Rap ve hip hop’a özgün dokunuşuyla kısa sürede adını duyuran İngiltere menşeli grup OMA, ilk İstanbul konseri için 7 Aralık’ta Salon İKSV’ye gelecek. Konser öncesinde grupla buluşup “daha daha nasılsınız” dedik.
Ant Arın ŞERMET
Rap, hip hop, caz ve yer yer deneysel dokuları bir araya getiren bir enstrümantal cover grubunun fikri bile kulağa garip geliyor. İngiltere çıkışlı MF Doom hayranı dört arkadaştan oluşan OMA’nın müziği tam olarak bu. Rap, hip hop tarihinin köşe başında yer alan hit şarkıları alıyor ve sanki kendi besteleriymişçesine özgün düzenlemelerle tekrar yaratıyorlar. Bu yaratımlara cover demek konusunda tereddütlerim var çünkü bildiğimiz o klasik şarkıları öylesine kendi dillerine yaklaştırıyorlar ki… Ortaya 7 Aralık akşamını beklemeyi doğuracak sonuç çıkıyor. Kariyerlerinin ilk albümünü, 2024’ün ilk günlerinde çıkaran ve bir yandan konserlerden arta kalan zamanlarında özgün bestelerinden oluşan şarkılarına ayıran OMA, gelecek birkaç senede adını sıkça duymamızın muhtemel olduğu isimlerden. Salon İKSV çatısı altında, evimizin salonunda enstrümantal bir şekilde rap ve hip hop klasikleri dinleme fikriyse, “nerede benim zincirli kolyem ve bol tişörtüm” dedirtiyor. Konseri beklemeyi kolaylaştırmak için aklımızdakileri direkt muhataplarına sorduk. Karşınızda OMA.
İlk albümünüz “Bread ‘n’ Butter”ı bu sene yayınladınız. İçinde birbirinden klasik şarkıların coverları var. Yola çıkarken klasikleşen r&b, rap, hiphop klasiklerinden şarkıları yorumlayarak albüm yapma fikri nasıl ortaya çıktı?
Yolculuğumuza, eğlence amacıyla MF DOOM coverları yaparak başladık. MF DOOM, örnekleme konusunda kendine özgü bir tarza sahip olan ve bizi derinden etkileyen benzersiz bir sanatçı. İlk başta bu şarkılarda doğaçlama çalarken çektiğimiz birkaç video insanların hoşuna gitmişti, bu da bizi daha fazlasını yapmaya teşvik etti. 300’den fazla şarkıdan sonra, sevdiğimiz çok daha fazla şarkıyı nasıl icra edip sunabileceğimizi keşfettik ve hem tür hakkında hem de bir grup olarak en iyi nasıl çalıştığımız konusunda çok şey öğrendik. Tamamen bu türe adanmış bir albüm yapmak ve rap müziğin “altın çağı”na saygı göstermek bizim için kaçınılmaz bir adım gibi göründü.
Yaptığınız coverları ele alışınız ve onları sunum şeklinizle, sanki sizlerin bestesi olan orijinal bir şarkı dinliyormuşuz gibi hissediyoruz. Ancak bir yandan da kariyerinizin erken aşamasında olduğunuzu düşününce tamamen kendi bestelerinizden oluşan bir EP veya albüm hazırlama düşünceniz/çalışmanız var mı sorusu da aklıma geliyor.
Kesinlikle. Arka planda hep farklı bir şeyler olurken biz, birlikte özgün müzikler yaptık; sadece bunu dünyaya sunmak için doğru zamanı bekliyoruz. Ana hedefimiz her zaman müziğimizin insanlarla bağ kurması oldu, bu nedenle bu coverları yapmak bizim için çok ödüllendiriciydi. Zamanla, kendi özgün müziğimizin de aynı etkiyi yaratmasını umuyoruz.
Her grubun hayali veya başarmak istediği yakın, orta ve uzun vadeli planları vardır diye tahmin ediyoruz. Bir yandan bugüne kadar birçok önemli isimle ortak iş de ürettiniz. Sizin OMA olarak bir sonraki hedefiniz veya adımınız nedir?
Bir sonraki hedefimiz, özgün bestelerden ve şarkılardan oluşan yeni bir albüm ortaya koymak. Mümkün olduğunca çok YENİ müzik yapmak istiyoruz. Bunu ister kendimiz yazıp icra ederek, isterse arka planda albümlere katkıda bulunarak yapalım. Önemli olan ve umursadığımız şey yeni ve özgün bir şeyler sunmak.
Grubunuzu, müziğe yaklaşımınızı etkilemiş albümleri düşünsek bize hangi albümleri söylerdiniz? Ya da müzik dışında bir sanat formu varsa onu da öğrenmek isteriz.
Bu ilginç ve zor bir soru, çünkü hepimiz çok farklı müzik geçmişlerinden geliyoruz! Bizim için inanılmaz derecede önemli olan bir sanatçı, daha önce de bahsettiğimiz gibi, tabii ki MF DOOM. Bu yüzden onun albümlerinden birini seçmek zorundayız. ‘MM…FOOD’, ‘Operation: Doomsday’ ve ‘Madvillainy’ bizim için çok etkileyici oldu. Bu albümlerden aldığımız ilhamla ilerledik.
Büyük çıkışımız geçen yıl, Isaiah Rashad’ın 2023 Avrupa turnesinde ona eşlik etmemiz için TDE tarafından seçildiğimizde gerçekleşti. O dönemi sevgi ve minnetle anıyoruz; tüm işlerimizi bırakıp Isaiah’nın diskografisini öğrenmeye ve ardından gelen inanılmaz turne deneyimine hazırlanmaya başladık. Isaiah’nın müziği, tüm bu nedenlerden ve daha fazlasından dolayı kalbimizde özel bir yere sahip. Bu yüzden onun ilk uzun çaları olan ‘The Sun’s Tirade’ albümünü de bu listeye ekleyeceğim.
İstanbul’a ilk kez geleceksiniz. Buraya gelirken aklınızda konsere, şehre dair neler var? Neler bekliyorsunuz? Ve bizler, konserden neler beklemeliyiz?
Türkiye’ye gelmek ve İstanbul’u ilk kez deneyimlemek için hepimiz çok heyecanlıyız. Müziğin artık bize seyahat etme ve yeni yerler tanıma fırsatı vermesini çok seviyoruz. Tamamen yeni bir dinleyici kitlesi için çalma fikrinden dolayı mutluyuz. Tabii ki Türk biralarını da denememiz gerekecek! Çevremiz tarafından çok övüldüler.
Bizden, eski ve yeni tüm Hip-Hop klasiklerini bir saat boyunca kesintisiz bir şekilde birbiri ardına dinlemeyi bekleyebilirsiniz. Türü şekillendiren ritimlere enstrümantal bir bakış sunacağız. Enerji yüksek olacak ve harika zaman geçireceğiz, o yüzden mutlaka Salon’da buluşalım!