Bazı insanlar gerçek anlamda dünyaya sanatçı olmak için gelir. Daha doğuştan itibaren taşıdığı yıldız ışığı, etrafındaki herkesi etkisi altına aldığında henüz küçük yaşlarda bile olsa gelecekteki hayatı çoktan belirlenmiş olur. Sanat aşkı da bir şekilde ve bir yerde tetiklendikten sonra da o kişi için hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Tıpkı Özkan Uğur gibi. Gelin Özkan Uğur’u, onun aramızdan ayrılışının 1. yılında hayatımıza kattıklarıyla analım.
Batıkan BAKSI / [email protected]
Şimdi sorsam “Özkan Uğur’dan hoşlanmayan var mıdır?” diye, muhtemelen kimseden “ben” cevabını almam. Hatta ve hatta Türkiye’de aşağı yukarı herkesin aynı güzel hisleri beslediği biri daha var mıdır, onu da hiç bilmiyorum. MFÖ’yü dinlerken grubun en çok Ö’sünü dinlemeyi severdim, sahnede de onun hâl ve hareketlerini takip etmeyi. İlk tanıştığım gün hissettiğim heyecanın aynısını, bu yazıyı yazarken de hissediyorum. Çünkü açıkçası ben hâlâ Özkan Uğur’un aramızdan ayrıldığına inanabilmiş değilim. Onun enerjisi sanki bugün bile aramızda dolaşıyor; her çalan MFÖ şarkısında kulağımıza sesi çalınıyor, oynadığı her film ve dizide bizim yanımızda beliriyor.
1953 yılında İstanbul’da Uğur ailesinin 5. çocuğu olarak dünyaya gelen Özkan Uğur, daha ilkokul yıllarında (o dönem birçok çocuğun olduğu gibi) müzikle mandolin çalarak tanışmış, Fenerbahçe Lisesi’nde okurken bu tanışıklığı ileriye götürmeye karar vermişti. “Atomikler” adını verdiği amatör grupla dönemin popüler şarkılarını arkadaşlarıyla yorumlayan Uğur, 1970 yılında henüz 17 yaşındayken dönemin meşhur topluluklarından Şerif Yüzbaşıoğlu Orkestrası’nda bas gitar çalmaya başlamış ancak bu birliktelik çok az sürmüştü. Özkan Uğur da karşının çocuğuydu, hâliyle çevresi de oralarda gelişiyordu. 1971 yılında tanıştığı Mazhar Alanson ve Fuat Güner ile nasıl bir gelecek kuracağından habersiz Kaygısızlar grubunda buluşan Özkan Uğur, o dönem grupta bir basçı daha olduğu için sahnedeki diğer basçı olmuştu. Sadık Kuyaş’ın ayrılmasıyla gruptaki yeri sağlamlaşan Uğur, Kaygısızlar’ın dağılmasının ardından Kurtalan Ekspres’e, Barış Manço’nun ekibine katılmıştı. Daha sonra sırasıyla Ter, Erkin Koray, Edip Akbayram & Dostlar, Ersen ve Dadaşlar, Selda ve Dadaşlar, Seyhan Karabay ve Kardaşlar’da yer alan Özkan Uğur; daha sonra yine hayatı boyunca beraber anılacağı Mazhar Alanson ve Fuat Güner’in de olduğu Ayhan Sicimoğlu ve Galip Boransu’lu İpucu Beşlisi’ne girmiş, orada vokalistlik yeteneğini de göstermişti. İpucu Beşlisi’nin ardından 1978 yılında Galip Boransu ve Cengiz Teoman ile Grup Karma’yı kurarak Eurovision Türkiye elemelerine de katılmışlardı. 80’lerin başına gelindiğindeyse artık MFÖ’nün temelleri atılmış, grup 1984 yılında ilk hit albümü “Ele Güne Karşı Yapayalnız”ı çıkarmıştı. O günden sonra yıldızı daha da parlayan toplulukta Özkan Uğur da tenor ses tonuyla yaptığı vokallerle öne çıkmaya başlamıştı. Özkan Uğur’un o zamana dek bilinmeyen bir yeteneği de ortaya çıkmak üzereydi: 1988 yılında Atıf Yılmaz’ın çektiği ve başrollerinde Ali Poyrazoğlu ile Mazhar Alanson’un oynadığı “Arkadaşım Şeytan” filminde Özkan Uğur da oynuyordu. Müzisyenlik kariyeriyle başladığı sanat hayatında oyunculuğa da adım atan Özkan Uğur, yavaş yavaş televizyon ve beyazperdede de görünmeye başlamıştı ki, biz bugün onun müzisyenliğinin yanında oyunculuk yeteneğini de konuşturduğu yapımların bir kısmına bakıp, onu aramızdan ayrılışının 1. yılında tebessümle hatırlayacağız. Hazırsanız başlayalım!
İhanetin bedelini canıyla ödeyen Sedat / Eşkiya (1996)
Özkan Uğur, 1988’deki “Arkadaşım Şeytan” filminin ardından 1990 yılında “Zeit der Rache” adıyla çıkan Alman yapımı “İntikam Zamanı” filminde yan rolde oynamış; 1996 yılında ise Şener Şen ve Uğur Yücel’in başrollerini üstlendiği ve dönemin en çok izlenen filmlerinden olan Yavuz Turgul imzalı “Eşkiya”da Cumali’nin sevgilisi Emel’in sözde hapishanedeki abisi Sedat’a hayat vermişti. Olay örgüsü baştan aşağı intikamdan geçen bu filmdeki bir diğer ihanetin öznesi olan Emel ile aynı sonu yaşayan Sedat karakteri, Özkan Uğur’un beyazperdede kendisini profesyonel bir karakterle gösterdiği belki de ilk filmdi ve izleyiciden tam not almıştı.
Samatya’nın cumhurbaşkanı Şecaattin Dürüst / İkinci Bahar (1999-2000)
Belki de Özkan Uğur’un içinde yer aldığı yapımlar arasında en sevdiğim işlerin en başında geliyor “İkinci Bahar”. Üstelik yalnızca Özkan Uğur’dan dolayı değil; Şener Şen, Türkan Şoray, Tarık Pabuççuoğlu, Nurgül Yeşilçay, Meral Okay, Nedim Saban, Güven Hokna gibi isimlerden dolayı da. Samatya’nın göbeğinde, lezzet dolu geçen aşk hikayesinde başta Ali Haydar Usta’nın olmak üzere tüm esnafın başına bela olan zabıta memuru Şecaattin Dürüst’e (kendi deyişiyle Samatya’nın cumhurbaşkanı) hayat veren Özkan Uğur, kendinden öyle emin bir oyunculuk sergiliyordu ki, kimse onun Şecaattin olmadığını iddia edemezdi. İncesaz’ın müziklerini yaptığı dizide kendisinin oynadığı karakter için ‘Şeco Geliyor’ adında bir tema müziği bile hazırlanan Özkan Uğur, dizinin son bölümünde kader yoldaşı Mazhar Alanson ile de çok keyifli bir sahneye imza atmıştı.
“Nasıl tak diye buradayım? Saniyede!” – Garavel / G.O.R.A (2004)
Özkan Uğur’un Cem Yılmaz ile yollarının kesişmesi yalnızca onların değil, bence hepimizin şansıydı. Çünkü hem Cem Yılmaz kendisine ait bir sinema yaratırken, kendine has bir kadro da yaratmış hem de Özkan Uğur’un oyunculuk noktasında nerelere varabileceğini göstermesini sağlamıştı. Hepimiz biliyorduk ne kadar yetenekli bir sanatçı olduğunu ama hiçbirimiz böyle bir performans çıkaracağını tahmin etmiyorduk. G.O.R.A’da yaşayan ve yıllar önce dünyadan kaçırılmış üstün güçlere sahip Garavel Usta ile hayatımıza yeni bir karakter sokan Özkan Uğur, filmden sonra bir süre daha bu rolle anılacak ve “G.O.R.A” denildiğinde akla gelen ilk karakterlerden biri olacaktı. Üstelik bu sayede hepimizin eşlik etmeye bayıldığı ‘Olduramadım’ şarkısını da çalıp söyleyen Özkan Uğur, komedi yapımlarının da aranan isimlerinden olmaya başlamıştı.
Yazar Tunç mu yoksa Beter Ali mi? / Cennet Mahallesi (2005-2007)
Herkesin Özkan Uğur karakterleri arasındaki favorileri farklı olsa da özellikle sosyal medyada sık sık denk geldiğim bir durum çok ilgimi denk gelmişti. 2004-2007 yılları arasında oynayan “Cennet Mahallesi” dizisinde Özkan Uğur’un oynadığı Beter Ali karakteri çok rağbet gören bir karakterdi. Müjdat Gezen’in diziden ayrılmasının ardından mahalleye bir anda giren ve kısa sürede mahalleden biri olan ancak daha sonra kitap yazmak için kılık değiştirdiği anlaşılan Beter Ali (ya da Tunç)’ye hayat veren Özkan Uğur, dizide yalnızca oyunculuk yapmıyor ve kendisiyle anılacak birçok yeni şarkıyı da televizyon tarihimize katıyordu. Mesela Cennet Mahallesi yazıldığında mutlaka herkesin karşısına çıkan bir performansta BaBa ZuLa’nın 2005 yılında çıkan “Duble Oryantal” albümünde söylediği ‘Sıpa’ şarkısını seslendirdiği sahne, dizinin de en beğenilen sahnelerinden biri olmuştu.
Garavel Usta’dan Dimi Usta’ya… / A.R.O.G (2008)
G.O.R.A’nın da devamı olarak anılan yapımlardan biri olan “A.R.O.G”, ilginç ve fantastik yapısıyla seyircilerden tam not alırken Özkan Uğur, yine hiç unutulmayacak bir karakteri canlandırıp; sinema tarihimize adını altın harflerle yazdırıyordu. Tıpkı G.O.R.A’da oynadığı bilge karakterin taş devrindeki versiyonu gibi bir karakter olan Dimi’yi canlandıran Özkan Uğur, yolu taş devrine düşen Arif’in içinde bulunduğu zor durumdan kurtulmasına en çok yardım eden isimlerden biri olmuştu.
“Bambi, Kısırkayalar, Ağlayan Kayalar, Kayalar!” – Kızılkayalar / Yahşi Batı (2010)
Söz konusu her role girebilen bir oyuncu olunca Cem Yılmaz’ın da Özkan Uğur’u şekilden şekile sokmasına hiç şaşırmamak lazım. Cem Yılmaz filmlerinde sırasıyla uzay insanı, taş devri mensubu ve kızılderili şefi olan Özkan Uğur, “Yahşi Batı”da oynadığı Kızılkayalar karakterinin de hakkını başarıyla vermişti. Filmin başından itibaren Aziz Vefa ve Lemi Galip beyin peşinden koşturduğu elmasın kesişim noktasında yer alan Kızılkayalar’ın yarı hüzünlü yarı komik hikayesi, filmdeki favori karakterlerden biri olarak anılmasına sebep olmuştu.
“90’lardaki gibi gece hayatı bir daha hiç olmadı!” – Timur / Jet Sosyete (2019)
Tek bölümlük bir rolü olmasına rağmen Özkan Uğur’un televizyon ve internet dizisi “Jet Sosyete”deki rolü Timur’a bayılıyorum! 90’larda gençliğini sıkı bir rocker olarak yaşayan ve bugünün eğlencesinden hiç haz etmeyen Timur; dönemin rock kültürünü, Kemancı’yı, Şebnem Ferah’ı, Teoman’ı ve daha nicesini öyle sıkı bir şekilde savunuyordu ki etrafındakilerin buna karşı çıkma ihtimali yoktu bile. Şebnem Ferah’ın ‘Nefessiz Kaldım’ şarkısında çılgınca air guitar çalan Timur, kızının evinde yakaladığı erkek arkadaşını esir alıp ona da bu fikirlerini empoze ediyordu. Gülse Birsel’in harika gözlemleriyle yarattığı bu karakter için “keşke birkaç bölümde daha görebilseydik” demekten de kendimi alıkoyamıyorum.
Özkan Uğur’un çalıp söylediği, eşlik etmeye bayıldığımız şarkıların yanında oynadığı yapımlar yalnızca yukarıdakilerden ibaret değil tabii. Kısaca özetlediklerimin dışında 1988 yılından bu zamana kadar yer aldığı projeler de hemen aşağıda diyeyim buruk da olsa onu aramızdan ayrılışının yıl dönümünde hayatımıza kattıklarıyla ve sevgiyle anayım.
- Komser Şekspir / Danyal (2000)
- Yeter Anne / Altan (2001)
- Asmalı Konak / Sedat (2002)
- Alacakaranlık / Bedir (2004)
- İstanbul Şahidimdir (2004)
- Kısık Ateşte 15 Dakika / Fazıl (2006)
- Sıkı Dostlar / Cevdet (2009)
- Türk Malı / Özcan (2010)
- Bir Ömür Yetmez / Kemal Sertel (2011-2012)
- Şubat / Samim Akça (2012-2013)
- Pek Yakında / Ejder (2014)
- Poyraz Karayel / İsmail Karayel (Hatta bu yapımda Aysel Gürel’in sözlerini yazdığı ‘Aynada’ şarkısını da single olarak yayınlamıştı)
- Arif V 216 / Garavel (2018)
- Karakomik Filmler / İbrahim (2019)
- Karakomik Filmler 2 / Tuncay (2020)
- Erşan Kuneri / Dimitri (2022)