Yerli elektronik sahnesinin kendine has en önemli isimlerinden Bedük, Dergy’nin sorularını samimiyetle yanıtladı.

Sebla KOÇAN / [email protected]

2004’ten bu yana müzik dünyasının içinde olan, ama asıl patlamayı 2008’deki “Automatik” klibiyle yapan ve bu kliple o dönemin meşhur dansı “kolbastı”nın zirveyi görmesinde önemli bir rolü olan usta müzisyen Bedük, yeni albümü Intergalactic’i haziran ayında yayınladı. Her zaman yenilikçi duruşu, zamana meydan okuyan videolarıyla elektronik müzik sahnesinde kendine has bir yeri olan sanatçı, Intergalactic’i her şarkının farklı bir galaksiyi temsil ettiği kocaman bir evren olarak nitelendiriyor. Bedük’le yeni şarkılarını, Londra’daki hayatını, çocukluğundaki Ankara’yı ve daha pek çok şeyi konuştuk.

Sizin için kariyerinizdeki diğer albümlerden farkı ne oldu Intergalactic’in? Gelen tepkiler nasıl, sizi mutlu etti mi? 
Tam anlamıyla yeni bir sayfa benim için. Hem yıllar sonra Sony ile tekrar bir araya geldik, nefis bir sinerji yakaladık. Hem ilk albümden yıllar sonra tekrar İngilizce Türkçe karışık bir albüm yapmış oldum. Hem de gerek soundu, gerek parçaların armonik yapısıyla tamamen beni, şimdiki halimle yansıtan bir albüm oldu. Tepkiler güzel tabi ama insanların gerçek tepkilerini konserlerde görmek en güzeli. Normalde şimdi deli gibi konserlerde geziyor olmamız lazımdı. Tek eksiğimiz o şu anda. 

2 yıl bir albümle uğraşmak için epey uzun bir zaman. Kılı kırk mı yarıyorsunuz, nasıl bir çalışma temponuz var? Bir şarkı bittikten sonra onda aklınız kalıyor mu, tekrar tekrar değişiklik yapıyor musunuz? 

2 yıl her gün 24 saat çalışmıyorum tabi. 2 yıl önce albüme start verdim ama son 8 ayı kapanarak geçti. Kapak tasarımından, mix’ine, mastering’ine kadar bir albümde aklınıza gelen her şeyi kendim tek başıma yaptığım için daha uzun sürüyor olabilir. Ön hazırlık sürecinde o anda yapıp çok beğenip çıkardığım single’lar da oldu bu süreçte. Bir de aklımda hiç soru işareti kalmamasını istiyorum çıkarttıktan sonra. Zaten her şarkının en az 5-6 birbirinden tamamen farklı versiyonunu yapıyorum. En iyi olanına karar veriyorum sonra. O yüzden çıkarttığım şey, yapabildiğimin en iyisi, en üst seviyesi oluyor. 

Beduk Resmi 2020 08 06 16.14.38

Albümdeki 10 şarkı da birbirinden farklı dünyalardan gelmiş gibi. Bu nedenle mi adı Intergalactic? Siz nasıl tanımlarsınız bu “Bedük evreni”ni? 
Aynen o yüzden. Her şarkı farklı bir galaksi gibi. Sanki 10 farklı sanatçının 10 farklı en iyi şarkısının toplaması gibi tınlıyor. Hem birbirinden galaksiler kadar uzak, hem de aynı evrenin içinde. Ve biz de dinlerken o galaksilerin arasında yolculuk yapıyoruz. 

Beduk Resmi 2020 08 06 16.13.50

Intergalactic için bir canlı dinleme partisi verdiniz ve orada Londra’da olduğunuzu söylediniz. Orada mı yaşıyorsunuz, neler yapıyorsunuz? İstanbul’a geliyor musunuz, ne kadar zamandır Londra’dasınız? 
3 senedir Londra’dayım. Herkesin hayatında en az 2 sene yurt dışında yaşaması gerektiğini savunurum. İnsana hem kendi ile alakalı hem dünya görüşüyle alakalı inanılmaz değerler katan bir deneyim. Karşıma böyle bir fırsat çıkınca değerlendirdim. Ve şimdilik güzel gidiyor. Pandemiden önce ayda ortalama üç, dört defa geliyordum zaten hem konserlere, festivallere hem de çekimlere. Bu garip günler geçtikten sonra da sürekli geliyor olacağım. 

Beduk Resmi 2020 08 06 16.15.06

Albümde İngiliz rapçi HaicH’le olan bir işbirliğiniz var. Yollarınız nasıl kesişti, nasıl bir araya geldiniz?
Burada şarkı yazarı ve prodüktör İngiliz dostlarım var. Onlarla bir parça üzerinde çalışırken, yeni yaptığım bir parça var diye dinlettim. Çok beğendiler. Ortak arkadaşımız HaicH iyi bir rap üstadı, hem de bir kaç gün sonra yeni bir grime single’ı çıkıyor; parçaya bu nefis vokalleri yazdı ve söyledi. Hepimiz çok beğenince albüme koymaya karar verdik.  

“ANKARA’NIN GRİ HAVASI İNSANA ONU BOYAMA İSTEĞİ VERİRDİ”

“Ankara’nın Delisi” yöresel bir enerjiyi global bir altyapıyla harmanlayarak çekiyor insanı içine… Siz doğma büyüme Ankaralısınız, Ankaralı olmak nasıl bir bakış açısı kattı size? Nasıl bir Ankara vardı siz küçükken, sizi nasıl şekillendirdi?
Benim Ankara’m arkadaşlıkların çok önemli olduğu, herkesin kendini sosyal olarak doldurmak için uğraştığı medeni, dünyada olan biten ile çok paralel ama aynı zamanda çok kendine özgü bir yerdi. Aynı Londra gibi gri havası insana hayatını renklendirme, onu bir nevi boyama isteği verirdi. Hem oradan çıkmak isterdin, hem onsuz yapamazdın. Bunların hepsi olduğum kişiyi yarattı muhtemelen. 

 

Albümde neredeyse boş şarkı yok. Üretmek için çok hazır olduğunuz, albümün içindeki sound farklılıklarından, geçişlerden, kendine has renklerden belli. En çok neler size şarkı yazdırdı, sizi neler tetikledi albüm kayıt sürecinde?  
Kendimi aşma isteği, daha öncekinden çok daha ileri gitme isteği beni hep cesaretlendiren. Şarkıları yazarken o andaki hislerim beni itiyor bir yere. Bu albümde memleketten bir süredir uzakta olmamın da etkisiyle sanırım daha içsel, daha dünyayı kişisel olarak çözmenin üzerine düşünmüş olmalıyım ki “Altı Üstü” gibi, “Intergalactic” gibi ,”Santa Fe” gibi parçalar çıktı. 

Beduk Resmi 2020 08 06 16.14.03

Günümüzde trap’in başını çektiği, altın dönemini yaşayan bir rap dünyası ve yerli alternatif sahnenin çeşitliliğinden bahsedebiliriz. Sizin kulak verdiğiniz, müziklerini çok beğendiğiniz yeni isimler var mı içlerinde? 
Tutkulu bir rap dinleyicisi değilim ama işlerini çok beğendiğim başta Ceza olmak üzere, Ezhel, Tepki, Kamufle ve Gazapizm’i sayabilirim. Bu popülerleşmeden doğan kalabalığın içinde hem sound olarak, hem duruş, flow ve söz yazımı olarak kendine özgü ve farklı durabilen örnekler bu isimler bana göre.

KISA KISA…

  • Bugüne kadar tekrar tekrar izlediğim o film Ölümlü Dünya. Özellikle de şu sahnesi: Bedük- Seyyal Taner! 🙂 
  • Yemek yapma konusundaki yeteneğim vardır ve en iyi yaptığım yemek de her türlü et yemeği
  • Konserini izlerken gözlerimi yuvalarından oynatan isim Bruno Mars idi. Çok çok iyiydi.
  • Şu hayatta en çok elektronik ekipmanlara para harcıyorum. 
  • Ne zaman yürüyüşe çıksam, kulaklığımda Parcels- GamesofLuck  şarkısı çalar.
  • Günün en çok 20:00 saatini seviyorum, tam da o zamanlar yaratıcılığım tavan yapıyor.
  • Kendimde en sevmediğim huyum mükemmelliyetçi oluşum.