İllüstrasyon ve müziği bir araya getirdiği projesiyle caz, R&B ve hip-hop türlerini harmanlayarak birbirini tamamlayan bir müzik-görsel serisi yaratan Selût ile yeni teklisi ‘İstemem’ ve müzikal üretim anlayışı hakkında söyleştik.
Batıkan BAKSI / [email protected]
İlk başta müzikal duruşunla lafa girmek istiyorum. Multidisipliner bir sanatçı olarak müziği ve illüstrasyonu bir araya getiren bir anlayışı benimsiyorsun. Şarkıların illüstrasyon / müzikal bir seriyi oluşturuyor aslında. Bunu yapmaya nasıl karar verdin?
Merhaba, aslında bu verdiğim bir karar değil, ihtiyaçtan doğan bir süreç. Kendimi ve kurduğum yerleri tasvir etmeye, anlatmaya, görseller yetmeyince de müzikal olarak desteklemeye başladım. Müzikte, animasyonlarımda, karakterlerimde bir illüstrasyon biçimi benim için “ha konuşmuşuz, ha çizmişim, ha çalmışım” hepsi aynı gibi.
“Aslında bir muhabbet başlatıyorum, herkes buna katılabilir…”
Şarkılarında genel olarak sanki bizimle bir sohbet havasındasın. Derdini anlatırken, karşındaki dinleyici de kendi derdine bir yanıt bulsun istiyor gibi. Şarkılarının temalarını belirlerken nelerden yararlanıyorsun?
Evet, yazarken de kendimle konuşuyorum ya da o an; ona, kendime söyleyemediklerimi – söyleyemediklerini döküyorum gibi hissediyorum. Aslında bir muhabbet başlatıyorum, herkes buna katılabilir, dinleyebilir. Yanıt bulur mu bilemiyorum, cevapsız sorularda kalıyor benim için genellikle. 🙂 Şarkıların temaları da aslında yaşanmışlıklar, yaşamak istediklerim ve dediğim gibi söyleyemediklerim içime attıklarım. İlişkilerin yanında, yaşadığım yer, kızgın olduğum ve yediremediğim şeyler, gündem, sokak vb. şeyler bir fişek olabiliyor yazmam / çizmem için.
Geçtiğimiz günlerde yayınladığın yeni single’ın “İstemem”, trafiği açısından dinleyenleri çeşitli ruh hallerine sürüklüyor. Müziğinde gerçekleri yüze vurmayı mı tercih ediyorsun, yoksa dinleyene pembe rüyalar mı gördürtmek istiyorsun?
Olabildiğince kendi ruh hali değişimlerimi yansıtmayı amaçlıyorum, uzun süre o hüzünü hissetmiyorum, ya da bıkkınlığı. Bir süre sonra boşvermişliğe ya da çöküşe ya da başka bir şeye gidebiliyor doğal olarak. ‘İstemem’ biraz bu ruh hali değişimlerini, yaşananların hazmedilişini içeriyor. Dürüst bir ağızdan seninle konuşuyorum, derdimi döküyorum diyebilirim.
“Şarkılarımı dinledikten sonra hissettiklerini, anılarını yazanlar oluyor…”
Caz ve R&B melodilerini bir araya getirmek için her şeyden önce iyi bir müzik dinleyicisi ve bunu birleştirecek bir müzikal donanıma ihtiyaç var bence. Yaptığın bu sentezi dinleyicilerin nasıl karşılıyor?
Sanki bir muhabbet başlıyor gibi oluyor, böyle olduğu için mutluyum. Dinledikten sonra hissettiklerini, bazen anılarını yazanlar oluyor, konuşuyoruz üzerine. Böyle bir içtenlikle geri dönüş almak beni motive ediyor, doğru zamanda doğru bir yerde belirmişim gibi hissediyorum. Selût benim kafamda biraz halk ozanı gibi bir yerde aslında, (İpek Ektaş’ın lafı bu) yani kategorilerdense söyleyecek şeyleri var, dinleyenler de böyle hissediyor gibi geliyor bana.
İllüstrasyonlar ve müzik arasında kurduğun bağlantıdan ilk soruda bahsetmiştim ama kliplerini de izlediğimde aslında onların da bu bağlantının bir parçası olduğunu görüyorum. Kliplerindeki sanat yönetimini nasıl yapıyorsun?
Kliplerimin planlamasını Ege Eryalaz ile yapıyoruz. Ege, beni en iyi anlayan insanlardan biri ve kendisinin kafasının içinde yaşamak isterdim. Fikirlerini ve anlattığımdan çıkarımlarını, oradan oluşturduğu yolu çok seviyorum. Bestelerken kafamda renkler, figürler ve mekan çoktan belirlenmiş oluyor genelde, bunun uygulama ve konseptleştirme kısmında da Ege ile planlama yapıp ilerliyoruz. Post prodüksiyon kısmında da biraz daha yalnız ilerliyorum, o ayrı bir süreç, üzerine çalışırken eklediğim, çıkardığım fikirler oluyor.
Selût’ün gelecek zamanlardaki planları neler? Karşımıza neler çıkarmayı planlıyorsun?
‘İstemem’ de dahil olmak üzere bu zamana kadar yayınlanan ‘Sahiden’ ve ‘Ben, Keyfim ve Kahyası’, “Değerlim’in Hikayesi” adlı görsel ve işitsel EP’nin birer parçası. Eylül ayında EP’nin son parçasını yayınlamayı planlıyorum. Bu sefer sadece kendi görsellerime fon müziği olmayacak bir parça geliyor. Hayranı olduğum birçok arkadaşım ve sanatçının üretim süreçlerinde kulaklarında çalan melodi olacak parçanın klibi Fransa’da çekildi, ayrıca parçaya ve duygusuna özel bir görselleştirme için İstanbul’da çalışmaya başladık. Paylaşmak için heyecanlıyım, teşekkür ederim.