Brooklyn çıkışlı indie rock grubu Geese, ikinci stüdyo albümü olan “3D Country”de dinleyicisini türler arası sınırları zorlayan bir yolculuğa çıkarıyor.
Beril TEKAY / [email protected]
2016 yılında müzik yapmak amacıyla beş lise arkadaşının bir bodrum katındaki ev stüdyosunda bir araya gelmesiyle başlıyor Geese’in müzikal serüveni. Grup üyeleri ise Dominic DiGesu, Cameron Winter, Max Bassin, Gus Green ve Foster Hudson‘dan oluşuyor. Aslında ilk albümleri olan “Projector”ı 2021 yılında piyasaya sürdükten sonra üniversite eğitimlerine devam etmek için dağılma niyetinde olan grubun yolu Partisan Records ile kesişince işler de beklemedikleri bir yöne doğru evriliyor. İyi ki de öyle oluyor ve Haziran 2023’te ikinci albümleri “3D Country”yi biz dinleyicileri ile buluşturuyorlar.
Grubun 2021 yılında piyasaya sürdüğü ilk stüdyo albümü olan “Projector”, ağırlıklı olarak indie rock ve post-punk seslerini içeriyor. Eleştirmenlerin gelecek vaat eden bir grup olarak nitelediği Geese, indie rock grubu olmanın ötesine geçmek istiyor ve ikinci albümleri olan “3D Country”de yeni ve eklektik bir tarz deniyorlar. Albümlerinin açılış parçası olan ‘2122’de sanki bunun bir duyurusunu yapma niyetindeler: alternative country’den caza ve rock’a uzanan soundlarıyla bir “jam band”e dönüşme sinyallerini etkili bir müzikal ifadeyle bize iletiyorlar.
Geese ile mitoloji yolculuğu
“3D Country”de yer alan parçalara baktığımızda albümün genel temasının mitolojiden beslendiğini ve kıyamete atıfta bulunduğunu kolaylıkla görebiliriz. Zaten ‘2122’ başlıklı şarkının sözlerinde de Hint mitolojisinden Mısır mitolojisine, İskandinav mitolojisinden Slav mitolojisine kadar uzanan birçok tanrı ve kavramdan bahsediliyor. Albüme adını veren ikinci şarkı ‘3D Country’ ise suç ve şiddet içeren hayatını geride bırakıp köklerine geri dönmek isteyen bir insanın hikayesini anlatan bir country rock parçası. Albümün dördüncü ve aynı zamanda bir aşk parçası olan ‘I See Myself’ ise, grubun kendine özgü absürt söz yazımını temsil eden belirgin örneklerden biri. Aşk parçası olmasından kaynaklı olarak görmeyi umduğumuz alışılageldik ifadeleri kullanmak yerine Geese,
“You cut me like a deck of cards
You broke for the fire escape” gibi anlamsız olarak nitelendirilebilecek sözlerle bu temaya alternatif bir yorum katıyor.
Albümün ortalarına geldiğimizde ise ‘Undoer’ ile karşılaşıyoruz ve açıkçası benim de kişisel olarak en çok beğendiğim parçaları bu oldu. Dünyadaki eşitsizliği, savaşları ve fakirliği konu alan şarkıda kimi hedeflediği açıkça belirtilmeyen bir suçlamayla karşılaşıyoruz. Karanlık ve provokatif sözlere sahip parçada “It was all you” kısmına geldiğimizde ise aslında var olan mevcut durumdan hepimizin sorumlu olduğuna işaret ediyor Geese ve bir bakıma hepimizi bir yüzleşmeye davet ediyor. ‘Crusades’isimli parçalarında ise Orta Çağ’da Haçlı Seferleri sırasında bir savaşçının gözünden onun hikayesini dinliyoruz. ‘Crusades’, şarkı sözlerinden vokallere albümün akılda kalan bir parçası ve aynı zamanda grubun deneysel tarzını da yansıtan bir parça.
Geese’in müziğini kolayca kategorize edemeyeceğimizi söylemekle birlikte, müziği için karmaşık, dinamik ve kaotik şarkı sözlerinden oluşan bir kesişim olduğunu ifade edebiliriz. Kısacası Geese 3D Country’de yarattığı eklektik ve enerjik ses evreninde bize spontane bir yolculuğa çıkma imkânı veriyor. Bu renkli evrende beklenmedik sürprizlerle karşılaşmak da olası. Absürt ve anlamsız gibi gözüken şarkı sözlerinin yanı sıra modern dünyanın içinde bulunduğu problemlere de dolaylı bir yolla işaret ediyor ve bizi de bir parça rahatsız ederek bununla yüzleşmeye davet ediyor. Genel olarak tüm müzik eleştirmenlerinden olumlu notlar alan ve şu an turnede olan grubu ilerleyen günlerde daha çok duyacağız gibi görünüyor.
Ayrıca benzer diğer gruplar için bkz: Black Midi, Squid, Black Country, New Road.