Bundan 4 ay önce çıkan ve Depeche Mode’un Andy Fletcher’sız ilk albümü olan “Momento Mori”nin turnesini bir yerde yakalamak istiyordum, daha önce hiç gitmediğim Zagreb’de bunu gerçekleştirdim. 2023’ü (şimdilik) en iyi kararlarından biri oldu.
İpek ATCAN / [email protected]
Geçen günkü yazımda ülkemizde yaşanan durumdan bahsetmiştim. Artık yüksek bütçeli konserin yapılması her zamankinden daha zor ve bundan dolayıdır ki birçok konser iptal oluyor. Orada örnek olarak Metallica’yı seçmiştim ama Depeche Mode da o konuya örnek bir grup aslında. Daha önce ülkemizi 2 kez ziyaret eden, biri Dave Gahan’ın sağlık problemleri olmak üzere 2 kere de konseri iptal olan Depeche Mode… Yani aksilik çıkmasaydı onlar da 4 kez ülkemizi ziyaret etmiş olacaktı.
Bir Türkiye konseri olması ihtimalini zayıf ve neredeyse imkansız gördüğüm için soluğu Zagreb’de aldım. Küçük, sakin, az insanlı bir şehir olan Zagreb’de Depeche Mode konserinin ertesi günü de 2 gün üst üste Sigur Ros konseri vardı, hani ülkemizde iptal olan… Ama konumuz o değil elbet…
“Happy Birthday Martin Gore” ve çılgın setlist
Sizleri bilmem ama ben konserlerden önce muhakkak setlist.fm’e girip, önceki konserlere bakıp üç aşağı beş yukarı ne ile karşılaşacağımı bilmek isterim. Nitekim Depeche Mode‘da da aynısını yaptım. 23-24 şarkılık setlist’te diğer yerlerden farklı olarak 2 sürpriz bizleri bekliyordu. Bir tanesi ‘Home’u çalmaları, diğeri de ‘Strange Love’ı Martin Gore‘un tek başına söylemesi. ‘Strange Love’ın hemen ardından Dave Gahan ve ekibin geri kalanı balonlar ve pasta ile kulisten sahneye fırladı çünkü konser günü aynı zamanda Martin Gore’un doğum günüydü. Koca stat ‘Happy Birthday to You’ söylemiş olduk güzel oldu. İstesek o gün gitmeyi, ayarlayamazdık ama şansızımıza bu denk geldi.
Andy Fletcher’a selam
‘It’s No Good’, ‘I Feel You’, ‘Precious’ gibi sevilen şarkıların çalındığı konserin yarısını biraz geçmiştik ki bir anda dev led ekranlarda Andy Fletcher bizlerleydi. ‘World In My Eyes’ şarkısı ona ithaf edildi. Tam bu noktada ekranların ve rejinin de ne kadar harika olduğundan bahsetmek isterim. Çünkü gerek şarkılarla paralel gösterilen videolar, gerek konser esnasında seçilen karaler bir harikaydı. Saha içinden tribüne, uzaktan yakına 20.000 kişilik statta hep beraber aynı coşkuyu yaşadık.
Bis’te sahneye dönen ekip ‘Just Can’t Get Enough’, ‘Never Let Me Down Again’ ve ‘Personal Jesus’ ile konseri sonlandırdı. En çok dikkatimi çeken şeylerden biri konser bitene kadar kimsenin kıpırdamaması oldu. Bizde dikkat ettiyseniz son şarkılar yaklaştıkça “Aman taksi bulamayız” ya da “Kalabalığa kalmayalım” konuşmaları başlar. Bunu ben de bazen yapıyorum çünkü İstanbul’da çoğunlukla ulaşım büyük bir dert. Hele ki toplu taşıma saatini geçtiyseniz geçmiş olsun. Ama Zagreb’de, Arena Zagreb’i dolduran 20.000 kişi sanki 10 kişilik bir sofradan kalkıyormuşçasına rahatça dağıldı. Ülkemizin ve özellikle şehrimizin onlarca sorunundan biri de aşırı kalabalık olmak sanırım. Kapasitenin çok üstünde insanla birçok şeyde zorluk çekiyoruz.
Şunu söylemeliyim ki bundan 17 yıl önce izlediğim Depeche Mode hafızalarımda bu denli yer edinmemişti. Ama bu konser bir başkaydı, başka bir enerji vardı. Turnenin başından beri çeşitli yorumlar okuyorum, hatta İngiltere konserine dair o kadar kötü yorumlar okumuştum ki açıkçası bir miktar endişeliydim. Ancak dediğim gibi harika bir konserdi. Bir miktar “ne kadar yaşlanmışlar” diye üzülsem de sahnede benden daha genç (2 katım yaşındalar) hissettirdiklerini söylemeliyim.
İmkanınız olursa turneni bir ayağını yakalamanızı şiddetle tavsiye ederim. Hatta 2024’ün başı için yeni tarihler de açıklandı. Şuraya turne tarihlerini de bırakıyor ve aranızdan yavaş yavaş ayrılıyorum. Olur da bir yerlerde yakalarsanız bu tavsiye için bana, tavsiyeye kulak verdiğiniz için de kendinize teşekkür edeceğinize eminim.
Yazıyı öve öve bitiremediğim konser ve Zagreb’e sıfır kötü eleştiri ile bitireceğimi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Eleştirim konser mekanına. Havanın 40’lı derecelerde olduğu bu yaz mevsiminde Arena Zagreb’in kapalı bir mekan olduğunu öğrenip önce üzülmüş, ardından da “Aaaa klimalı olur ama!” diye sevinmiştim. Bırakın klimayı oksijen yoktu… Yani bir gün oralarda konsere gitmeyi düşünürseniz aklınızda bulunsun bu bilgi.
Ve özel teşekkürler: Turne açıklanır açıklanmaz iletişime geçtiğim Sony Music Türkiye ve tabii ki Hikmet Demirkol‘a en büyük teşekkürlerim gidiyor. Hemen yardımcı oldular. Fakat benim arkadaşlarımdan ayrı yeri söylemem sonucu -böyle ilginç hatalarımla meşhurumdur- ufak bir değişiklik peşinde koştuk. Fakat maalesef ki düzeltemedik. O noktada da Depeche Mode’u tanıyan arkadaşım Duygu Altuğ‘un imdat butonuna bastım çünkü demokraside çareler tükenmez 🙂