2019 yılında başladıkları müzik yolculuğunda içinde caz, progresif, rock öğeler barındıran birçok çalışmayla karşımıza çıkan Develer, şimdilerde yeni albümünü dinleyiciyle buluşturmaya hazırlanıyor. Biz de bu bahaneyle kendileriyle biraz sohbet edelim dedik!
Batıkan BAKSI / [email protected]
Yeni single’ınız ‘Hasat Zamanı’ hayırlı olsun öncelikle. Parçayı sizin ağzınızdan duymak isteriz çünkü şarkıda geniş anlamda bir sentez var. Bu sentezi nasıl anlatırsınız?
Teşekkürler öncelikle! Bu röportaj bizim için çok özel, albümün çıkışından önceki ilk röportajımız. Bu sentez aslında Develer’in genel müzikal anlayışından ortaya çıktı. Hepimiz farklı müzikal disiplinlerden geliyoruz. Kimimiz Türk müziği çıkışlı, bazılarımız batı ve caz müziği okudu, kimimizse progresif rock tarzında müzik yapan gruplardan geliyor. Bu farklı disiplinler kendi dinlediğimiz müziklerle de buluştuğunda ister istemez bir sentez ortaya çıkmış oldu. Yani bilinçli bir çabanın değil, farklı müzikler yapan bir grup müzisyenin beraber müzik yapma motivasyonundan kaynaklı bir sentez.
Develer’in müzikal duruşu bana ilk dinlediğimde 70’lerin Anadolu Pop’unu hatırlattı. Bir yanda çağlama, bir yanda elektrik gitar ve synthesizer, bir yanda tanbur / yaylı tanbur gibi hem batılı hem de doğulu çalgılar var. Sizi üretimlerinizde müzikal olarak etkileyen şeyler neler?
Bahsettiğimiz gibi, çok farklı, belki bizim bile müziği ortaya çıkarırken düşünmediğimiz tarzlar parçalarda yer yer duyuluyor. Anadolu halk müziklerinin esintileri özellikle ilk single’ımız ‘Hasat Zamanı’ da dahil olmak üzere albümdeki farklı parçalarda var. Aslında 70’lerdeki müzisyenler nereden besleniyorsa biz de benzer bir yerden besleniyoruz.
“Sahnede bestelerin yanında serbest doğaçlama yapmayı çok seviyoruz!”
Köklerinizi bu topraklardan aldığınız çok belli. Özellikle yüzyıllardır Anadolu müziğinde doğaçlama icraların da büyük önemi var. Develer’in müziğinde emprovizasyon nasıl bir yer taşıyor?
Doğaçlama müziğimizin merkezinde yer alıyor. Birlikte vakit geçirmeyi, eğlenmeyi seven bir grubuz. Doğaçlama çalmayı da bunun bir parçası olarak görüyoruz. Provalara başlarken doğaçlama yapıyor ve güzel fikirler yakaladığımızı hissettiğimizde kaydını alıyor ve besteleri bu fikirlerin üstüne kuruyoruz. Albümdeki çoğu parça bu şekilde ortaya çıktı. Bu doğaçlama session’larında yeni fikirler ortaya çıktıkça kaydı biten parçalara bile ekliyor, her konserde yeni bir şekilde çalıyoruz. Ayrıca sahnede de bestelerin yanında serbest doğaçlama yapmayı çok seviyor, dinleyicilerden de güzel geri dönüşler alıyoruz.
‘Hasat Zamanı’, çıkarmaya hazırlandığınız ilk albümün de habercisi aslında. Albümünüzün tarzı da aynı gidişatta mı olacak? Yani hem caz öğeleri, hem progresif ve deneysel hem de Anadolu müziğine göz kırpacak mısınız aynı anda?
Bu albümde her parçanın ayrı bir dünyası olduğunu düşünüyoruz. 24 Kasım’da yayınlanacak yeni single’ımız ‘Blueshift’te de yine bahsettiğiniz farklı öğeleri duyacaksınız. Umarız keyifle dinlersiniz!
“Seyirci ile etkileşimimizin etkisi müzik üretimimizde yadsınamaz…”
Bu single’ınızda Orphe’nin eşlik ettiği koro bölümünün bir kısmının konserlerinize gelen dinleyiciler tarafından oluşturulduğunu duydum. Canlı performanslar sizin müzikal gelişiminize nasıl etkilerde bulunuyor?
‘Hasat Zamanı’nı, sahnede çaldığımız ilk günden beri seyirciler de bize eşlik ediyor. Bestelerimizin doğaçlamalardan çıktığını ve sürekli değiştiğini söylemiştik. Seyirci ile olan etkileşimimizin etkisi de müzik üretimimizde yadsınamaz. Tabii ki bundan esinlenmiş olsak da kayıttaki koro partisyonları aynı zamanda koro şefliği de yapan klavyecimiz Mert Can Dursun tarafından yazıldı.
Yayınlayacağınız albümün kapağı, siz şarkıyı stüdyoda kaydederken Kutlay Evrensel tarafından eş zamanlı olarak çizilmiş. Müziğinizi doğaçlamalarla zenginleştiren bir grup olduğunuz için bilinçli seçtiğiniz bir durum muydu, yoksa kendiliğinden mi gelişti?
Tamamen kendiliğinden gelişti. Kutlay hem inanılmaz yetenekli bir tasarımcı hem de çok sevdiğimiz bir arkadaşımız. ‘Hasat Zamanı’, ‘Blueshift’ ve son olarak albüm kapağımız Kutlay’ın çizimlerinden oluşuyor. Hepimizin içine çok sinen işler oldu.
Şarkılarınızda kullandığınız çağlama, son zamanlarda sıkça tercih edilen bir enstrüman olmaya başladı Türkiye’de. Elektro bağlama ile de sık sık karıştırılsa da henüz çok genç bir enstrüman aslında. Siz de yeni nesil bir grup olduğunuz için Anadolu’yu daha yenilikçi bir tavırla mı temsil etmek istiyorsunuz?
Grubumuzda çağlama kullanımı Anadolu müziğinin yeni bir hali olarak değil, enstrümanın müzikal tınısından kaynaklanmakta. Aynı şekilde tanbur da öyle. Anadolu müziğinin ve diğer müzik kültürlerinin yeni bir yorumunu yapmaktan ziyade çaldığımız bu enstrümanların bizdeki tezahürünü ortaya koymaya çalışıyoruz.
Albümünüzün çıkış tarihi belli mi? Develer’in yeni çalışmalarını ne zaman duymaya başlayacağız?
Albümü Ocak ayında yayınlamayı planlıyoruz. Ondan önce 24 Kasım’da, ikinci single’ımız olan ‘Blueshift’ yayınlanacak. Bunun için de çok heyecanlıyız. 23 Kasım akşamı, ikinci single’ımızı Bova Sahne’de bir konserle kutlayacağız. Hepinizi bekleriz 🙂
Develer’i ilk kez dinleyeceklere ve bu zamana kadar sizinle birlikte şarkılarınıza eşlik edenlere neler söylemek istersiniz?
Umarız bizi yeni keşfeden dinleyicilerimiz de yaptığımız müzikten bizim aldığımız keyfi alıp bizimle aynı hisleri paylaşırlar. Bizi yolun en başından beri yalnız bırakmayan, bu albümü yapmak için bizi motive eden dinleyicilerimize de çok teşekkürler. Konserlerde buluşalım!