Ana SayfaÖzel DosyaFilmlerde ünlülere hayat vermiş 10 unutulmaz oyunculuk performansı

Filmlerde ünlülere hayat vermiş 10 unutulmaz oyunculuk performansı

Sinemanın neredeyse ilk dönemlerinden beri vazgeçemediği gerçek figürlerin hikayelerini konu edinen biyografik filmler, oyuncular için kendilerini ispatlama konusunda en büyük kaynaklardan biri. Gelin birlikte perdede ünlülere hayat vermiş unutulmaz oyunculuk performanslarından öne çıkanları hatırlayalım.

Pek sürpriz olmayacak şekilde biyografik dramalar en çok, hayatını konu edindiği tarihi figürü canlandıran oyuncuları ön plana çıkarır. Özellikle oyunculuk performanslarının ödüllendirildiği törenlerde en çok bu filmlerin adının geçmesine sinemaseverler olarak alıştık. Akla gelen ilk ödüllerden Oscar tarihine bakarsak birçok biyografik performansın zafere ulaştığını görmek mümkün. 2018 yapımı “Bohemian Rhapsody”de Freddie Mercury’yi canlandıran Rami Malek ya da geçtiğimiz sene “The Eyes of Tammy Faye”de Tammy Faye Bakker’a hayat veren Jessica Chastain gibi örneklere bakmak bile yeterli.

Bu sene Marilyn Monroe’yu canlandıran Ana de Armas ve Elvis Presley olarak karşımıza çıkan Austin Butler’ın performansları da ödül sezonunun radarına girince biz de sinema tarihindeki en unutulmaz biyografik performanslara bakalım dedik.

Denzel Washington – “Malcolm X”

1965 yılında suikast sonucu öldürülen Amerikalı insan hakları aktivisti Malcolm X’in hayatı 1992 yılında sinema perdesine yansımıştı. Spike Lee’nin yönettiği “Malcolm X”de modern Amerika tarihinin en önemli figürlerinden birine hayat veren Denzel Washington Oscarlar’da adaylıkla yetinse de kariyerinin en tepe noktalarından birine bu performansıyla ulaşmıştı.

Cate Blanchett – “I’m Not There”

Todd Haynes’in 2007 yapımı “I’m Not There”i, akla gelen ilk biyografik dramalara göre farklı bir filmdi. Yaşayan country ikonu Bob Dylan’ın hayatını anlatan filmde Dylan’ı 6 farklı oyuncu canlandırıyordu. Marcus Carl Franklin, Ben Whishaw, Heath Ledger, Richard Gere ve Christian Bale’in yanında adından en çok söz ettiren Cate Blanchett olmuştu.

Daniel Day-Lewis – “Lincoln”

Söz konusu oyunculuk performansı olunca adının anılmadığı sohbet sayısı çok nadir olan Daniel Day Lewis de kariyerinin en hatırlanacak performanslarından birini bir biyografik dramada vermişti. Steven Spielberg’in ABD tarihinin en önemli figürlerinden Abraham Lincoln’ın hayatını konu edinen filmi “Lincoln”da Day-Lewis, başkanın en hatırlanası portrelerinden birini perdede canlandırıyordu.

Maria Falconetti – “La Passion de Jeanne d’Arc”

Sinema tarihinin en büyük klasiklerinden biri de bu listede kendine yer bulacaktı elbette. Carl Theodor Dreyer’in, Fransa tarihinin en kutsal figürlerinden halk kahramanı Jeanne d’Arc’ın hayatını anlatan epik filminde Maria Falconetti belki de sinema tarihinin en çok referans edilen performanslarından birini sergiliyordu.

Val Kilmer – “The Doors”

Müzik tarihinin ikonları sinema salonlarının en sevdiği hikayelerin başında geliyor gerçekten de. Söz konusu Jim Morrison gibi sansasyonel bir yıldız ve kendisi kadar ilgi çekici bir hayat olunca tabii ki bir biyografik filme konu olması kaçınılmaz. 1991 yapımı “The Doors”da Val Kilmer kariyer performansını vermişti.

Sam Riley – “Control”

Kimilerine göre sinema tarihinin gördüğü en iyi birkaç müzik biyografisinden biri olan “Control” da başrolündeki Sam Riley’ye kariyerinin en unutulmaz performanslarından birini vermişti. Anton Corbijn’in filmi, Joy Division’ın solisti Ian Curtis’in hayatını tam olarak kendisine yakışacak şekilde resmetmeyi başarıyordu.

Robert De Niro – “Raging Bull”

Metot oyunculuğun Hollywood’daki en büyük temsilcilerinden Robert De Niro, kariyerindeki onlarca unutulmaz performansından birisini bu biyografik dramada vermişti. Orta siklet boks şampiyonu Jake LaMotta’nın kaleme aldığı otobiyografisinden uyarlanan Martin Scorsese klasiği “Raging Bull” De Niro’ya ikinci Oscar’ını kazandırmıştı.

Marion Cotillard – “La Vie en rose”

Bir diğer Oscar galibi de unutulmaz performansıyla Marion Cotillard olmuştu. Paris’in fahri fon sesi Edith Piaf’a hayat verdiği “La Vie en rose” ile Oscar tarihinde İngilizce dilinde olmadan ödül kazanan sayılı kadın oyuncunun arasına girmeyi başarmıştı.

Colin Firth – “The King’s Speech”

Sevilen İngiliz oyuncu Colin Firth’ün de büyük ödül sahnesinde takdir görmesi için belli ki böyle bir biyografik rolü beklemesi gerekiyormuş. “The King’s Speech”te Birleşik Krallık kralı VI. George’un hayatının belirli ve kritik bir dönemini canlandıran Firth altından kalması epey zor bir rolde otoritelerin takdirini toplamıştı.

Gary Oldman – “Sid and Nancy”

Gary Oldman için ne diyebiliriz ki? Acaba kendisine nasıl bir rol verilirse başarısız olur tahmin etmek güç. Yoğun makyaj altında canlandırdığı Winston Churchill performansıyla Oscar ödülü kazanan İngiliz aktör bundan yıllar önce punk efsanesi Sid Vicious’a hayat vermişti. Alex Cox’un yönettiği “Sid and Nancy” kolaylıkla unutulmaz biyografik performanslar listesine girebilecek ikonik bir film.

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR