Popüler müzik tarihinin gördüğü en büyük seslerden ve şarkı yazarlarından Marvin Gaye, 44 yıllık kısacık hayatına efsane albümler ve unutulmaz şarkılar sıkıştırmayı başardı. Bugün “Soul’un Prensi”nin hem aramızdan vakitsiz ayrılışının yıldönümü hem de bir gün farkla doğum günü!
Ardı ardına bir numara olan şarkılar, alınabilecek her türlü ödül, Rolling Stone’a göre tarihin en iyi albümünün yaratıcısı olmak ve daha neler neler! Bazı özel yeteneklere sadece yaptıkları işlere şahit olarak şaşıp kalırken bazılarınaysa aynı zamanda hayat hikayeleriyle de şaşırıyoruz. Sahnelerin gördüğü gelmiş geçmiş en yetenekli birkaç müzisyenden biri olan Marvin Gaye’in ağızları açık bırakan, inanmak istemeyeceğiniz ölüm hikayesi tam olarak 45. doğum gününden bir gün önce vuku bulmuştu. İnanması gerçekten de güç ama ünlü yıldızın ölümü kendi babasının silahından çıkan kurşunla olmuştu. R&B ve soul müziğin en büyük yıldızlarından biri olarak görüldüğü ve listelerden düşmeyen albümler üretmeyi sürdürdüğü dönemde gerçekleşen bu inanılmaz olayla büyük bir efsaneyi kaybetmiştik.
Marvin Gaye’in, Los Angeles’ta bulunan aile evine geçekleştirdiği ziyareti sırasında babasıyla girdiği fiziksel münakaşada babasının elindeki silahtan çıkan ve biri göğsüne biri omzuna isabet eden iki kurşunla hayatını kaybettiğini biliyoruz. Ancak olayın neredeyse sıradan denilebilecek bir aile içi tartışmasıyla başlamış olması inanılır gibi değil. Her ne kadar bu olayı tetikleyen basit sigorta evrakıyla ilgili bir tartışma olsa da Marvin Gaye’in, babası Marvin Gay Sr. ile arası çocukluk yıllarından beri kötüymüş.
Hıristiyan kilisesinde vaiz olan Gay Sr. oğlunun müzikle uğraşmasını hiçbir zaman onaylamaz hatta fiziksel şiddet göstererek karşı çıkarmış. Öfke kontrolü ve şiddet problemi olan bir baba olarak adı çıkmış olan Gay Sr. ayrıca yaşadıkları mahallede kendisinin kadın kıyafetleri giymekten hoşlandığına dair ortaya atılan söylentiler çocuklarının işini de iyice zorlaştırmış. Öyle ki mahalledeki arkadaşları tarafından babasıyla ilgili bu durum sürekli kendisine karşı bir koz olarak kullanıldıkça çocuk yaştaki Marvin bundan da babasını sorumlu tutmuş ve öfkesini büyütmüş. Hatta kendisinin ergenlik yılları boyunca “homoseksüel” imasıyla zorbalığa uğramasının da etkisiyle ünlü bir şarkıcı olunca soyisminin sonuna bir “e” harfi eklemişti.
Babasıysa, Marvin Gaye’in başarılı olmasından ve evin asıl ekmek getireni olmasından gururlanmak yerine içindeki küslüğü daha da arttırmış. Hayatları boyunca neredeyse hiçbir dönemlerinde iyi geçinememiş bu ikilinin bir araya geldiği aile buluşmalarından birisi de bu talihsiz güne geliyor. Aslında tartışmada fiziksel temasa geçen ilk kişi Marvin Gaye… Önceki gün de dahil olmak üzere sürekli babasının odasından çıkmasını ve evin içinde bağırıp durmayı kesmesini istediği söylenen sanatçı, babasını yaka paça odasından dışarı atıp tekmelemiş. Annesi Alberta’nın bizzat şahit olduğu ve mahkemeye detaylarını anlattığı olayda bardağı taşıran son damla da bu olmuş. Böyle büyük bir trajedinin sonunda her ne kadar inanması güç olursa olsun tek bir gerçek var ki o da maalesef Marvin Gaye’i kaybetmiş olmamız. Henüz 44 yaşında yaptıklarını düşününce müzik tarihinin daha ne gibi cevherlerden mahrum kaldığını hayal bile edemiyoruz.