Kendilerine özgü tarzlarıyla synthwave türünü birleştirerek kısa zaman içinde geniş bir hayran kitlesine ulaşan Soft Analog ile 20 Ekim’de çıkacak ilk albümleri “Dans İllüzyon”u konuştuk. Albümde fütüristik bir dünyayı bilim kurgu filmlerindeymiş gibi anlatan grubun 4 yıllık müzikal kariyerini de kendileriyle birlikte mercek altına aldık!
Batıkan BAKSI / [email protected]
Sizi kurulduğunuz 2019 yılından beri hep EP ve single’lar ile dinleme fırsatı bulduk. İlk albümünüz “Dans İllüzyon” ile dinleyicinizin karşısına çıkıyorsunuz. Dinleme alışkanlıklarının bu kadar değiştiği günümüzde tam bir albüm yapmak size nasıl hissettirdi?
Şu anki tüketim alışkanlıklarının geçmiş dönemlere göre daha farklı olması albüm yapmaya karar verirken tabii ki bizi bir miktar zorlayan bir durum oldu. Fakat biz şarkılarımızı üretirken hep bir hikaye, belli bir konsept çerçevesinde düşünüyoruz ve ona göre hayal kuruyoruz. O yüzden bu şarkılarımızı albüm şeklinde ortaya koymak bizim için çok daha uyumlu bir yaklaşım. Kendimizi en güzel bu şekilde ifade ediyoruz, albüm yayınlamak bizim için çok daha heyecan verici ve tatmin edici oldu. Dinleme alışkanlıklarının farklılaşması hayallerimizin önüne geçmiyor. 🙂
“Dans İllüzyon”, Soft Analog’un tarzını manifesto gibi ortaya koyan bir albüm olmuş fikrimce. Albümü sizin ağzınızdan dinlemek de isteriz. “Dans İllüzyon” nasıl bir çalışma? Dinleyici nasıl bir dünyanın içine adım atacak dinlediğinde?
Dans İllüzyon, kendine has bir hikaye sahip. Bir ana karakterimiz var ve onun kısa bir serüvenini konu alıyor albüm. Ana karakterimizin başına gelenler ile yabancılaşmayı, yalnız kalmayı, öfkeyi, umut bulmayı onun gözünden deneyimliyoruz. Bu duyguları bizim anlatma biçimimiz bilim kurgu temasıyla oldu açıkçası, bunu albümün soundu ile daha çok hissedebiliriz, özellikle canavarlaşma teması bu bilim kurgu öğeleri ile çok güzel örtüştü ve albüm görselleri ile de bunu desteklemiş olduk. Albüm kapağımızda biz o dünyadaki iki karakteriz ve bizim gibi sayısız canavar var. Albüm çıktıktan sonraki süreçte bu hikayeyle ilgili çok daha fazla detay vermeye devam edeceğiz.
“Dinleyicilerimizin bizden istediği müziğin farkındayız ama hikaye müziğimizi ele geçirdi!”
Tarzınız gereğince zaten hem retro hem de fütüristik bir müzik yapıyorsunuz. “Dans İllüzyon”u da bilim kurgu öğeleriyle süslemişsiniz. Sizce bu tema, sound’unuzla da bütünleşti mi yeni albümde?
Evet, hikayeyi hissettirdiği gibi duyurmak istedik, müziklerimizle de aynı dediğiniz gibi fütüristik ve bir yandan retro öğeleri bir araya getirmeye çalıştık. Ancak biz tam olarak ortak bir türde albümü tamamlamak istemedik, hikayenin gerektirdiği birçok duyguyu yansıtacak sound’ları seçmek istedik. Dinleyicilerimizin bizden istediği Soft Analog müziğinin farkındayız ama hikaye müziğimizi ele geçirdi. Aynı zamanda sahne üzerinde de “Dans İllüzyon” şovu ile bu anlattığımız temaları ve sound’ları bir bütün olarak görmüş olacaksınız. Şimdiden heyecanlıyız! 🙂
Siz sahnenize de pek özenen bir grupsunuz. Konsept bir albümle karşımıza çıktığınız için “Dans İllüzyon”un canlı performanslarında da bizi heyecan verici şeyler bekliyor gibi hissediyorum, doğru mu?
Evet, biz her zaman dinleyicimiz ile kurduğumuz ilişkiyi önemsiyoruz. Konserlerin bizim deneyim yaşadığımız anlar olması için emek veriyoruz ve şu anda lansman konserlerine hazırlanıyor, albümün temasını sizlere olabildiğince dilediğimiz gibi aktarabilmek ve birlikte bu hikayenin içine girebilmek için elimizden geleni yapıyoruz. Şarkılar, sahne şovu kostümler ve dahası ile birlikte albümün rüyası hissini konserlerde yaşayacağız. 1 Kasım tarihinde ilk konserimiz Zorlu PSM’de daha sonra 15 Kasım tarihinde İzmir Hangout PSM’de sahne alacağız. Buradan bizimle beraber aynı yolda ilerleyen Soft Analog ekibine de sevgilerimizi iletelim 🙂
“Synthwave ile vakit geçirdikçe ve anılar oluşturdukça dinleyicilerin sempatisi artıyor…”
Son yıllarda dünyada olduğu gibi Türkiye’de de synthwave ve disko türleri yükselişe geçti ve dinleyici tarafından da oldukça ilgiyle karşılanmaya başladı. Sizce dinleyiciler neden synthwave’e bu kadar ilgi duyuyor?
Synthwave türünde şarkılar üreten bizim de dinlediğimiz çok ünlü sanatçı ve grup var ve bu sanatçılar synthwave türünün tanınmasında / yayılmasında büyük rol oynuyor. Synthwave, dijital dünyaya en yakın türlerden biri gibi geliyor bize. Distopik dünyaların arka fon müziği gibi hissettiriyor, yakın tarihte çekilen çoğu karanlık filmde bunun örneğini görüyoruz. Synthwave türü ile vakit geçirdikçe ve anılar oluşturdukça dinleyicilerin sempatisi artıyor galiba. Ankara’ya punk’tan sonra en çok yakışan türlerden biri bizce. 🙂
Müziğinizin hikayesi Ankara’da başlasa da İstanbul’da daha fazla dinleyiciniz var gibi görünüyor. Şehirler sizi nasıl besliyor? Mesela Ankara’da kulağınıza çalınan müziklerle İstanbul’dakiler arasındaki farkı nasıl anlatırsınız?
Açıkçası İstanbul’da birçok tarzı birçok mekanda farklı farklı sanatçıdan görmek daha mümkün. Ankara bu konuda biraz kurak hissettiriyor. Konserlerin ve başka şovların sıklığı, sirkülasyonu İstanbul’a göre çok daha yavaş ilerliyor. Bu, bizce Ankara’daki dinleyicilerin tükettikleri şeyle çok daha yakından ilgilenebilmelerini ve detaylara daha çok odaklanabilecek şekilde vakit geçirmelerini sağlıyor. Ankara’nın şehir hayatının hem huzurlu hissettiren hem de daha izole ve karanlık bir yönü de var. Bu zıtlık arasında daha farklı duygular yaşamamıza sebep oluyor bizce İstanbul’a göre. Bu yüzden Ankara’dan çıkan müziklerde daha çok melankoli havası ve deneysel yaklaşımlar olduğunu gözlemliyoruz.
“Eskilerin moda anlayışını, imaj şekillerini ve sanatını seviyoruz!”
Soft Analog, duruşuyla ve sound’uyla retro ruhunu dibine kadar yaşatan bir grup. Kişisel hayatınızda da bu ruhu taşıyor musunuz? Bugün dışında bir dönemde kurulsaydı Soft Analog hangi zamanda müzik yapardı?
Biz eski dönemlerdeki sıcaklığı izlediğimiz, duyduğumuz ve hissettiğimiz şekilde çok seviyoruz. Eskilerin moda anlayışını, imaj şekillerini ve sanatını seviyoruz. Bu yüzden günlük hayatımızda tükettiğimiz içeriklerin büyük çoğunluğu farkında olmadan daha çok 70’ler ve 80’ler oluyor. Bir yandan da internet çağının en son gelişmelerini takip etmeye çalışıyoruz. Diğer soruya cevap olarak da eğer Soft Analog, 70’lerde kurulsaydı saykedelik rock öğeleri taşıyan daha gitar dolu bir müzik yapabilirdi ama o dönemlerde de onun öncesindeki müziği harmanlamaya çalışırdık.
“Dans İllüzyon”un görsel dünyasına da değinmeden geçemeyeceğim. Şarkıların hikayelerini güçlendirecek illüstrasyonlar ve görseller kullanmışsınız. Fikirler kimden çıktı, görsel tasarımları kimler yaptı?
Albüm kapağımız ve geri kalan tasarımlar, fotoğraflar çok içimize sinen ve bizi çok güzel yansıtan eserler oldu. Albüm kapağımızın asıl fotoğrafını ve albüm sürecinde diğer paylaştığımız fotoğrafları Çınar Deniz Çabuk çekti. Onun çektiği fotoğraflardan birini ise albüm kapağımız haline getiren ve illüstrasyon çalışmasını yapan Hande Bağcı oldu ve bizi dönüştürdü. Kısaca Frankenstein’ımız o dur. 🙂 Geri kalan tanıtım içeriklerinde teaser kısa videoları İdil Tavşanlı’dan geldi. Kendi aramızdaki paslaşmalarımız da bol bol devam ediyor 🙂
1 Kasım’da Zorlu PSM’de gerçekleşecek lansman konseri “Dans İllüzyon”un da ilk konseri olacak. Bu konserle beraber yeni konserlere de başlıyorsunuz. Heyecan var mı? Konser hazırlıkları nasıl sürüyor?
Konser hazırlıkları telaşlı, yoğun ama heyecan verici açıkçası. O heyecan olmasa bunun üstünden nasıl gelirdik bilemiyoruz. ☺ Dans İllüzyon ile daha önce yaptıklarımıza göre daha farklı şeyler ortaya koymayı, geçmişteki şovlarımızın üstüne daha fazlasını katabilmeyi hedefliyoruz. Konser provaları, altyapılar, sahne şovu, sahne tasarımı, kostümler… Hepsiyle ilgili çılgın bir çalışma içindeyiz. Dans İllüzyon’un çok keyifli bir deneyim yaşatacağını düşünüyoruz. Devam eden yılda bu şovla sizlerin karşısına çıkmaya devam edeceğiz umarım siz de bizim kadar keyif alırsınız Dans İllüzyon’dan. Şimdiden yerimizde duramıyoruz.
Röportajı bitirirken… Soft Analog dinleyicilerine neler söylemek istersiniz?
Öncelikle bu güzel röportaj için Dergy ekibine ve Batıkan, sana çok teşekkür ederiz. Dinleyicilerimize ise albüm çıktıktan sonra birlikte çok keyifli konserlerde buluşacağımızı önden söyleyelim. Son olarak albümde konuşan canavarlardan birinin bir cümlesini paylaşmak isteriz; “Değişimi reddeden, bir illüzyona sarılır. Değişimi kabul etmenin yolu, onun dansına katılmaktır.”.