Çıkış EP’lerini geçtiğimiz nisan ayında yayımlayan Goblin Daycare, alternatif sahnelerin son zamanlarda en çok dikkat çeken isimlerinden. İstanbullu genç grup ile müzikleri ve gelecek projeleri üzerine konuştuk.
Sıla Çığşar
Goblin Daycare’i tanıyabilir miyiz? Hikayeniz nasıl başladı?
MG: Bir grup olarak Goblin Daycare, evde tek başıma kaydettiğim şarkıları canlı olarak çalabilmek için sevgili dostlarım TY, EE ve BY’ya ulaşmamla başladı. TY ile hikayemiz 11 yıl öncesine dayanıyor. EE ile de tanıştığımızdan beri birlikte çalmak istiyorduk. BY’yla grup vesilesi ile tanışmış olduk fakat tanışır tanışmaz kendisine aşık olduk.
Müziğiniz aslında birkaç farklı janrın kesişimi gibi. Siz müziğinizi nasıl tanımlarsınız? Sound’unuzu yaratırken etkilendiğiniz isimler oldu mu?
MG: Henüz literatürde yerini almasa da internet alemlerinde Egg Punk adı verilen epey uydurma bir tarzda müzik yapıyoruz. Ben genelde ağzıma geldiği gibi Bedroom Punk, Synth Punk, Lo-fi Punk, Devocore gibi tanımlıyorum. Goblin Daycare’in sound’ı ortaya çıkarken en büyük etkileşim ise The Coneheads, CCTV, Liquids ve Prison Affair gibi isimlerdi. Tabii ki bunların hepsinin ilham kaynağı olan DEVO’yu saymazsak olmaz.
TY: Kontrollü, kompüterize kaos. Bariz olan Egg Punk gruplarının yanı sıra kendini ciddiye almayan müzik gruplarının büyük bir çoğunluğundan örnek aldığımızı söyleyebilirim.
“Kendimizi tanımladığımız işler çıkmasını dört gözle bekliyoruz”
Grup olarak uyumlu ve enerjik dinamiğinizi canlı performanslarınıza da yansıtıyorsunuz. Yerli sahneleri nasıl değerlendirirsiniz ve kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz?
MG: Teşekkürler! Sevgi pıtırcığı bir grubuz ve bunun sahnede uyum olarak döndüğünü düşünüyorum. Yerli sahnelere gelince, üretim açısından daha aktifleşmesini umut ediyorum. Kendimizi tanımladığımız tarzda işler çıkmasını dört gözle bekliyorum. Dünya çapında da yeni yeni yaygınlaşan bir tarz olduğu için henüz bilgim dahilinde yerli sahnede bizimkine pek benzer işler yok. Ama kim bilir, belki de gelecekte Egg Punk’ın yeni Sydney’i İstanbul olur!
TY: Sahnedeki duruşun tamamen grup içindeki dostluğumuzun derinliğine yoruyorum ben de MG gibi. Türk müzik scene’i olarak çok daha fazlasını yapabileceğimizi düşünüyorum. Umarım gerçekleşebilir.
EE: Umarım ileride yerli olarak bu sound’da daha fazla proje ve grup dinleyebiliriz!
BY: Çok iyi anlaştığımız için beraber çalmak için de ekstra bir düşünce sarf etmemize gerek olmuyor.
Müzik dışında uğraşmayı sevdiğiniz şeyler neler?
MG: Duvarları izlemek. Maalesef eskisi kadar çeşitli şeylerle uğraşmıyorum artık. İşim haricinde tamamen müziğe odaklıyım. Eskiden gitar pedalları yapıyordum fakat illallah ettim ve Goblin Daycare kayıtlarında pedal kullanmamaya ant içtim.
TY: Bir aralar düzenli olarak resim çizip yazı yazıyordum ama GD ve full time çalışma derken çok boşladım.
EE: Ben bir süredir genelde bir şeyler çiziyorum veya kazak örüyorum boş zamanlarımda. Onun dışında ben de tavanı izliyorum. 🙂
BY: Çizgi film izliyorum.
Son zamanlarda kimi dinliyorsunuz?
MG: Bu sıralar başta Bozlak türküleri (teşekkürler Ümit) olmak üzere çeşitli geleneksel ya da geleneksel damardan beslenen müzikleri çokça tüketiyorum. Muharrem Ertaş, Çekiç Ali, Ruhi Su, Aşık Mahzuni Şerif gibi isimler geliyor ilk olarak aklıma. Özellikle bu müziklerin protest yönlerini görmek Goblin Daycare’i çok dolaylı da olsa besleyecek gibi. Bir de bunlarla eşzamanlı olarak aşırı fazla Jungle dinliyorum ne alakaysa.
TY: Spotify bana ne öneriyorsa. Otomatiğe aldım kendimi uzun zamandır.
EE: Bu sıralar çok fazla Crystal Castles ve Fishmans dinledim diyebilirim.
BY: Son bir haftadır Shame dinliyorum.
“Yurt dışı etkileşimli birkaç proje gelecek”
Çıkış EP’niz geçtiğimiz nisan ayında yayımlandı. Nasıl geri dönüşler aldınız?
MG: Hem yerli sahneden, hem de yurt dışından fazlasıyla olumlu dönüşler alıyoruz. Genelde gruba bir davulcu dahil etmemiz ve Türkçe sözler yazmamız için tavsiyeler alıyor, hepsine “belki” diyoruz. Bizim açımızdan şu an her şey tıkırında. Genel olarak Goblin Daycare için hayatımda olan en güzel şey diyebilirim.
TY: Dinleyiciler çoğunlukla daha fazlasını istiyorlar, konserlerde yeni şarkıları çaldığımız zaman heyecanlanıyorlar. İnanılmaz mutluluk verici bir şey bu. EP’nin sekiz dakika olmasıyla ilgili de olabilir.
Geçtiğimiz günlerde Amerikalı ünlü topluluk A Place To Bury Strangers ile aynı sahneyi paylaştınız. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
APTBS hepimizin bayıldığı bir grup. Birlikte çalmak öyle uzak bir ihtimal gibi duruyordu ki hayal dahi edememiştik. Kesinlikle unutulmayacak bir gece oldu bizim için. Özellikle hayranlıkla baktığımız insanların bizi içtenlikle takdir ettiğini görmek gözlerimizi doldurdu.
Yakın zamandaki projeleriniz neler? Goblin Daycare dinleyicilerini gelecekte neler bekliyor?
MG: En yakın zamanda çıkmasını beklediğimiz şey birçok dostumuzu da içeriyor. Epey tarz dışı bir hamle olduğunu söyleyerek ufak bir ipucu verebilirim. Bunun dışında albümün %80 hazır olduğunu söyleyebilirim. Yurt dışı etkileşimli birkaç bir proje de gelecek gibi fakat bahsetmek için henüz çok erken. Henüz tamamını duyurmamış olsak da konser açısından dolu dolu birkaç ay var önümüzde!
Son olarak eklemek istedikleriniz…
Bu tatlı röportaj için çok teşekkür ediyoruz ve sizleri seviyoruz! Görüşmek üzere <3