Uzun zamandır “yok yok” diyebileceğimiz İstanbul’da yeni açılan mekanlar bende hala büyük heyecan uyandırıyor. Birkaç ay önce açılan ve son dönemin en çok bahsedilen mekanlarından Arkestra‘yı da denemeden geçmek istemedim elbet, ama uyarayım popülaritesinden de anlaşılacağı üzere olukça zor yer bulunuyor.
İpek ATCAN / [email protected]
Öncelikle bir pesketaryen olduğumu söyleyerek söze başlamak istiyorum. Yani benden et ve tavuk maceraları dinleyemeyeceksiniz. Ancak başlangıçtaki Katsu Sando‘nun ve ana yemeklerdeki Steak au Poivre‘in tüm et severler tarafından silip süpürüldüğünü ve üzerine saatlerce konuşulduğunu da belirtmeliyim. Yani yolunuz Arkestra‘ya düştüğünde et yiyen bir bireyseniz bu ikisini muhakkak deneyimliyorsunuz.
Gelelim deneyip de aklımın kaldığı tüm o güzel yemeklere. Başlangıçta sipariş edeceğiniz patatesli ekmek ve tereyağı ne kadar güzel olabilirse işte o kadar güzel… Ekmeğin formu, tereyağının tütsülenmiş olması ve altındaki biberiyeli zeytinyağı, ardından geleceklerin habercesi niteliğinde.
Başlangıçlarda asla kaçırılmaması gereken diğer lezzetler ise Tuna sashimi & sushi rice ice cream ve ceviche. Rezene salatası da hiç fena değil ama ben bu güzel balık içerikli başlangıcın ardından direkt ana yemeklere, pesto agnolotti ya da mantarlı tagliatelle‘e geçiş yapmanızı tavsiye ediyorum çünkü her ikisi de muhteşem. Pesto agnolotti‘deki damakta mutluluk yaratan limon ekşiliği, mantarlı tagliatelle‘in özenle seçilmiş mantarları derken birçok kişinin neden Arkestra‘da bir yemek için günlerce sıra beklediğini anlayabiliyorsunuz. Çünkü kulaktan kulağa yayılan bu lezzetler insanda deneyimleme arzusu yaratıyor. Bütün bunların yanında harika bir şarap seçkisi olduğunu da söylemeliyim.
Maalesef ki yemeklede tatlıya geçiş yapacak yeri kalmayanlardan olduğumdan son derece cazip tatlı menüsünü pas geçmem gerekti ancak bir dahaki sefere yemek konusunda kendimi dizginleyip tatlıları da muhakkak denemeyi planlıyorum.
Arkestra ve ambiyans kelimeleri de beraber anılmalı
Mekanlarda yemekler kadar ambiyansın da önemini es geçmemeliyiz. Daha önceleri Bodrum Yalıkavak’taki bir mekanın yaratıcıları olan Debora İpekel ve Cenk Debensason çifti açıyor Arkestra’yı. Mekanın şefliğini de Debensason üstleniyor. Girişte açık mutfağı ile sizi karşılayan ve 60’lardan kalma bir evin içinde yer alan Arkestra, gözü yormayan ışığı, toprak rengindeki dekorasyonu ve geniş bahçesi ile de dikkat çekiyor.
Bu arada mekana dair küçük de bir not, üst katta bulunan ve “Listening Room” adını verdikleri bölümde kendinizi kaybedebileceğiniz inanılmaz bir plak koleksiyonu var. Ve belirli günlerde DJ’ler yer alıyor. Ve yine orada yer alan barda birbirinden lezzetli kokteylleri de deneyebilirsiniz.