Ana SayfaMüzik"Music of the Spheres" 3. kez dünyayı gezerken Coldplay ilk kez Atina'da

“Music of the Spheres” 3. kez dünyayı gezerken Coldplay ilk kez Atina’da

“Music of the Spheres” turnesi 3. kez silbaştan başladı. Turnenin bu sefer ilk ayağı 8 Haziran’da Atina’ydı. Atina hem ilk ayaktı hem de bu, Coldplay’in ilk Atina konseriydi. Bundan 2 sene önce de Berlin‘de konserlerini izlemiştim. Söyleyebileceğim en önemli şey şu ki; bir kez daha iyi bir konser sayesinde, yaşadığımı iliklerime kadar hissettim.

İpek ATCAN / [email protected]

Coldplay’i eleştirmek isteyenin bulacağı çok fazla şey var. “Eee hani müziği bırakıyordunuz?”, “E hani başka konser yoktu?” vb. gibi içinde haklılık payı olan çok soru yöneltilebilir. Ama öte yandan yaptıkları ve yapmaya çalıştıkları çok fazla güzel şey var. Arada sürdürülebilirliğe sağladıkları katkılara dair rapor yayınlıyorlar, muhakkak denk geliyorsunuzdur. “Bunların hepsi PR malzemesi!” demek de bir bakış açısı elbette ama işte 1, 0’dan büyüktür. Adamlar bir şeyler yapmaya çalışıyor. Ne bileyim konserlerinde refill su imkanı sağlamaları bile başlı başına güzel bir hareket… Eleştiriye hiçbir şey yapmayanlardan başlamalı diye düşünüp, tribimi atıp, konsere dönüyorum 🙂

Konser öncesinde lokal isim olan Antonia Kaouri ve bir de turnenin büyük bölümünde kendilerine eşlik edecek olan Maisie Peters sahnedeydi. Kaouri’de henüz alana gitmemiştim ama Maisie Peters’ı çok beğendiğimi söylemeliyim…

Konser tam 21 şarkılık bir setlist’ten oluşuyordu. 2 sene önceye göre görsel dünya daha da zenginleşmiş diyebilirim. Arada böyle tatlı küçük reji hataları oldu ama ben o beklenmedik anları çok beğeniyorum 🙂 Show’un bir parçasını değil de çekilmediklerini düşündükleri anlarını görüyorsunuz… Sadece, “İnsan bir an olsun gülmeyi bırakmaz mı?” diye düşündüğüm Chris Martin’in öyle bir anı ekrana yansıdı ki önce bir şaşırdım ardından da “Bu Music of the Spheres’in 133. konseri adam da biraz baymış olsun ya!” diye düşünmekten de kendimi alamadım. Hayır hayır asla Chris’i korumuyorum. Korumuyorum, ciddiyim 🙂

85 bin insan tek bir ağızdan

Kalabalık konserlerin (ama normalde insan kalbalığının değil, nefret ederim) insana iyi gelen tam da tarif edemediğim bir tarafı var. İnsanların aldığı keyif, hissettiği mutluluk mu bir araya gelip dev bir duygu durumu yaratıyor bilmiyorum ama herkesin gözlerinin içinin gülmesi bile yetiyor. İnsanın önce mutluktan gözleri doluyor sonra da “Yaşmak bu değilse ne?” gibi bir kafaya geliyor… Diyorum ya tarif edemem ama büyük, ya da illa büyük olmasına gerek yok ama iyi konserlere giden herkes bu dediğimi anlayacaktır.

21 şarkıdan ilki ‘Higher Power’dı. Coldplay’in pek de sevmediğim yeni şarkılarından olmasına rağmen son yılların popülerleri arasında olduğundan tahmin edersiniz ki herkes büyük coşkuyla karşıladı. Üstüne ‘Adventure of a Lifetime’ geldi ama konser benim için esas ‘Paradise’ ve ‘The Scientist’ ile başladı.

Gezegenler, aylar, yıldızlar, ev ve Coldplay

Bu arada konseri 4 parçadan oluşturduklarını da söylemeliyim. İlki “Planets” (gezegenler), ikincisi “Moons” (aylar), üçüncüsü “Stars” (yıldızlar) ve dördüncüsü “Home” (ev) Bu keskin çizgilerle çizilmemiş olan 4 bölüm aslında şarkılarla, arkadaki ekran görüntüleri ve tabii şarkıların sözleri ile anlam kazanıyor.

Herkese ulaşmaya çalışmaları bu gruptaki en sevdiğim şey sanırım. Konser öncesi ekranlarda yayınlanan görüntülerde çevre duyarlılığına dair farkındalık yaratmaya çalışmaları bir yana dursun, işaret dili ile şarkı söylenmesi bir diğer yana… ‘Something Just Like This’i o şekilde izlemek güzeldi. Her konserde sahneye seyirci çağırmaları, konserin bir yerinde insanların ellerinde tuttukları yazılı dövizleri (bu kelime bana hep çok komik geliyor ya! Başka bir kelimesi olmalı bu hadisenin) okumaları, “Hadi binlerce kişi dünyaya sevgi gönderiyoruz” kafaları (ki bana uzak kafalar ama insan o atmosferde “gönderelim be!” oluyor) derken böyle cidden sevgi, barış, dostluk, kardeşlik içeren bir ortam doğuyor… İyi de oluyor, neden hissetmeyelim ki böyle di mi? Keşke her gün hissetsek…

‘Yellow’, ‘Clocks’ ve ‘Fix You’ benim için konserin zirve anlarıydı. Daha çok yeni Camden‘ı izlemiş ve orada Codlplay’in ilk sahne alışına dair detayları Chris Martin’den dinlemiş biri olarak, konsere bir de o gözle, “Nereden nereye?” diye baktığımı da söylemeliyim. 26 sene tabii ki kısa bir süre değil ama düşünsenize Camden’da dolar mı acaba diye düşündüğünüz bir bardan dünyanın her yerindeki statlarda sold-out konserlere…

Bunca güzel şey arasından bir şeye laf edeceksem o da dönüşteki ulaşımdı… Evet, belli bir saate kadar metroyu uzatmışlar ama bence şehrin kapasitesi 90 bin kişiye yakın insanın dağılmasına hazır değildi. Kelimenin tek anlamıyla süründük diyebilirim. 23:30’da biten konser sonrası 02:30’da eve vararak ufak çapta bir delirdim…

Atina’da klip çekimi

Ben Atina’da 8’inde izledim konseri ama biletler çıkar çıkmaz sold-out olduğu için 9’una da bir konser koymuşlardı. Yeri gelmişken THY’nin (maalesef) tam da o tarihler için uçak bileti fiyatlarını 3 katına çıkardığını da söylemezsem olmaz… Temiz temiz Aegean Airlines ile gittim… Bu konu bir yana, gitmişken de biraz kaldım. Neredeyse 9’undaki konsere de gidiyordum hatta ama neyse ki uslu bir insan gibi davrandım (fakat kaçış yok, tekrar giderim) Ayın 10’unda Twitter hesabından yaptıkları Yunanca çağrı ile herkesi klip çekimlerine davet etmişler Saat 17:00 ve 23:00 arası gerçekleşen bu klip çekiminde neler yaşandı hiçbir fikrim yok zira 1 gün sonra fark ettim bu olayı. Fark etsem gider miydim? Sanmam. 40 derece havada fonksiyonlarım kısıtlı ve tahammül seviyem düşük 🙂

Odeon of Herodes Atticus‘ta gerçekleşen çekimleri heyecanla bekliyorum. Hangi şarkı olduğu açıklanmadı henüz ama yine birkaç gün önce teaser yayınladıkları ‘flifil’ diye düşünüyorum.

Son bir hikaye ve kapanış

Hikaye diyorum çünkü birçok yerden konuyu tasdiklemiş olsam da “esas kişi” ile konuşamadığımdan hikaye demeyi tercih ediyorum. Atina’daki klip çekimi üstüne hemen (yine) bu konu aklıma geldi çünkü… Coldplay, “Everyday Life” albümlerinin dünya prömiyerini YouTube üzerinden canlı olarak “sunrise” ve “sunset” olarak 2 konserle Ürdün’den yapmıştı (işte Chris’e ilk o zaman aşık olmuştum, o ana kadar sadece şarkılarını seviyordum) Seviyorlar böyle otantik hareketleri. Ama esas olay planlanan yerin aslında Efes Antik Kenti olması ve bizim “tadilatta” diyerek bu olayı yapamamız… Ne bileyim o tadilatı hemen bitirir (“yarın geliyoruz” demedi ya adamlar…), onun yerine alternatif 15 yer daha önerirdim ben…

Neyse siz şu “Everyday Life” videosunu benim için izleyin. Ve 16 Kasım’a kadar devam edecek turneyi eğer imkanınız varsa bir noktada yakalayın. İlla ki Coldplay’in bütün şarkılarını ezbere bilmek zorunda da değilsiniz atmosferi için değer, güzel de bir deneyim olur.

Buyrun hatta ŞURADAN bir bakın turneye…

Atina’ya ilk kez gittiler, belki buraya da gelirler demek istiyorum ama koşullar pek de öyle gözükmüyor maalesef…

Tek rakibim Dakota diyor ve yazımı bitiyorum :))

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR