Ana SayfaMüzikBir şarkıdan daha fazlası: Sanatçılar dünyaları nasıl inşa eder?

Bir şarkıdan daha fazlası: Sanatçılar dünyaları nasıl inşa eder?

“Müzik önemli değil, sanatçılık önemli. Her müzisyen sanatçı değildir. Bir müzisyen bir şarkı yaratır, ama bir sanatçı bir dünya yaratır. Benim için büyük bir sanatçı, sadece şarkılardan fazlasıdır; o, bir kültür ve bir alan yaratır. Müzik tek başına bir dünya yaratamaz; dünyayı sanatçı yaratır.” Bu cümleler son albümü BRAT ile geçtiğimiz yazı kasıp kavuran Charli XCX’e ait.

Ayşe DEMİR

Bu sözleriyle Charli müzik dünyası için tartışmaya çok açık bir konuya değiniyor: Her müzisyen bir sanatçı mıdır? Sorunun cevabı, yüzeyde basit görünebilir ancak müziğin ne anlama geldiğini, bir sanatçının topluma nasıl dokunduğunu ve kültürü nasıl dönüştürdüğünü anlamak için daha derine inmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Bir sanatçı, şarkıların ötesinde bir kültür, bir estetik ve hatta bir yaşam tarzı inşa eder. Sanatçının dünyasında müzik bir araçtır ama tek başına yeterli değildir. Peki bu dünyayı kimler yaratıyor, nasıl yaratıyorlar ve bizi o dünyaya nasıl dahil ediyorlar?

Müzisyen mi sanatçı mı?

İlk soruyla başlayalım. Müzisyenlik ve sanatçılık arasında gerçekten fark var mı? Charli’nin ifadelerini ele alırsak evet, hem de gerçekten çok büyük bir fark var. Bir şarkı yazmak veya müzik yapmak başlı başına bir yetenek. Ama bunu bir dünya yaratmaya dönüştürmek? Bu her müzisyenin yapabildiği bir şey değil. Bir müzisyen yaptığı şarkılarla yetinir ama bir sanatçı üretiminin içine bir evren sığdırır. Müzisyenlik bir zanaat olabilir; çarpıcı şarkı sözleri yazmak, iyi bir melodi yaratmak, belki hit bir şarkı yapmak. Ama sanatçılık, bu zanaatin üzerine inşa edilen bir vizyondur. Sanatçı sadece şarkı üretmekle kalmaz, bir hikâye anlatır, bir atmosfer yaratır ve dinleyicisini kendi yaratımı olan o dünyaya taşır. Evet, müzik bu hikâyenin çok önemli bir parçası ama onu anlamlı kılan şey, o hikâyenin tamamıdır.

Bir dünya yaratmak

Bu konuda Charli’nin bir sanatçı olarak durduğu nokta oldukça net. BRAT albümü, sadece müzikal olarak değil, estetik ve konsept açısından da tam bir vizyon ve pazarlama harikasıydı. BRAT Summer olarak adlandırılan estetik bir anda sosyal medyanın trendi haline geldi. Charli’nin  giyim tarzından tutun birçok konuda, temsil ettiği “it girl” elementlerini görür olduk. Charli XCX’in hiperpop estetiği, sosyal medyada sunduğu yenilikçi çıkışları ve LGBTQ+ topluluğuyla kurduğu bağ sadece bir müzik tarzı değil, hayranlarını içine çeken bir dünya haline geldi. Hayranlar sadece müziğini dinlemekle kalmadı, o dünyanın bir parçası haline geldi.

Kültürü değiştirmek

Sanat kültürü şekillendirir, kültür insanları şekillendirir, insanlar ise dünyayı şekillendirir. Bu döngüde sanatçılara düşen en önemli görevlerden biri, içinde bulundukları toplumu dönüştürmektir. İlk başta oldukça romantik bir bakış açısı gibi gözükse de Madonna’nın 80’lerde pop müziğin tanımlarını -özellikle kadın cinselliği üzerinden- yeniden yazarken feminist bir sembol haline gelmesi, grunge hareketiyle bir alt kültürü ana akıma taşıyan Nirvana’nın popüler müzikte sadeliğin ve karanlığın da yer bulabileceğini kanıtlaması gibi birçok örnek mevcut. Müziğin ele alınış biçiminde köklü değişimlere sebep olan bu iki örnekte de yaratılan etki müzikle kalmayıp bir kültür haline geldi.

Sanatçıların kendi topluluklarını yaratması

Sanatçıların bağ kurduğu dinleyiciler, topluluklar yaratır. Taylor Swift’in “Swifties” topluluğu ya da Charli XCX’in LGBTQ+ topluluğuyla kurduğu bağ, bu sanatçıların kendi dünyalarındaki insanları dahil etme becerilerini gösterir. Bu topluluklar, sadece müzikten zevk almakla kalmaz; aynı zamanda sanatçının sunduğu kültürü benimserler. Yakın zamanda dünya turnesi sonlanmış Taylor Swift, günümüzde topluluk yaratma konusunda en iyi örneklerden biri. Kendi müziği çevresinde yarattığı topluluk sayesinde müzik dünyasında karşı konulamaz bir güç haline gelen Taylor, bu topluluk sayesinde sadece müzik piyasasına yön vermekle de kalmıyor. Bu da bize bir sanatçının yarattığı kültürün -bazı durumlarda sağlıksız bile olsa- ne kadar etkili olabileceğini gösteriyor.

“Para zevki satın alamaz”

Olayı kısaca toparlamak gerekirse gerçek bir sanatçı dinleyicisine yalnızca bir şarkı değil, hayal edebileceği bir dünya sunabildiği sürece diğer müzisyenlerden sıyrılabilir. Bu dünyayı sunmak da sınırsız kaynağa sahip prodüksiyon, milyonlara ulaşmış dinlenmeler gibi verilerle sınırlandırabileceğimiz faktörlere dayanmıyor. Sağlam bir dünyayı oluşturup dinleyiciye sunabilmek, sanatçının yaratıcılığına ve ruhunu dinleyicisine aktarabilmesine dayanıyor. Günümüzde müzik üretiminin değerinin çoğunlukla sayılar ve verilerle ölçülmesi de böyle dünyaların yaratılması, hatta kaliteli müzik üretimini oldukça zedeliyor. “Para zevki satın alamaz.” sözü de aslında sanatçılığın özünü çok güzel bir şekilde özetliyor.

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR