Ana SayfaMüzikYılın göz ardı edilmiş 5 albümü

Yılın göz ardı edilmiş 5 albümü

2024’e veda etmeye 3 hafta kalmışken yılın pek de fark edilmemiş cevherlerini deşelim dedik. Karşınızda yılın “underrated” 5 albümü.

Ant Arın ŞERMET

Her sene olduğu gibi bu seneyi de bitirmek için en güvendiğim yöntemlerden biri yıl sonu albüm listeleri hazırlamaktı. Kişisel 50 albümlük listemi hazırlarken birçok müzikseverin radarında olan ve dünya çapında listelerin gediklisi olan albümlerin yanında, yer yer o listelerde olsa da arafta kalmış bazı büyük potansiyelleri belirlemeye çalışmıştım. Bu listede gördüğünüz beşlinin neredeyse tamamı bir şekilde punk, hardcore, alternatif sound ile hemhal olmuş tür karmaşası olmayan albümler. Ancak buradaki beşli dışında en azından birkaç albümün adını verip onlarla da yolunuz kesişmediyse aracı olmaktan mutluluk duyarım. Afiyetler!

Bonus 5 Albüm:

Chanel Beads – Your Day Will Come

BERWYN – WHO AM I

Been Stellar – Scream From New York, NY

NewDad – MADRA

Saint Levant – DEIRA

THUS LOVE – All Pleasure

2019’da Fontaines DC, “Dogrel”i yayınlamış ve gitar müziği için ne kadar büyük bir potansiyeli olduğunu göstermişti. 2020’de “A Hero’s Death”, bu potansiyelin köklerine inmemizi sağlamış, 2022’deki “Skinty Fia”, grubu herkesin gözünde ‘next big thing’ yapmıştı. 2024’te çıkan “Romance” bunun ispatı oldu ve günümüzün en büyük gruplarından birine dönüştüler. Aynısı 2022’de Wunderhorse için de geçerliydi. “Cub”, potansiyeli yüksek bir albümdü, bu seneki “Midas” sıçramayı yaşatan albüm oldu. İşte THUS LOVE, bu gitar müziği akımının sıradaki büyük potansiyeli. Bu sene çıkardıkları “All Pleasure”, muhteşem bir post-punk gitar tonunun üzerine kaydedilmiş muhteşem şarkılara ev sahipliği yaptı. Echo Mars’ın, Alex Turner’a yakınsayan vokali albüme ve grubun çeşitliliğine çeşitlilik katıyor. Joy Division, Echo & the Bunnymen, Arctic Monkeys’in son dönemi ve yer yer Fontaines DC’nin ilk günlerini andıran İngiliz grup, Avrupa’da dikkat çekti. NME’nin desteğini arkasına aldı. Ancak ülkemizde türün dinleyicileri içinde bile çok fark edilmedi. “All Pleasure”ı ilk fırsatta dinlemenizi öneririz. Teşekkür kısmını aramızda hallederiz. Albümde bulunan, ‘Birthday Song’, ‘Get Stable’, ‘Show Me Patience’ ve ‘Losing A Friend’e mutlaka kulak verin.

DIIV – Frog Boiling in Water

Shoegaze ile alternatif müziğin birleştiği noktanın 2010’lar ve sonrasındaki en güvenilir ismi desek abartmış olmayız DIIV için. Kariyerleri boyunca birbirinden etkileyici ve zekice albümler yaparak hayranlarını mest etmeye doymamış grup, 2024’ün ortasında öyle bir albüm yayınladı ki… Objektiflik sınırlarını aşmak istememekle birlikte başyapıtlarını çıkardılar. Her saniyesiyle DIIV, her saniyesiyle gitara doyuran, her saniyesiyle muhatabının hislerine oynayan “Frog in Boiling Water”, 2024’ün en önemli albümlerinden. Bu sound’u ve türü sevenler için belki de en önemlisi. Bu albümde prodüktör değiştiren ve anahtarı direkt Chris Coady’i teslim eden DIIV, albümün dolu dolu sonucundan memnun olsa gerek. Umuyoruz ki 2025, DIIV ile 3 yıllık hasretimizi sonlandırmamızı sağlayan sene olur. Bu albümü ve özellikle, ‘Brown Paper Bag’, ‘Everyone Out’, ‘Soul-net’i canlı dinleyebiliriz. Aksi halde Schengen başvurumuzu yenilememiz gerekecek.

Thee Sacred Souls – Got A Story To Tell

Thee Sacred Souls, funk, soul ve r&b’yi harmanlama konusunda günümüzün en iyi örneklerinden. Grubu hiç duymamış birine Khruangbin ile Black Pumas’ın birleşiminin funk’ı bol hali diyebileceğimiz grup, 2. Albümü “Got A Story To Tell” ile festivallerin aranan ismine dönüştü. 2025’i yoğun geçirmesi oldukça muhtemel grubun bu albümünün açılış şarkısı olan ‘Lucid Girl’ ile onu takip eden ‘Price I’ll Pay’, dinleyicinin kalbine nişan alıyor. Aldığı nişanı nihayete erdirmekteki başarısıysa albümün ikinci yarısının mahareti. Hermanos Gutierrez albümlerini andıran kapağından Josh Lane’in büyüleyici sesine Thee Sacred Souls, muhtemelen gelecek 5 senede adını bol bol duyacağımız gruplardan. Onları ve “Got A Story To Tell”i bu listeyi alma sebebimiz ise, hem onları erkenden keşfetmenize yardımcı olmak hem de albümün hak ettiği ilgiyi görmesi için çorbaya tuz atmak. Bir süre Sal Samano’nun bas gitarlarını dinleyerek geleceğimi sorgulamayı planlıyorum.

 

Sprints – Letter to Self

SPRINTS Press24 Red

Gitar müziğinde İrlanda, 2020’lerin en önemli konumlarından biri. Başını Fontaines DC’nin çektiği bu coğrafyadan çıkan gruplar sadece müziğe değil, hayatın birçok noktasına odaklanıyor. Kariyerlerinin ilk albümünü yayınlayan Sprints, “Letter to Self” ile 1990’ların müziğini 2020’lere taşırken şarkıların konularında günümüzü hedef almayı tercih etti. Grubun sesi olan Karla Chubb, bu dönemde 20’lerini yaşarken geçmişin yükünü omzuna hisseden birçok insana hitap ediyor. Albümdeki gitarlar oldukça çiğ. Davullar çoğunlukla kızgın. Şarkılar, kendine yabancılaşmak ve kendini keşfetmeye çalışmaktan, hayatta kalabilmekten, tutku dolu hislerden, özetlemek gerekirse; coğrafya sebebiyle bugünü yaşarken geçmişi de yaşamaktan kaçamayan gençlerden bahsediyor. Karla Chubb’ın sesi ve şarkı yazarlığı da “Letter to Self”i, 2024’ün en özel işlerinden birine dönüştürüyor. Onları da Türkiye’de daha fazla insan keşfeder umarız diyerek parmaklarımızı çaprazladık.

 

High Vis – Guided Tour

High Vis’in kariyeri bitti bitecek tehlikesine açık şeyler yaşasa ve 10 yıla yaklaşan kariyerlerinde birçok EP ve albüm yayınlasalar da o büyük sıçramayı gerçekleştiremediler. Belki de gerçekleştiremeyecekler. Kim bilir? Ancak Londralı grup hardcore punk ile indie müziği birleştirip modern bir sound ile dinleyiciye sunma konusunda mahir. Bu maharetleri yer yer tahmin edilebilir ve birçok dönemdaşına benzemelerine neden olsa da “Guided Tour”da farklı bir şeyler var. Öncelikle, şarkıların deneysel kısmı tamamen ortadan kalkmış, ellerindeki en hit şarkıları bir araya getirmişler. ‘Mind’s A Lie’, ‘Drop Me Out’ ve kariyerlerine nazire yaparcasına bir isim verdikleri ‘Worth the Wait’, albümün yapıtaşları. “Guided Tour”un kayıtları başlamadan önce ilk günden beri grupta yer alan bas gitarist Rob Moss’un ayrılışı ve yerine Jack Muncaster’ın geçişi, denemeye devam edeceklerinin göstergesi. Belki çok büyük sayılara ulaşmayacak. Önemli festivallerde ana sahnede çalmayacaklar. Ancak radar altında kalmayı hak etmeyecek bir albüm “Guided Tour”. Ve onun sayesinde diskografileri. İstanbul’da şöyle güzel bir kapalı mekan konseri verseler de birbirimizin üstüne atlasak…

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR