Bir müzik grubunun vazgeçilmez elemanı olmak için ne lazım? Yetenekli olmak cepte, peki ya çok güçlü bir ses? İşte orası tartışmaya açık…
Sebla KOÇAN / [email protected]
Bazı grup üyeleri yalnızca güçlü vokal kabiliyetleri nedeniyle değil, öne çıkan başka özellikleri sayesinde de müzik dünyasında vazgeçilmez olabiliyorlar. Karizmalarıyla öne çıkıyor, sahne şovlarıyla hafızalara kazınıyor, bambaşka nitelikleriyle ikon haline gelebiliyor ve grubun kaderini değiştiren isim olabiliyorlar. İşte müzik dünyasının çok güçlü vokalleri olmasa da, karizmalarıyla almış yürümüş olan ünlü isimlerinden birkaç seçme.
Sid Vicious / Sex Pistols
70’lerde punk akımının en güçlü temsilcilerinden Sex Pistols ve grubun basçısı, vokalisti Sid Vicious bu konuda akla gelen ilk isim haliyle. Kendisi genellikle punk rock müziğin ikonik bir figürü olarak görülse de, vokal yeteneklerinin diğer müzisyenlere kıyasla özellikle güçlü olmadığı konusunda muhtemelen aynı fikirdeyiz. Grubun en önemli parçalarından biri olmasında görsel çekiciliği, sahne duruşu ve tabii grubun ilk groupie’lerinden Nancy ile yaşadığı büyük aşk hikayesinin etkisi var.
Sid Vicious, gerçek adıyla John Simon Ritchie, Sex Pistols’a 1977’de orijinal basçı Glen Matlock’un yerini alarak katıldı ve kısa sürede asi tavrı, aykırı moda anlayışı ve kışkırtıcı sahne duruşuyla dünya çapında bir ün kazandı. Sid Vicious ve Nancy Spungen‘in uyuşturucu, şiddetle dolu çalkantılı bir ilişkisi vardı ve hikayeleri punk rock dünyasının en konuşulan aşk hikayelerinden biri oldu. Trajik bir şekilde, Sid Vicious’ın kariyeri, Ekim 1978’de Nancy Spungen bir otel odasında ölü bulunduğunda yarıda kaldı.
Tutuklanıp cinayetle suçlanmasına rağmen, Sid Vicious, Şubat 1979’da dava çözülemeden aşırı dozda uyuşturucudan hayatını kaybetti. Asi ruhu ve punk ruhuna katkılarının yanı sıra trajik ve zamansız ölümüyle de hatırlanan Vicious punk rock tarihinde tartışmalı ve ikonik bir figür olmaya devam ediyor. Bu konuda pek çok şey yazılıp çizildi, eğer Sex Pistols’la ilgileniyorsanız (çok başarılı bir örneği olmasa da) Disney+’da yayınlanan “Pistols” dizisini izlemenizi önerebiliriz.
Mick Jagger / The Rolling Stones
Kim Mick Jagger gibi dans edebilir? ‘Moves Like Jagger’ eşliğinde kıvrılarak dinlediğimiz The Rolling Stones solisti Mick Jagger da eleştirmenlere göre geleneksel olarak “iyi” denilebilecek bir vokal kabiliyetine sahip olarak kabul edilmiyor. Ancak kendine özgü sahne duruşu, vücut dili, ikonik dansları, karizmatik kişiliği ve tabii ki hareketli aşk hayatı sayesinde efsane bir solist olarak müzik dünyasındaki yerini koruyor. Bugün 79 yaşında olan Jagger olmasa kesinlikle The Rolling Stones aynı Rolling Stones olmazdı, elimizi vicdanımıza koyalım ve kabul edelim.
Dünyanı en önemli şarkı yazarlarından biri olan Jagger, 50 yılı aşkın bir süredir müzik dünyasında ve 30’dan fazla albüm yayınlamış önemli bir müzisyen.
Günümüzde Harry Styles’ın kendisine benzetilmesi konusunda da çok olumlu şeyler düşünmüyor Mick Jagger. Hatta bu konuda “Harry’yi severim, rahat bir ilişkimiz var. Ondan daha çok makyaj yapardım, çok daha androjendim. Ayrıca benim gibi bir sesi yok, sahnede benim gibi hareketleri yok. Gençlik halime yüzeysel bir benzerliği var sadece, bu da sorun değil. Elinden bir şey gelmez” diyor. Haksız mı?
Jim Morrison / The Doors
“Kertenkele Kral” hakkında söylenecek çok sözümüz var. Ancak, 60’ların en önemli gruplarından The Doors’un efsane solisti Morrisson teknik olarak güçlü bir ses olarak kabul edilmiyor. Jim Morrison, insanın içine işleyen şiirsel şarkı sözleri ve karizmatik sahne duruşu nedeniyle öne çıkan isimlerden biri.
Morrison, şarkılarında ve sahne performanslarında yoğun ve derin bir duygusal ifade tarzı kullanırdı. Şarkılarındaki sözler, genellikle ölüm, aşk, özgürlük ve insan doğası gibi ağır konuları ele alırken, zaman zaman sosyal ve politik meselelere de değinirdi. Ona “kertenkele kral” denmesinin de bir nedeni vardı. “Kertenkeleler ölürse ekosistem bozulmaz, bu yüzden onlar dünyanın tek tam bağımsız canlılarıdır” diyordu, “Ben de onların kralıyım.”
Morrison, sıra dışı görünümü, tuhaf davranışları ve efsanevi sahne şovlarıyla da tanınıyordu. Sahne performansları sırasında bazen trans haline giriyordu, bazen de sözleri uyduruyordu. Yaşamı boyunca alkol ve uyuşturucu sorunları yaşadı. 27 yaşında da Paris’te hayata veda etti. The Doors‘un müzikal mirası ve kendisi, bugün hala müzik ve pop kültürü üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.
Karizmanın diğer adı onlardı
- Yakışıklılığı ve büyüleyici kişiliği nedeniyle genellikle grubun “gönül yarası” olarak görülen Monkees’den Davy Jones.
- 1980’lerde vokal yeteneklerinden çok kendine özgü görünümü ve tarzıyla punk rock şarkıcısı olarak ün kazanan Billy Idol.
- Type O Negative’in son solisti ve basçısı Pete Steele, uzun boyu, kaslı yapısı ve onu bir “goth rock ikonu” haline getiren çarpıcı görünümüyle biliniyordu.
- Wham’dan Andrew Ridgeley, grubun başarısını artırmaya yardımcı olan yakışıklılığı ve çekici kişiliği ile genellikle ikilinin “güzel çocuğu” olarak görülüyordu.
- Beatles’tan Paul McCartney, hiçbir zaman vokaldeki hüneriyle tanınmıyordu, ancak yakışıklılığı ve çocuksu çekiciliği onu grubun en sevilen üyelerinden biri haline getirmeye yardımcı oldu.