Türkiye’den çıkıp elektronik sahnede dünya çapında başarı kazanan isimlerden biri de İlkay Şencan. Yetenekli DJ, Dergy’e konuştu.
Sebla KOÇAN/ [email protected]
Elektronik sahnede ülkemizden yetişen ve adını tüm dünyaya duyuran en önemli isimlerden biri de İlkay Şencan. Rusya’nın başkenti Moskova’da düzenlenen Europe Plus festivalinde 100 bin kişi bir ağzıdan onun şarkılarını söyledi. Tomorrowland 2020 için de hazırlanıyordu ama Covid-19 salgını nedeniyle bu performans için bir yıl daha beklemesi gerekecek. Ülkemizin gururu DJ ve prodüktör Şencan, yeni DJ’ler yetiştirdiği akademisini Ankara’dan sonra İstanbul’a da açacağını müjdeledi. Ünlü DJ Dergy’nin sorularını yanıtladı.
Bu yıl içinde “Not So Bad”, “Dum Dum” ve “No Maybes” adında üç yeni single yayınladınız. Bir sonraki projeniz ne olacak, biraz anlatır mısınız? Yine single mı yayınlayacaksınız yoksa bir albüm niyetiniz var mı?
Şu an için single olarak ilerlemeyi düşünüyoruz. Bir sonraki projem Craig David’in “Walking Away” adlı parçasının cover’ı olacak. Sevgili dostum Emre nam-ı diğer Akyta’nın vokalde bana eşlik ettiği bir proje. Ardınan Alok’la bir ve sürpriz bir vokalle “Dont Say Goodbye” adlı parçamızı çıkaracağız.
“Not So Bad” de 90’ların ünlü şarkısı Dido’nun “Thank You” şarkısının oldukça farklı bir cover’ı. 90’larda dinlediğimiz şarkıların sizde nasıl bir yeri var? Kimleri dinlerdiniz o yıllarda?
90’larda çocukluğu geçmiş biri olarak bir çok parçanın bende yeri çok büyüktür. Bunlardan örnek verecek olursam, Britney Spears “Overprojected” diyebilirim, belki 2000’lere de kaymış olabilir ama çok sevdiğim bir parçadır.
Bugüne kadar setin başındayken başınıza gelen en acayip şey neydi?
Bir keresinde az kalsın kabinden aşağı düşüyordum. Hatta mekanın dışına sokağa falan düşücektim… 🙂 Son anda tutunmuştum. O günden sonra daha dikkatli hareket etmeye başladım.
“BU İŞE BİRAZ GEÇ BAŞLADIM AMA ŞİMDİ HEPİMİZ MUTLUYUZ”
Canlı olarak insanların karşısında çalarken aklınızdan neler geçer? Kendinizi ana mı kaptırırsınız, insanları mı gözlemlersiniz yoksa bir sonraki şarkıyı mı düşünürsünüz?
Yaptığı işten keyif alan iyi bir DJ bu üçünü de aynı anda yapandır diyebilirim. Belli bir zamandan sonra bunu otomatik olarak yapmaya başlıyorsunuz.
Karantinada sıradan bir gününüz nasıl geçiyor?
Plak şirketiyle ilgileniyorum genelde, gelecek parçalar, mix mastering ve bazı aranje işlerim oluyor. Onun dışında herkes gibi gündemi takip ediyorum ve zamanın kalırsa da PC oyunu oynuyorum.
Nasıl bir çocukluğunuz vardı, müziğe olan tutkunuza aileniz katkıda bulundu mu? Şimdi geldiğiniz noktaya bakınca size nasıl tepki veriyorlar?
İyi bir çocukluk geçirdim. 4 yaşında klavye çalarak başladım bu işe. Ailem bu işi gerçek anlamda yaptığımı iki sene önce anlamaya başladı. Biraz geç başladım, bu işe gelene kadar bir çok sektörde denemelerim olmuştu. Şu an hepimiz durumdan mutluyuz.
Bugüne kadar pek çok festivalde yer aldınız ama vardır elbet bir büyük hayaliniz… Gözlerinizi kapattığınızda hangi sahnede çaldığınızı görüyorsunuz?
En çok çalmak istediğim festival bir çok DJ gibi Tomorrowland’di. Hatta bu sene temmuzda çalacaktım. Malum korona virüs sebebiyle 2021’e ertelendi.
“MÜZİĞİN OLMADIĞI BİR HAYAT, ANLAMINDAN ÇOK ŞEY KAYBEDİYOR”
LAB Recordings DJ Academy’i 2019 yılında açtınız. İlgi nasıl oldu, beklediğiniz gibi yetenekli DJ adayları çıktı mı gençlerin arasından? Pandemi döneminden sonrasında akademi için planlarınız var mı?
Akademimiz tahminimizden daha fazla ilgi gördü hatta yakında İstanbul’da da açılışını yapacağız inşallah. Potansiyeli olan öğrencilerimizi ekibe dahil edip kendisini geliştirmesi için destek oluyoruz.
Bugüne kadar gittiğiniz şehirler arasında sizi en çok etkileyeni hangisiydi, neden?
Rusyada 100 bin kişiye çalmıştım. İnanılmaz bir kalabalık vardı ve herkes parçalarımı ezbere biliyordu. Beni en çok etkileyen Moskova olmuştu.
Müziğinizi hiç tanımayan, bilmeyen birine anlatmak isteseniz hangi kelimeleri seçerdiniz?
Atalarımız zamanında müzik ruhun gıdasıdır demiş. Bence çok anlamlı. Müziğin olmadığı bir hayat, anlamından çok şey kaybediyor bence.
“YOUTUBE ÖZGÜN YETENEKLERİN ÖNÜNÜ AÇTI”
Ülkemiz sınırlarından pek çok DJ bugün dünya çapında başarı kazanıyor. Sizin de severek takip ettiğiniz, beğendiğiniz isimler var mı?
Ülkemizde iyi işler yapan ve dünyada ülkemizi temsil eden Türk DJ ve prodüktörler var. Burak Yeter, Mahmut Orhan, Ümmet Ozcan gibi. İlerleyen dönemlerde çok daha fazla olacağına inanıyorum. Çok yetenekli gençlerimiz var.
Bizi ters köşeye yatıracak bir müzik zevkiniz var mıdır?
Tüylerimi kaldıran ve benim duygu durumumu değiştiren bana dokunan, beni şaşırtan her çalışmayı severek dinliyorum. Yani belirli bir müzik tarzı dinliyorum diyemem. Klişe olacak ama, kulağa hoş gelen her şey diyorum. 🙂
Müzik dışında neler yapmayı seversiniz?
Zamanımın büyük bir kısmı müzikle geçiyor. Bunun dışında bilgisayarda oyun oynuyor, film izleyor ve ailemle zaman geçiriyorum.
Özellikle sizin gibi DJ ve prodüktörlerin son dönemlerde kendini göstermeye başlaması ile YouTube’un de bilinirliğinin artması arasında doğru orantı olduğunu söyleyen yorumlar var. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuyla ilgili?
Sosyal medyanın güçlenmesiyle independent (bağımsız) artistlerin kendilerini ve işlerini insanlara ulaştırması kolaylaştı. YouTube burada çok önemli bir rol oynadı. Hala da oynamaya devam ediyor. Eskiden müziğin tekelleşmiş firmalarının bize sunduğu şarkıları dinlemekten başka bir şey yapamazken, YouTube gibi platformlar özgün yeteneklerin önünü açtı. Müzik platformu olarak şu anda Spotify’ı daha güçlü buluyorum.