Karaburun Dans Kulübü, kısaca Karaburun DK ile yeni single’ları “Götür Beni”yi ve bundan sonraki projelerini konuştuk.
Sebla KOÇAN / [email protected]
Rock grubu MERLYN’in vokali Muratcan Tüzer ve prodüktör/ DJ Erman Gökyılmaz’ın elektronik müzik projesi Karaburun DK, ilk single’ı “Götür Beni”yi geçtiğimiz günlerde yayınladı. İkili, eylül sonunda da “Arta Kalan” adını verdikleri bir single daha yayınlayacak. Muratcan Tüzer, pandemi sürecinde sürekli kapalı alanlarda bir araya gelip pratik yapmayı gerektiren rock şarkıları yapmak yerine daha bireysel bir üretim türü olan elektronikle dinleyicisine ulaşmak istediğini söyüyor. Karaburun DK ise, gençlik yıllarında setler yaparak arkadaşlarını coşturdukları günlerin anısına “Karaburun Dans Kulübü” anlamını taşıyor. İkiliyle pandemi döneminin yeniden ortaya çıkardığı gruplarını konuştuk.
Merhaba… Karaburun DK ile ilk kez tanıştık. Nasıl bir araya geldiniz, böyle bir proje yapmak nereden aklınıza geldi?
Projenin temelleri aslında 12 yıl öncesinde İzmir’de ev arkadaşı olduğumuz döneme dayanıyor. O dönemler aldığımız birçok kayıt vardı fakat o dönem (2008’den bahsediyorum) bunları yayınlamadık. Müzik sektörü bu kadar dijital ve kolay ulaşılabilir değildi. 12 yıl sonra pandemi zamanı evlere kapanmışken birbirimize projelerimizi göndermeye başladığımızda eski ve yeni birçok fikir gün yüzüne çıktı. Bunları yapıma çevirmeye “Götür Beni” ile başladık.
İsminizin açılımı nedir? İzmir’deki Karaburun olarak tahmin ediyoruz, ama Karaburun’un sizdeki anlamı nedir, sormak isteriz…
Arkadaşlarımızla İzmir, Karaburun’da yaptığımız özel etkinliklerden geliyor. Mikser başında trance ve house türü seçkilerimizi çalıp eğlendiğimiz o dönem, anılarımızda önemli yer ediyor. Bu sebeple “Karaburun Dans Kulübü” gibi geçmişimize dayanan, biraz da kurgusal bir isim koymayı uygun gördük.
“Götür Beni” deephouse’un derinliklerinden, synth’lerin de etkisiyle 80’ler disko toplarını hatırlatarak girdi hayatımıza. Nedir şarkının hikâyesi, nasıl yazıldı?
“Götür Beni” de 2008’de kaydettiğimiz parçalardan biriydi. O dönem biraz daha akustik sound’luydu. Bu sene analog synth öğelerle tekrar yaptık. Bundan sonraki yapımlar daha dijital olacak.
EYLÜL SONUNDA İKİNCİ SINGLE YAYINLANACAK
Muratcan, sizi pek çok dinleyici Merlyn’den biliyor. Rock dünyasının derinlerinden elektroniğe geçiş nasıl oldu? Hep elektroniğe ilginiz var mıydı?
Elektronik dans müziğe ilgim hep vardı. Ama en çok sevdiğim şey şarkı söylemek ve akustik yapımlardı. Pandemi koşullarında rock müzik gibi kapalı stüdyo süreçlerinin, devamlı bir araya gelişlerin gerektiği bir türün idamesi mümkün değildi. Erman’la olan tekrar etkileşimimiz beni elektronik yapımlara yöneltti.
Erman, sizi DJ ve prodüktör kimliğinizle tanıyoruz. Daha önce neler yaptınız, sizi biraz daha tanıyabilir miyiz?
Çocuk yaşlardan beri müziğin içindeyim. Benim ilgimi eskiden beri işin mutfak kısmı çekmiştir. Uzun yıllar piyasada canlı ve stüdyo tonmaysteri olarak çalıştım. Konuyla ilgili üniversite okudum. Birçok albüm kaydettim ve DJ performansları yaptım. Şimdilerde Muratcan’la beraber kişisel zevklerimize yönelik çalışmalar yapıyoruz. Bir gün canlı performanslarda buluşmak dileğiyle.
“Götür Beni” sonrasındaki planlarınız neler? Bir klip yapacak mısınız mesela? Single yayınlamaya mı devam yoksa EP ya da albüm gibi planlarınız var mı?
“Götür Beni”yle ilgili bir klip düşüncemiz yok, önümüzdeki bir yıl içinde sık aralıklarla yeni Single ve Ep’ler yayınlamaya odaklıyız şu an. İkinci teklimiz “Arta Kalan” Eylül sonu yayınlanacak.
Son dönemlerde yerli sahnede hem alternatif hem de elektronik kulvarda pek çok nitelikli eser üretildi. Siz kimleri dinliyor, kimleri beğeniyorsunuz? Müzik dünyasındaki bu çeşitliliği nasıl değerlendiriyorsunuz?
İlham aldığımız müzisyenler genellikle yurtdışı menşeili. Lane 8, Rufus Du Sol, Monolink, Bob Moses, Ben Böhmer gibi sanatçılardan etkileniyoruz. Biraz sound’a önem veriyoruz. Yerliler arasında Progressive House olarak Sezer Uysal’ı beğeniyoruz. Alternatif işlerden de BEA – Fırtınayt albümünü beğeniyoruz.
Müzik dışında başka ne gibi ilgi alanlarınız var, yaratıcılığınızı en çok neler besliyor?
Erman: Festival filmleri izlemekten hoşlanıyorum. Farklı enstrümanlar ve cihazlar her zaman ilgimi çekmiş, yaratıcılığıma katkı sağlamıştır. 10’dan fazla gitarım ve sayamayacağım kadar prodüksiyon cihazım var.
Muratcan: Akdeniz ve Güneydoğu mutfağına ilgim var. Yemek yapmayı, dostlarımı şaşırtmayı severim. Akustik gitarımı alıp hayal dünyama dalarım.
KISA KISA…
● İzmir deyince aklıma gelen ilk şey….
Muratcan: Alsancak alemi
Erman: Hayatımın en güzel yılları
● İlk kez izlediğimde aklımı başımdan alan, bana “ben de sahnelerde olacağım” dedirten performans…
Muratcan: Depeche Mode – One Night in Paris konseri
Erman: Moloko Brixton Academy konseri
● Çok kıskandığım bir şarkı varsa o da…
Erman: Bob Moses’dan “I aint Gonna Be the First to Cry”.
● Eğer şimdiki zamanda yaşamasaydık yaşamak isteyeceğimiz dönem…. 70’ler olurdu, o dönemin bolluk ve bereketinden faydalanmak isterdik.
● Netflix’de en çok Chef’s Table ve Rick and Morty severiz. Ama sizi 20 dakikada eğlendirecek bir dizi söylememiz gerekirse ve hala izlemediyseniz Seinfeld’i kesinlikle öneririz.
● Kendimde en sevmediğim huyum…
Muratcan: Çabuk sıkılmam.
Erman: Sabırsız olmam.