Ana SayfaMüzikMüzik nasıl TikToklaştı ve bu nelere yol açtı?

Müzik nasıl TikToklaştı ve bu nelere yol açtı?

Her geçen gün dijitalleşen müzik dünyası, bir bir ortaya çıkan sosyal medya mecraları sayesinde alışık olduğumuz düzenden uzaklaşalı yıllar oldu. Bu dönüşümün en büyük aktörlerinden biri de hiç şüphesiz TikTok. Peki günümüzde “Tiktokification” olarak adlandırılan Tiktoklaşma süreci müziği nasıl ve hangi yollarla etkiledi? Bugün buna göz atıyoruz.

Batıkan BAKSI / [email protected]

TikTok, 2017 yılında Çin sınırlarından çıkıp dünyaya yayılmaya başladığında kimse bunun bir çılgınlık hâline geleceğini tahmin etmiyordu bence. İlk çıktığı sıralarda birçok sosyal medya ağına kıyasla TikTok’un aldığı tepkiler biraz ağırdı çünkü hem hedef kitlesi ekseriyetle Z kuşağıydı hem de karşımıza çok ilginç videolarla çıkıyordu. Challenge’lar, cosplay’ler, şarkılara çekilen klipler, çıtır çerez içerikler; orada kendisine yönelik bir kitle oluşturan influencer’ları da peşinden getiriyordu. Kullananların vazgeçemediği, kullanmayanlarınsa eleştiri oklarını tek tek fırlattığı bu mecra, ilerleyen yıllarda yalnızca sosyal medya kanalı olmaktan çıkmaya başlamıştı. Bir anda müzisyenlerin ve müzik gruplarının uğrak noktası olmaya başlayan TikTok, çıkacak kliplerin bile ilk kez yayınlandığı; canlı konserlerin verildiği ve grupların en gizli şovlarını bile yayınladığı bir yer hâline ulaştı. TikTok’un birçok alana uzanmış olması, dünya genelinde “Tiktokification” adı verilen bir kavramı da beraberinde getirdi. Spor, sinema, eğlence, müzik vb. alanlar da hâliyle bu Tiktoklaşmadan payını almaya başladı. Peki sizce müziğin TikToklaşması nasıl gerçekleşti ve bu durum nelere sebep oldu? Şimdi müziğin TikTok aracılığıyla nasıl değişime uğradığına cevap arama zamanı!

Müzik dünyası alt üst mü oldu?

Müzik endüstrisi hakkında yazıp çizen, bu alanda çalışan bireylerin genel tutumu TikTok’un müzikte alışık olduğumuz düzeni tamamen tersine çevirdiği yönünde. 2000’lerle birlikte internetin tüm dünyayı sardığı dönemde de böyle bir endişe kendisini göstermiş olsa da TikTok’un sebep olduğu bu değişimi görememiştik. Devasa bir kullanıcı profiline sahip olan TikTok, 1.6 milyarlık bir kullanıcı sayısını elinde tutuyor. Böyle bir kitlenin varlığını düşündüğümüzde bir müzisyenin ya da grubun kendisini çok büyük bir camiaya tanıtabilmesinin ne kadar muhtemel olduğunu gösteriyor. Müzisyenlerin yalnızca TikTok kullanarak çok kısa sürede çok geniş insan topluluklarına ulaştığını düşünürsek; müziğin pazarlanması, PR, müzik gazeteciliği gibi alanların da kendisini güncellemesi gerektiği gerçeği de ortaya çıkıyor. Yani aslında TikTok’un bu “instant share” özelliği, klasikleşmiş dağıtım ve tanıtım faaliyetlerinin pabucunu dama atmış gibi gözüküyor.

Viral olmak = Her şey!

Son zamanlarda müzisyen arkadaşlarımla konuştuğumuzda mutlaka sosyal medya ve müziğin dağılımı konusuna da değiniyoruz. Yeni çıkardıkları bazı şarkıların “catchy” olduğunu düşündüğümü söylediğimde de “biz de zaten bu sebeple yaptık bu şarkıyı, viral olsun istedik” diye cevap aldığım çok sohbet geçiriyoruz. Çünkü viral olmak, başta TikTok olmak üzere birçok sosyal medya mecrasında aslında her şey demek. Zaten bu mecraların en büyük alametifarikası da bu; eğer viral olacak bir şey ortaya koyabildiyseniz ününüzün nasıl yayıldığını tahmin bile edemezsiniz. Dolayısıyla gruplar da bazen kendilerinin hiç tarzı olmayan bazı şarkıları besteleyip bunu sosyal medya üzerinden paylaşıyorlar. O yüzden hiç beklemediğiniz gruplardan, hiç beklemediğiniz şarkılar duyarsanız şaşırmayın; mesele sizin bildiğiniz gibi değil

Geleneksel şarkı düzenleri rafa kalkmaya başladı!

Eğer müzik teorisine hakimseniz şarkıların anatomilerini iyi bilirsiniz. Klasik şarkı düzeninde şarkılar şu şekilde bestelenirdi: A kısmı – Köprü – Nakarat – A/B kısmı – Köprü – Nakarat. Ancak sosyal medya içerikleri genellikle ilk saniyeden hedef kitleyi ele geçirmek zorunda olduğu için şarkıların düzeni de değişime uğradı. Son yıllarda çıkan şarkıların en sonda söyleyeceği şeyde en sonda söylediğini fark etmişsinizdir. İşte bu da TikTok’un sebep olduğu değişimlerden biri. Artık; Nakarat – A kısmı – Nakarat – A/B kısmı – Nakarat olarak devam eden şarkıların yakalayıcılığı da nakaratın “catchy” olma özelliğine kalmış durumda. Bu da aslında müzisyenlerin yalnızca müzisyen değil, biraz da içerik üreticisi olmasını gerektiren bir zorlama olarak karşımıza çıkıyor artık. Özellikle 2000’lerde upuzun gitar sololarının olduğu Türkçe Rock şarkılarını düşünün, bunların bir de “radyo edit”leri olurdu ki soloları duymazdık (ya da 15 saniye falan duyardık). TikTok için yapılan şarkılar, işte biraz da buna dönüşmeye başladı.

Her şey artık daha da kısa!

Eski klipleri bir düşünün, 8, 9 ve hatta 15 dakikalık klipler izlemiş bir nesiliz. Bazı isimler bugün bile çizgisinden ödün vermeyip film tadında klipler çekiyor. (Mesela Rammstein, 2019 yılında Deutschland’ şarkısına gerçekten bir aksiyon filmi tadında nefis bir klip çekmişti.) Ancak hedef kitleniz TikTok’taki dinleyici kitlesiyse, 2 dakikalık bir klip bile kabul görmeyecektir. Çünkü TikTok’ta  video süreleri her geçen gün kısaldığı için kişilerin anlık ilgisini çekebilmeniz gerekiyor. Bu sebeple de artık grup ya da müzisyenler şarkılarının en “hit” olabilecek 20-30 saniyelik kısımlarını kesiyorlar ve bunu kişilerin de dahil olabileceği challenge’lar ile yayınlayıp viral içerik yaratmanın peşine düşüyorlar.

Dikkat çekicilik “in”, yaratıcılık out”!

Sosyal medyada gezinirken viral olmuş ancak sadece belli başlı kısımlarını duyduğunuz şarkılara denk gelmişsinizdir. Sanki şarkı orada duyduğunuz kısımdan ibarettir gerisi yoktur gibi hissettirir. Çünkü insanların aşina olduğu kısım yalnızca oraya aittir. İşte bu da aslında TikTok kullanıcılarının sanatçının ne söylediğini özümsemediğini gösteriyor. Bu sebeple de yaratıcılığın geri plana çekildiğine; dikkat çekici ya da kulağa yapışıp kalacak, dile pelesenk olacak şarkıların ortaya çıktığına işaret ediyor. Bu da nitelikli şarkıların ister istemez, viral içeriklerin arkasında kalmasına ve dolayısıyla bir sonraki üretimlerin bu doğrultuda dikkat çekicilik oranının yüksek, niteliğinin daha düşük olmasına neden oluyor.

Plak firmaları da TikTok ile dönüşüyor…

Dijital kanallar aracılığıyla zaten dönüşen ve değişen plak firmaları, TikTok’ta popüler olacak şarkılar ve şarkıcılar yakalamaya çalışıyorlar günümüzde. Hâliyle, firmaların portföylerinde yer alan müzisyenlerden beklentisi de bu noktaya varabiliyor. İdealist ve yaptığı müzikten taviz vermeyen müzisyenler bu hızlı üretim beklentisinden dolayı bağımsız firmalarla çalışmaya ya da endüstriden komple uzaklaşmayı düşünürken 2 yıl önce Halsey, FKA Twigs ve Charli XCX gibi isimler firmaların TikTok’a uyumlu şarkılar yapma konusundaki tutumlarını ortaya serdikleri birtakım açıklamalar da yapmıştı.

Sosyal medya, hızına hiç yetişemediğimiz şekilde hayatımızın her noktasına etki etmiş durumda. Bundan yıllar önce “vazgeçemeyiz” dediğimiz mecraların çoğunun bugün olmadığı sosyal medya dünyasında ilerleyen yıllarda da çok sayıda yeni kanalın çıkacağını tahmin etmek için kahin olmaya gerek yok. Ancak burada en önemli soru, acaba yeni kanallar müziğin gelişimine ne kadar yardımcı olacak ve müzik endüstrisindeki yaratıcılığı ne yönde etkileyecek?

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR