiştim. 2007 yılında çektiği “Chicago 10” belgeseli bunlardan biri. 1968 Demokratik Ulusal Konvansiyonu’nun ardından yargılanan sekiz savaş karşıtı protestocunun yaşadıklarına odaklanan belgesel, yönetmenin dikkat çekici yapımlarından bir diğeri.
“Crossfire Hurricane”
Efsanevi İngiliz rock grubu The Rolling Stones‘un 50. yılı kutlamaları kapsamında 2012’de çekilen “Crossfire Hurricane” de müzikseverlerin mutlaka izlemesi gereken yapımlardan. Morgen çoğu yapımında olduğu gibi bunda da yönetmenliğin yanı sıra senarist kimliğini de konuşturuyor.
“Jane”
Çoğu hayvanseverin kalbinde taht kurmuş olan Jane Goodall‘ın hayatını konu edinen “Jane” belgeseli Brett Morgen‘ın en iddialı belgesellerinden biri. Goodall‘ın hiçbir yerde yayınlanmamış görüntülerinden oluşturulan belgesel, BAFTA adaylığının yanı sıra Primetime Emmy Ödülleri’nde Morgen’a en iyi belgesel yönetmeni ödülünü kazandırmış ve Amerika’da eleştirmenler tarafından 2017’nin en iyi belgeseli seçilmişti.
“Moonage Daydream”
Ve tabii ki bugün vizyona giren David Bowie belgeseli “Moonage Daydream”den bahsetmeden bu konu eksik kalırdı. Bowie‘nin yaratıcılığını ve müzikal yolculuğunu konu edinen belgesel, sanatçının yayınlanmamış binlerce saatlik görüntüleri bir araya getirilerek hayata geçirildi. Hatta Morgen‘ın stüdyoda her gün minimum 16 saat geçirdiği dönemde ölümden döndüğünü de not düşelim. Ancak kalp krizi ve komadan kurtulduktan sonra Morgen, Bowie‘nin çalışmalarının kendisine müzisyene layık bir film yapması için ilham verdiğini söylüyor.