Yerli rap sahnesinin sağlam kalelerinden Allame, yeni şarkısı “Toprak” vesilesiyle Dergy’nin sorularını yanıtladı.

Sebla KOÇAN / [email protected]

Geçtiğimiz yıl yayınlanan albümü Huzur’dan sonra 2021’i “Toprak” single’ı ile açan Allame, Türkçe rap dünyasının en köklü MC’lerinden biri. 1987’de Trabzon’da dünyaya gelen Allame (Hamza Gül), bugüne kadar “Hayalin Yeri Yok”, “Kısır Döngü”, “Kenar Mahalle”, “Komşular”, “Oyunun Kuralı” gibi sayısız hit şarkıya imza attı. Şarkı yazarlığında geldiği nokta, Allame’yi yerli rap sahnesinin en müstesna isimlerinden biri haline getirdi. Son albümü Huzur da bunun en iyi örneklerinden biri oldu. Üniversitede animasyon okuyan rap sanatçısı; seslendirme, yönetmenlik gibi işlerin yanı sıra Batarya Company’nin de kurucularından biri. “Kendini tanımak bir bakıma toplumu tanımaktır.” İşte bu cümle aslında Allame’nin müziğe olan bakış açısını özetliyor. “Yaptığımız müzik temelinde sözün gücüne dayanıyor, başarılı betimlemeler ve iğneleyici metaforlar oluşturmanız bir sanatçı için en hayati konulardan biri” diyor. Biriktirdiği daha pek çok şarkısı var cebinde. Allame’yi Dergy’e konuk ettik.

“Toprak” yayınlanan en son şarkınız, sözleri, müziği, beat’i, mix ve mastering’i sizin, hatta klibin yönetmenliğini de üstlendiniz. Huzur’un yayınlanmasının üstünden henüz çok kısa bir süre geçti ama siz yeni bir single yayınladınız. 2021 yılı için planlarınız neler? 
Evet, bunun sebebi şu sıralar çok üretken bir dönemden geçiyor olmam. Her sanatçının söz yazabildiği, üretim yapabildiği zamanlar vardır, ben de öyle bir dönem geçirdim. Biriktirdiğim, aklıma takılan çeşitli konular şarkılara dönüştü. 2021 yılı benim için heyecan verici, sound’una lezzetine çok güvendiğim şarkılar yaptım ve hala üretmeye devam ediyorum.

 

Huzur albümünüzde dinleyicileriniz alt yapıların sağlamlığı kadar şarkı sözlerinizin de farklılaştığını, derinleştiğini düşünüyor. Rap müzik biraz da iyi bir kalemşör olmayı gerektiriyor. Siz peki Huzur’daki şarkıları yazarken kimleri okudunuz, kimleri dinlediniz, neler sizi yazmaya itti? 
Açıkçası bu görüşler beni çok mutlu ediyor ve doğrusu yeni sound’lara kendi müziğimi entegre ederken ödün vermemeye gayret gösterdim. Tabii bu çok zor bir süreçti çünkü orijinal bir şeyler yapmak ve bunu günümüz modern sound’larıyla harmanlamak bazen saçma sonuçlar doğurabiliyor. Ben bu durumu başarılı atlattığımı düşünüyorum. Yaptığımız müzik temelinde sözün gücüne dayanıyor, başarılı betimlemeler ve iğneleyici metaforlar oluşturmanız kalıcı ve hızlı tüketilen bir ürün yaratmaktan ayrıştırıyor sizi ve bu bir sanatçı için en hayati konulardan biri. Dolayısıyla bu bilgi açlığını doğuran bir durum. Ben genelde sosyolojik şeyler okuyan biriyim ve müziğimin temelinde; “Kendini tanımak, bir bakıma toplumu tanımaktır” fikri var. Yazdığım her söz teknik anlamda değişkenlik gösterse de, bu fikir zemininde biçimleniyor. 

“Kopyala Yapıştır”da söylediğiniz gibi: Bugünlerde rap çakma sarışın/ Sözleri aptal yarışı…” Geçmişe oranla bugünkü “görünür” Türkçe rap dünyasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce müzik gerçekten de bazı şeyleri değiştirir, iyileştirir mi? 
Kuşkusuz müzik insana dair bir olgu ve tabii ki belli ölçüde durumların değişmesine sebep olabilir. Ben büyük değişimlerden ziyade dinleyicinin fikir bazında bazı düşüncelerinin değişebildiğine tanıklık eden biriyim. Bence rap müzik temelde tek başına deneyimlemeye uygun bir eğlenme ve duygu paylaşım aracıdır. “Kopyala Yapıştır” isimli şarkımdaki söze gelecek olursan şarkı rap müziğin şu anki çıplaklığına gönderme yapıyor. İçinin boşaltıldığını sadece dış güzellikten ibaret olduğunu söylüyorum 🙂 

allame

Hip hop kültürü içinde “bling bling” de var aslında, yani pahalı arabalar, gösteriş, şatafat… Oysa bizim kültürümüz biraz da tevazu üzerine kurulu, en azından köklerimiz öyleydi. Size göre Türkçe rap ne söylemeli, nasıl bir noktada durmalı? 
Açıkçası yüzeysel ve bilinçsiz olmadığı sürece her şeyle ilgili şarkı yapılabilir ki yapılmalı da. Burdaki sıkıntı bütün piyasanın bir şekilde müziğini tamamıyla değişime uğratması. Yani bütün o yazılan sözler, duygusu olan kaliteli söz söyleyen rapçiler bir şekilde önceden ürettikleri rap formlarını beğenmemeye, hatta modası geçmiş görmeye başladılar. Halbuki dünyada rap müzik bütün dönemlerde üzerine yeni şeyler ekleyerek, içerisinde eskiyi de barındıran şekilde gelişim ve değişim gösteriyor. Bence en büyük sıkıntı hip hop kültürünü içselleştirememekle ilgili. 

 

“BÜTÜN KARADENİZ’İ İZLEDİĞİNİZDE BİR ANLAMDA BİR KARADENİZLİYİ İZLİYOR OLURSUNUZ”

Sinema üzerine temel bir eğitim aldınız, animasyon okudunuz. Sinemaya meraklı olan sanatçılar bir şarkıyı yazarken önce görseli düşündüklerini, sonra sözleri yazdıklarını söylerler mesela. Sizde de öyle oluyor mu, bu eğitim size neler kattı? 
Buna kesinlikle katılıyorum, hatta beni ben yapan görsel yaratıcılığım demem abes olmaz. Çizgi film animasyon mezunuyum ve bütün hayatım resim, illüstrasyon karikatür ve benzeri işler yapmakla geçti tabi bunun yanında söz yazmak rap yapmak da cabası. Bir konu hakkında düşünmeye başladığımda her ne olursa olsun çeşitli imgeler ve görseller üzerinden hareket ediyorum, bu planlı yaptığım bir şey değil, refleksif diyebiliriz. Bu görselleştirme kompozisyon oluşturmamda çok yardımcı oluyor ve çok ilginç sonuçlar aldığımı düşünüyorum. Bunun yanı sıra kliplerimde veya görsel tasarım işlerimde de sıra dışı şeyler yakalayabiliyorum.

allame3jpg

Trabzon’da doğdunuz, hatta Trabzonspor’a da bir marş yapmıştınız. Karadeniz’de herkes direkttir, laf dolaylama olmaz, çok cana yakındır insanı ama bir o kadar da sert olabilir istediğinde. Siz de öyle misinizdir? Memleketiniz size, müziğinize, bugünkü Allame’ye neler kattı?
Doğduğun coğrafyanın mutlaka insan üzerinde önemli etkisi vardır tabii ki.  Ben de yok diyemem, Karadeniz’i izlediğinizde bir anlamda bir Karadenizliyi izliyormuş hissine kapılabilirsiniz 🙂 Dalgalı, inişleri çıkışları bol, bazen garip bir dinginlik halinde.. Bütün bu özellikler az çok bende de var. Bunun yanında Trabzon sanatsal anlamda ülkemize çok önemli isimler kazandırmıştır, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Kazım Koyuncu gibi. Bu anlamda kendimi şanslı sayıyorum. 

 

“Sahnede hayran bırakırdık milleti olmasaydı şu pandemi” diyorsunuz. Bugüne kadar en unutamadığınız, sizde iz bırakan konseriniz hangisiydi anlatır mısınız?
Bu sorunun bir kaç cevabı olabilir 🙂 ilk aklıma gelen konserlerden biri Diyarbakır konseriydi, çok coşkulu bir kalabalık vardı konserde, sayı olarak çok kalabalık olmasada 300-400 kişiyle sanki 10 bin kişilik bir konser havası yaratmıştık 🙂 

Rap sanatçıları yıllardan beri en çok linç edilen, eleştiriye ve kötü söze maruz kalan kesim oldu. Siz benzer şekilde haksızlığa uğradığınızı düşündüğünüzde, eleştiri aldığınızda nasıl tepki veriyorsunuz buna?
İşin açığı ben kişisel olarak çok linçe maruz kalmadım ama tabii ki bu konuda haklısınız, haksız yere çok yüklenildiğini düşünüyorum camiamıza, bunun sebebi de bazı konularda pervasız oluşumuz olabilir. Birilerinin canı yanıyor ve rapçilerin açığını aramaya çalışıyorlar ama artık bu alışkanlık haline geldi ve bütün camia adına konuşmam gerekirse normalleşti artık. 

allame kopyasi 2

KISA KISA

  • Çocukluğumda ilham aldığım ve rap yapmaya karar verdiğim sanatçı Alperaga, grup ise Cartel’di.
  • Rapten sonra en sevdiğim ikinci müzik türü arabesk ve klasiktir.
  • En son izlediğim ve beni derinden etkileyen film Black idi.
  • Ekran başına geçtiğimde tereddüt etmeden izlediğim bir dizi varsa o da How I Met Your Mother.
  • Günün en sevdiğim saati 01:00 (röportajı cevapladığım saat :)) O zamanlar daha yaratıcı olduğumu düşünüyorum. 
  • En sinir olduğum huyum sinirli biri olmam. Bunu bir türlü değiştiremiyorum.