30 yıla sayısız albüm sığdıran İngiliz progresif rock grubu Archive, uzun bir sürenin ardından 12 Haziran akşamı Zorlu PSM’de verecekleri konserle dinleyicisiyle buluşacak. Madem öyle biz de kendileriyle 1994’ten beri sürdürdükleri müzik öykülerini ve bundan sonraki gelecek planlarını konuştuk.
İpek ATCAN / [email protected]
1994 yılından beri müzik yapıyorsunuz. Sound’unuz da yıllar içinde önemli ölçüde gelişti haliyle. Bu evrimi nasıl tanımlarsınız ve müzik tarzınızdaki değişiklikleri hangi faktörler etkiledi?
Farklı müzik türlerine olan ortak sevgimiz ve kendi etkisini yayan farklı sanatçılarla çalışmamız sayesinde yıllar içinde geliştik. Asla kendimizi tekrarlamak istemiyoruz; sürekli denemeyi ve yeni teknolojileri benimsemeyi seviyoruz.
Bu zamana kadar Archive’a çok fazla girip çıkan üyeler oldu. Bu kadro değişiklikleri grubun dinamik ve yaratıcı yönünü nasıl etkiledi?
Birlikte çalıştığımız her grup üyesi, yarattığımız her albüme derinlik katan kendi bireyselliğini yansıtıyor. Farklı insanlarla çalışmaktan keyif alıyoruz çünkü bu grup içinde farklı bir dinamik yaratıyor. Bu bir meydan okuma olabilir; ancak bu hoşumuza giden bir şey ve Archive‘ı bugünkü hâline getiren de bu.
Albümlerinizin birçoğunun kavramsal veya tematik bir yaklaşımı var. Bu kavramları nasıl geliştiriyorsunuz ve bunları müziğe dönüştürürken ne gibi zorluklarla karşılaşıyorsunuz?
Üzerinde çalıştığımız her projeyi oturup derinlemesine tartışıyoruz. Ortaya çıkan her kavram; etrafımızdaki ya da dünyadaki deneyimlerimizden ve gözlemlerimizden geliyor. Bir şekilde, (aramızda kalsın) bunu yürütmeyi başarıyoruz.
En son çıkacak ve 20. albümünüz olma özelliği taşıyan albümünüz merakla bekleniyordu. Arka planındaki temalar ve ilham kaynaklarınız nelerdi? Ayrıca önceki albümlerinize kıyasla nasıl bir fark olduğunu düşünüyorsunuz?
Yeni albümümüzle ilgili çok fazla bilgi vermemiz mümkün değil ama henüz belli bir tema ya da konsept olmadığını söyleyebilirim. Çok fazla şarkı yazıyoruz ve bu yaratıcı süreç boyunca neyin bir araya geldiğini göreceğiz.
Herkes Archive’ı, güçlü canlı performanslarıyla tanıyor. Turnelerinize nasıl hazırlanıyorsunuz ve hayranlarınız gelecek konserlerinizde nelerle karşılaşacak? Konserde bizi neler bekliyor?
Müziğimizin canlı bir performansa dönüştürülmesi çok fazla katmana sahip olması nedeniyle çok fazla çalışma gerektiriyor. Sonuç olarak bunu yapabilecek en iyi ekibe sahibiz ve konserlere kadar provalarda inanılmaz derecede sıkı çalışıyoruz. Hayranlarımız yoğun ve duygusal bir yolculuğa hazır olsunlar.
Grup olarak başladığınız günden bu yana teknoloji önemli ölçüde değişti. Müzik teknolojisindeki gelişmeler kayıt ve prodüksiyon süreçlerinizi nasıl etkiledi?
Kesinlikle sürecin belirli bir bölümünü hızlandırıyor. Yeni teknolojileri denemeyi seviyoruz ve bu da yıllar içinde sound’umuzu kesinlikle değiştirdi. Teknolojiyi kullanırken eski ve yeniyi bir denge içinde tutuyoruz.
Müziğiniz çoğunlukla derin, duygusal ve bazen de politik mesajlar taşıyor. Bu mesajları vermek sizin için ne kadar önemli ve müziğinizin dinleyicileri nasıl etkilemesini istiyorsunuz?
Ben şahsen yola illaki politik sözler yazmak için çıkmıyorum. Ancak bahsettiğim gibi, çevremizde olup bitenlerle alakalı hissettiklerimiz hakkında yazdığımız şarkılarımızda kaçınılmaz olarak çok fazla gözlem kullanıyoruz. Müziğimizin hayranlarımız tarafından istedikleri gibi yorumlanabileceğini göstermesi açısından belirli rejimlere karşı kullanılmasını seviyorum.
Önümüzdeki dönemde Archive’dan neler gelecek? Sizi heyecanlandıran yeni projeler olacak mı?
Şu anda, yeni bir albüm üzerine çalışırken bu yılın konserlerine ve gelecek yılın başında albümün yayınlanmasına odaklanıyoruz. Önümüzde sabırsızlıkla beklediğimiz çok heyecanlı bir dönem var.
Son olarak İstanbul’daki dinleyicilerinize neler söylemek istersiniz?
İstanbul’a geri dönmek için çok sabırsızlanıyoruz çünkü çok uzun zaman oldu. İstanbul’daki hayranlarımızı özledik; onlara harika ve unutulmaz bir konser deneyimi yaşatmak için heyecanlıyız!