2023 tabi ki güzel filmlere de tanıklık etti. Elbette çok daha fazlası var ama biz sizler için içlerinden 7 tanesini seçtik. Yıl bitmeden filmlerini tamamlayalım derseniz ve bunlar arasında izlemedikleriniz var ise muhakkak izlemelisiniz.
“Taylor Swift: The Eras Tour”
Listeye bir konser filmi ile başlamayı beklemezdik ama olaylar öyle gelişti. Los Angeles’taki Sofi Stadyumu’nda üç gece boyunca çekilen The Eras Tour, bir konser filminden çok daha fazlası, Taylor Swift’in -neredeyse- tek başına yaptığı yolculuktaki tüm başarılarına dair devasa bir tanıklık. Dokuz farklı albüm, üç saat süren koreografi ve 16 kostüm değişikliği içeren ve müziksever herkes tarafından izlenmesi gereken bir belgesel.
“Barbie”
Seveni gibi sevmeyeni de olan “Barbie”ye dair tek bir gerek var ki o da çılgıncasına bir gişe rekoru kırmış olması. Greta Gerwig, oyuncakların gerçek dünyadaki yerini bulma konusunu ele alan bir müzikal komedi yaptı ve herkesi mesaja boğdu. Feminizm ve ataerkil üzerine yapılan tartışmalar 7’den 77’ye dünya genelinde gündeme oturdu filmle beraber. Margot Robbie ve Ryan Gosling tarafından mükemmel bir şekilde oynanan Barbie ve Ken’i de es geçmemek lazım tabii.
“Oppenheimer”
Her ne kadar gişede “Barbie” Barbenheimer savaşını kazanmış olasa da Christopher Nolan’ın atom bombası hikayesi, gerçekten de 2023’ün görkemli filmlerindendi. Bu sert ve insanı içine çeken biyografik film, insanı dünyanın kırılgan siyasi durumu üzerine düşünmeye de teşvik etti. Çıkılan yol ile varılan son arasındaki farkı da gözler önüne serdi.
“Killers Of The Flower Moon”
Gerçek olaylara dayanan Martin Scorsese’nin en son filmi kesinlikle bir başyapıttı. Lily Gladstone ve Leonardo DiCaprio’nun parladığı, 1920’lerde Oklahoma’daki Osage Ulusu’nun hikayesinin anlatıldığı ve muhakkak izlenemsi gereken bir film. Hatta belki de bugüne kadar Amerika tarihindeki bu en kanlı bölümlerden biri ilk kez bu denli dürüst bir şekilde anlatıldı. Robert DeNiro’nun da cinayetlerin arkasındaki William ‘King’ Hale olarak -elbette- büyülediğini de söylemeden geçmeyelim.
“The Fabelmans”
Şıklıkla çekilmiş bu dönem draması arıyorsanız doğru adres bu film. Yarı otobiyografik olan film Steven Spielberg‘ün kendi ergenlik dönemine dayanan, genç Sammy Fabelman’ın tipik olmayan bir aile yaşamı, antisemitizm ve zorbalık gibi zorluklarla mücadele ettiği bir dönemi ele alıyor. Çevresindeki dünyayı anlamak için film sevgisini bir araç olarak kullanan genç Spielberg’ün kendi büyüme hikayesine dayanıyor. 2023’ün unutulmazlarından olacağı kesin.
“Past Lives”
Oyun yazarı Celine Song’un yönetmenlik kariyerinin başlangıcını yaptığı bu film bir soru ile geliyor; “Ya 12 yıl boyunca görmediğin okul aşkınla tekrar bağlantı kurabilseydin? Ya 12 yıl sonra, çocukluğundan beri seni ilk kez görmeye gelseydi? Gerçekten sürükleyici ve bir o kadar da duygusal bir film.
“Tár”
Hayranı olduğumuz Cate Blanchett’ın Lydia Tár’ı canlandırdığı bu yapımda, Blanchett’ın her zaman olduğu gibi etkileyici olduğunu söylemeliyiz. Sanatçının gerçek portresini ustalıkla bize sunan bu film için Cate Blanchett’ın Sovyet orkestra şefi Ilya Mussin’in online masterclass’larına katıldığını ve piyano dersleri aldığını da not edelim.