Ana SayfaMüzikGitarımızın yüce hikâyesi:  Adamlar’dan “Kahırlı Merdiven”

Gitarımızın yüce hikâyesi:  Adamlar’dan “Kahırlı Merdiven”

“İnsanların hikâye anlatmaktan veya dinlemekten bıkacağına hiç inanmıyorum,” diyor Jorge Luis Borges. Ve ekliyor, “Bir hikâyenin anlatılması hazzının yanında şiirin asaletinin ilave hazzını da alırsak o zaman yüce bir şey gerçekleşmiş olacak.”

Adamlar (albüme dair röportajımız BURADA), onuncu yıllarına özel yayınladıkları albümleriyle Borges’in tarif ettiği yücelikte bir imza attılar zihinlere. O imzanın adı: “Kahırlı Merdiven”

Okan Yılmaz

Daha albümün kapağından itibaren karanlık, insanı tedirgin eden ama bir o kadar da umut verip yenilenmeye çağıran bir figür var: Bedeninin kıvrımları arasında basamaklar yükselen bir yılan tüm vahşiliğiyle kendi kuyruğunu yutuyor.

adamlar kahırlı merdiven

Kökeni Antik Mısır’a kadar uzanan bu yılanın adı Ouroboros. Yılanın bu formu “kendi kendine çoğalabilme, süreklilik ve sonsuz bir yaşama geri dönüş”le ilgili. Bu yılana işlenmiş basamaklar da aynı anda hem çıkmak hem de inmek eylemlerini imgelediği için, albümün son derece şiirsel bir iddiayla açıldığını söyleyebiliriz.

Albümün ilk şarkısı ‘Duende’. ‘Duende’yi Türkçeye tam anlamıyla çevirmek mümkün değil. Federico Garcia Lorca’nın flamenko dansından yola çıkarak anlattığı “duende”, bir sanat eseri karşısında duyulan hayranlığı ya da o eserin kişiye verdiği esrikliğin dışavurumunu işaret eden bir kavram. Lorca’ya göre “duende”, ne kulağımıza bir şeyler fısıldayan ilham perilerine benzer ne de bizi yoldan çıkaran kör şeytana. ‘Duende’ yaratıcı insanın karşı karşıya gelerek çatıştığı, yokluğunda ise kendini eksik hissedeceği o zorlu duygudur. Onun gelişi, tüm gizemiyle birlikte yeni bir şey yaratmanın coşkusunu da müjdeler. İspanyolların boğa güreşlerinde “Olé!” diye bağırması da “duende”dir örneğin; müminlerin vecd halinde şiir okurken “Allah Allah” diye haykırması da.

Buralardan el alan aynı isimli şarkı da öfkeli sözleri ve ritmiyle dinleyeni rock’n roll’un gizemine ve bu hayatın çıkmazlarını anlamaya davet ediyor: “iyice düşün, düşüşün olabilir çıkışın”

Albüme ismini veren ikinci şarkı ‘Kahırlı Merdiven’ ise şiirsel anlamda Adamlar’ın tüm diskografisine selam veren bir başyapıt. Adamlar, kariyerlerinin başından beri insana dair meseleleri kendilerine has “muzip” sözcükleri ve üsluplarıyla dile getiriyorlar. Burada ise durum biraz farklı. Aynı muzip söylem yerini kara mizaha bırakıyor ve albümün temasıyla birlikte Adamlar’ın ne yapmaya çalıştığını açıkla anlıyoruz:

“gölge bende gizlenir, karanlıkta süslenir
bu da geçer, yaz telefona, aratıp görselleri

drone drone üstüne, sevdiyseniz like edin
hayat yükü vurur bele kafiyeyle gizlenir”

Elbette bu üslup değişikliğinin veya artık daha öfkeli, sert tonlarla şarkı söylemenin ayrı ayrı sebepleri vardır. Akla ilk gelenler arasında grubun onuncu yılının olması, müzikle birlikte yaş aldıkları gerçeği, bu yaratım sürecini ilk günlerdeki ortaklık duygusuyla sürdürmek/sürdürememek gibi sebepler sıralanabilir. (Böyle bir ikileme düştüler mi bilmiyorum ama müzik gruplarının belli eşiklerde bu duyguyu yaşadıkları aşikâr.) Daha gerçekçi bir sebep bulmak istediğimde ise aklıma Adamlar’ın on yılıyla da ilişkilendirilebilecek Türkiye’nin son on yılı geliyor.

Çağdaş Türkçe müzik tartışıldığında çok özel bir yere sahip olan Adamlar’ın ilk ve bence en ikonik albümü “Eski Dostum Tankla Gelmiş”in yayın yılı 2014, yani Gezi’den bir yıl sonra. Gezi’nin hatırası, bizim “Bir arada yaşayabiliriz,” cümlesine olan inancımızla birlikte kalbimizin en pırıltılı köşesinde birinci yaşını kutlarken ve “bir şeylerin değişebileceğine” olan güvenimiz bizi yaşatmaya devam ederken biz vapurlarda ‘Koca Yaşlı Şişko Dünya’ söylerdik. O kuşağın sivilceli ergenleri olarak büyüdük, aynı duyguyu gülümseyerek hatırlıyoruz fakat daha öfkeliyiz. Bu albümü oradan anlamlandırmaya çalıştığımda daha zorlu ama anlamlı bir kahırlı merdivenden inip çıkıyorum kendi adıma.

Bu albümde çoğunlukla bir sen’e seslenen anlatıcı öznelerin amacını albüme adını veren şarkı aracılığıyla rahatlıkla özetleyebiliriz: Kaderin ve hafızanın zulmü karşısında bir nesneye dönüşen insan, ona edilenler karşısında yok olmak yerine kendini var etmelidir, yani özne olup hikâyesini yeniden yazmalıdır.

Bu var olma sürecine ve insanın dönüşümüne odaklanan bu albüm ‘Duende’ ve ‘Kahırlı Merdiven’in yanında ‘Es’, ‘Dalgalı’ ve ‘Mezara Kadar’ gibi potansiyel hit’leriyle de kulak dolduruyor. Yer yer Anadolu rock esintileri ve halk söyleyişlerini de barındıran bu albümün benim için en önemli özelliği enstrümental sololara ağırlık verilmesi. Bu da şarkıların canlı performansları için şimdiden büyük bir heyecan yaratıyor. Her müzisyenin kendi enstrümanıyla şahlandığı anlar, derin anlamlı sözler ve öfkeli tınılarla aynı potada eriyince neden uzun süredir bir Adamlar albümüne hasret kaldığımızı hatırlıyoruz. Adamlar’dan hayranlarının sabırlı bekleyişine ve onuncu müzik yıllarının hatırına da böyle yüce bir armağan yakışırdı zaten.

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR