Akustik şarkıları ve huzur veren yorumlarıyla dikkatleri çeken RednBlack, Dergy’nin konuğu oldu.
Sebla KOÇAN / [email protected]
Akustik şarkıları ve cover’larıyla dikkatleri çeken RednBlack, yeni şarkıları “Bu Ne Biçim Dünya” adını verdikleri yeni şarkılarını geçtiğimiz günlerde yayınladı. Ezgi Şentürk ve İpek Özen’den oluşan RednBlack, önce farklı şehirlerde piyano dersleri almaya başladılar. Sonra Güzel Sanatlar lisesine gittiler. Üniversitede müzik bölümünde yolları kesişince de hem sahneyi hem de aynı evi paylaşmaya karar verdiler. İpek ve Ezgi, yani RednBlack’le sohbet ettik.
Merhaba. Önce biraz sizleri tanımak istiyoruz, yollarınız nasıl kesişti, ne oldu da bir araya geldiniz, “Evet, beraber müzik yapmalıyız” dediniz?
Biz üniversiteden sınıf arkadaşıyız aslında. Evde çalıp söylerken çok keyif aldığımızı ve birlikte olan dinamiğimizin çok iyi olduğunu farkedip bunu sahnelere taşıdık.
Son single’ınız “Bu Ne Biçim Dünya”da bize ayrımcılığın, şiddetin, tüketimin eninde sonunda bize geri döneceğini anlatıyorsunuz. Sizler kendinizi nasıl koruyorsunuz? Yaşadıklarınızı müziğe dökmek sizi iyileştiriyor mu?
Kendimizi korumak yerine geleceğimiz için küçük ama verimli adımlar atmaya özen gösteriyoruz. Elimizin uzanmadığı yerlere de kalbimizden gelen sözlerle ulaşmaya çalışıyoruz. Böylece tam olarak olmasa da varolmaya ve var etmeye çalışıyoruz.
Müziğiniz akustik, belki de en sade, en içten ve en direkt haliyle kalıyor kulaklarda. Şarkılarınızı akustik olarak yayınlamaya devam mı edeceksiniz, planlarınızda çok daha fazla enstrüman kullanmak veya ters köşe işler yapmak var mı?
Grubun en başta çıkış noktası ev olduğu için dinleyen herkese, evindeymişçesine sade bir his uyandırmak güzel geliyor. Fakat ilerde sürprizler olabilir tabii ki.
“ÖNCE YENİ BİR SINGLE, SONRA BİR EP PLANIMIZ VAR”
Birlikteyken enerjiniz çok güzel, dinleyene de geçiyor, yüzümüzde bir gülümseme oluşturuyor. Peki sürekli birlikte mi vakit geçirirsiniz, müzik dışında hayatlarınızda da beraber mi yol alırsınız?
Çok teşekkür ederiz. Müziğimizin bu enerjide olmasının sebeplerinden biri de bu sanırım. Üniversitenin sonlarından beri ev arkadaşıyız ve genelde de birlikte vakit geçiriyoruz, birlikte üretiyoruz.
Önce yaptığınız cover’ları YouTube’da yayınladınız. Sonrasında ise Sofar ve başka platformlar geldi. Daha fazla insana erişebiliyor olmak nasıl bir duyguydu? Sizi korkuttu mu yoksa bu başarıyı bekliyor muydunuz?
Birlikte yol almaya başladığımızdan itibaren tabi ki hayatımızda çok şey değişti, çok güzel gelişmeler elde ettik. Müziğimizi daha çok kişiye duyurabilmek bu işin en büyük tatmini.
Rednblack olarak şu ana kadar yayınlanmış üç single’ınız var. Peki bir sonraki adımınız ne olacak, yeni bir single mı yoksa üzerinde çalıştığınız bir EP ya da albüm niyetiniz var mı?
EP düşüncemiz var aslında planlamaları yapıldı, fakat onun üzerinde daha çalışacağız. Bir sonraki adımımız yeni bir single olacak gibi görünüyor.
İzleyicisi olarak gittiğinizde unutamadığınız, etkisinden uzun zaman çıkamadığınız, belki de size sahnede olma motivasyonu veren konser hangisiydi, neden?
Şebnem Ferah’ın 2007 de yaptığı Senfonik konser unutulmazdı . Hatta o konserin DVD’si bile var bizde, hala açıp açıp izleriz.
Rednblack olarak en büyük hayaliniz nedir?
Kalbimizden çıkanları daha çok kalpte yaşatabilmek.
KISA KISA…
● Gardrobumdaki en favori parçam kot pantolon.
● En son okuyup da çok etkilendiğim bir kitap film varsa o da The Handmaid’s Tale oldu.
● Pazar günleri yapmaktan en keyif aldığım şey kahvaltı.
● Benim ideal tatil şöyle bir şey: Şehirden uzak, gökyüzüne yakın…
● Billie Ellish’in tüm şarkılarını döne döne dinliyorum. Son zamanlarda en beğendiğim müzisyen.
● Hayatımda en unutamadığım lise anısı şöyle bir şey: Okula giriş sınavında heyecanımı yatıştırmak adına aldığım bir ilacın dozunu fazla kaçırıp, kaslarımın fazla gevşemesi yüzünden jürinin önünde klarnet çalamamıştım, bunu hiç unutamam .
● Günün bana göre en keyifli saati 19.00- 21.00 arası gün batımı ve sonrası. Kendimi o zamanlar daha üretken hissediyorum.
