Özel Dosya

Alkışlarla II: Lola Young

Sesi bazen yumuşak ve nazik, bazense hırçın ve isyankâr. Fakat her hâliyle dinleyiciyi içine çekiyor. Onun müziği, gündelik ve bir o kadar da karmaşık duyguların ifadesi. Herhangi bir kuralı veya düzeni öngörmüyor, tam da bu yüzden oldukça gerçek ve samimi.
Okan Yılmaz - 26 Mayıs 2025
post image

Lola Young sadece sesiyle değil, kendine özgü tarzıyla müzik dünyasında ve günümüzün pop kanonunda hemen fark edilen bir isim. Lola’nın İngiltere’nin çokkültürlü dokusundan beslenen müziği R&B, neo-soul ve alternatif rock arasında özgürce mekik dokuyor. Her şarkısında farklı dokular ve içtenlikle işlenmiş duygular öne çıkıyor. Sesi bazen yumuşak ve nazik, bazense hırçın ve isyankâr. Fakat her hâliyle dinleyiciyi içine çekiyor. Onun müziği, gündelik ve bir o kadar da karmaşık duyguların ifadesi. Herhangi bir kuralı veya düzeni öngörmüyor, tam da bu yüzden oldukça gerçek ve samimi.

Lola Young’a esaslı şöhretini veren ‘Messy’nin de yer aldığı “This Wasn’t Meant For You Anyway”de duyulan müzikal hamleler onu çoğu çağdaşından ayırıyor. Albümde gereksiz süslemelerden uzak duran, duyguları ve güçlü vokalleri görünür kılan tercihler Lola’yı şimdiden sonraki projeleri hakkında daha da merak uyandıran bir yıldıza dönüştürüyor. ‘Wish You Were Dead’, ‘Big Brown Eyes’, ‘Conceited’ gibi prodüksiyon harikası parçalar, kırılganlığın ve gücün iç içe geçtiği anlar eşliğinde dinleyeni adeta kendi içsel yolculuğuna çıkarıyor.

Elbette Lola’nın kliplerinde ve sahnesinde çizdiği varlığı da cabası. Örneğin şimdiden İngiliz müziği tarihine geçmiş Brit performansı… Son derece basit duyguları büyük performanslara dönüştürmesi onun en büyük başarısı. Özellikle ikonik mekânlarda verdiği konserlerde, punk ve vintage esintilerini barındıran cesur sahne kıyafetleri ve enerjisiyle seyirciyi büyülüyor. Bu sebeple denilebilir ki Lola’nın sahnesi sadece şarkılarını söylediği bir yer değil, duygularını tüm bedeniyle ve olabildiğince açıkça ifade ettiği bir alan. Her hareketi ve kostümü anlattığı hikâyelerden parçalar taşıyor.

Müzik videolarında da estetik ve sinematografiyle bütünleşen, bazen soyut bazen dramatik şiirler ortaya koyuyor. Tercih ettiği görüntüler, renk paletleri ve ışık oyunları sayesinde hayranlarına bu işin sadece işitsel olmadığını, müzikal iddianın görsellikle beslenmesi gerektiğini de hatırlatıyor.

Ve elbette, uzun süredir neredeyse her videonun arkasında çalan şu meşhur ‘Messy’… Lola’nın tarzının en güçlü yansıması. Melodi ve sözlerin iç içe geçtiği, karmaşık ama büyüleyici bir parça. Şarkı, postmodern insana bunaltı veren gündelik hayatın düzen arayışını tersine çeviren, içsel kaosu dışarı çıkaran bir özgürlük bildirisi. Lola’nın sesi burada oldukça buğulu ve şarkının her versiyonunda dinleyenin ruhuna isyanıyla dokunuyor. Yorumunda öne çıkan cesaret, kırılganlık ve yeni gerçeklik arayışı bu şarkıyı geçici bir hit olmaktan öte bir marşa dönüştürüyor.

Son hiti ‘One Thing’ de gösterdi ki Lola’nın sanatında her unsur birbiriyle bağlantılı. Sesinden duruşuna, sahnede savurduğu toz deterjanlardan klibinde yediği yumruklara kadar hepsi onun iç dünyasının parçaları. Onun müziği, yaşamın karmaşıklığına karşı duygulu ve bir o kadar da estetik bir mola.

İlgili Yazılar
Development by Bom Ajans