Bu müzisyenler bize, müziğin ucu bucağı olmadığını, bir kalıba sokulamayacağını, gri sevgisine inat dünyada pek çok rengin varolduğunu gösteriyor. Dikkat… Buralar çok değerlenecek.
İsimlerine belki her karışık listenin içinde rastlamıyor olabiliriz. Belki yaptıkları müzik türüne ilişkin de net bir etiket koyamayız. Çoğunlukla deneysel olan melodilerin üzerine sıra dışı sözler yazıyor, çarpıcı eserler ortaya koyuyorlar. Kimisini dinlemesi başta zor gelse de, sonrasında kulakları yakalıyorlar. Kesinlikle sıradan değiller. Her şeyden önce cesaretlerine şapka çıkarmak gerek… İşte isimleri çok da bilinmeyen ama kulak verince pişman olmayacağınız 7 yerli müzisyen ve grup…
Guguou
Shalgam Records bünyesinde faaliyet gösteren Guguou, “olayları fazla ciddiye almadan, işin içindeki eğlence ve mizahı da görerek” müzik yaptıklarını söyleyen bir ekip. Güçlü Öztekin, Oğuz Erdin ve Güneş Terkol’dan oluşuyor. Köklerini ha za vu zu isimli bir başka projede bulunduran, grubun yaratıcısı Güneş Terkol‘un Sao Paulo Bienali’ne davet edilmesiyle doğan Guguou, ilk albümü Pas Matri’yi 2019’da yayınladı. Caz öğelerinin ağırlıklı olduğu şarkılarında genellikle anlaşılmaz absürt sözler; keyboard, bas ve elektronik davul seslerine eşlik ediyor. “Alayına tuhaflık, alayına doğaçlama, alayına eğlence” diyor, Guguou şarkıları hakkında.
Anadol
Anadol, Berlin’de yaşayan Türk müzisyen ve fotoğrafçı Gözen Atila’nın psychedelic synth folk projesi. Gözen Atila, İstanbul’daki müzik teknolojisi çalışmaları sırasında ortaya çıkarıyor, Anadol’u. Aldığı eğitime önce ait olmaya sonra da kurtulmaya çalışmış, bu yüzden “lo-fi synth pop” onun kurtarıcısı olmuş. Hem radyo oyunları yapımcılığı hem de kayıt sanatçısı olarak, farklı bir bakış açısı ortaya koyuyor. Anadol projesini “Bruce Haack ve The Space Lady gibi yalnız synth deneycilerinin izinden giden ve minimal ekipmanın sınırlarını zorlayan bir proje” olarak tanımlıyor. Bu albümün ilk kez 2018’de kaset olarak yayınlandığı notunu düşelim.
Not: Gözen Atila’nın resimlerine https://gozenresimler.tumblr.com/ adresinden ulaşabilirsiniz.
Kumadam / Kargalar
Kumadam, hem bu isim hem de Nugo Sebil mahlasıyla 2006’dan bu yana üretimine devam eden bir müzisyen. Önce Sendrom (Annwn) gibi birkaç rock ve metal grubunda solist ve basçı olarak çalıştı. Sonra elektronik müziğe merak saldı. 2008 yılında sona eren projesi Kargalar, ülkemizde post punk ve darkwave türünün en erken icracılarından biri oldu. Grubun tek albümü 2008 yılında yayınlanan Travmalar, Piçler ve Noktürnler albümü oldu. Nugo Sebil mahlasıyla yaptığı işleri “karanlık bir sound üzerinde anaolog cihazlarla çalışarak, rave türünde bir retro sound” olarak tanımlayan Kumadam, 2011’de müziği tamamen bıraktığını açıkladı. Ancak 2016’da Ölülere Ninniler adında bir konsept albüm yayınlayarak suskunluğunu bozdu.
Helak
Helak, 2018 yılında Moklich ve Onur Başkurt tarafından kurulan İstanbul merkezli deneysel bir metal grubu. Helak kariyerine ikili olarak başladı ve 2019 ortalarında mevcut kadrosuna ulaştı. Ekip şu an gitarda Moklich, davulda Onur Başkurt ve bas ve vokalde Onur Meriç’ten oluşuyor. Helak, kendi prodüktörlüğünü yaptığı ilk albümleri Inferno‘yu Ocak 2019’da, single’ları “Cestodes”i Kasım 2019’da ve ikinci albümleri Heritor‘u Nisan 2020’de yayınladı. Kendine özgü bir ses arayan Helak, soundlarını “direkt, siyah ve çamur metali atmosferik unsurlarla harmanlayan bir sound” olarak anlatıyor.
Salih Korkut Peker
1998’den beri müzik yapan Salih Korkut Peker, rock’tan, arabeske, birçok farklı tarzdaki grupta gitar, perdesiz gitar ve cümbüşü ile sahne aldı; grupların albüm ve single çalışmalarında da besteci, söz yazarı ve aranjör kimliğiyle bulundu. Peker, cümbüş ve çağlama enstrümanlarına yoğunlaşarak “Kırşehir-İzmir-Seattle” adlı tek kişilik performanslarını sahneledi. Bu projenin haricinde Yasak Helva, Duble Salih ve Çalgiya İzmir proje ve ekiplerinde de yer aldı. Peker, yurtdışında önemli pek çok festivalde de sahne aldı. Peker’in cümbüş, perdesiz gitar, divane ve çağlama enstrümanlarını kullanarak yaptığı müzik türüne Anadolu folk, blues, grunge, saykodelik diyebiliriz.
Anıl Aydın
İstanbullu müzisyen Anıl Aydın, 2005 yılında İstanbul’un yerel sahnesinde sahne almaya başladı. En sonunda 2008’de kendi müziğini yapmaya karar verdi. New York’ta Güzel Sanatlar okurken, kendi müziklerini de yapmaya ve paylaşmaya başladı. 2014’de yeniden İstanbul’a geldi. Prodüksiyon, görsel tasarım gibi pek çok alanda da eserler ortaya koyan Aydın, 2019’un mayıs ayında ünlü prodüktör Taner Yücel’le birlikte “Belong” single’ını kaydetti. Ardından Yasemin Özler’le birlikte ikinci single “Way Out” geldi. Yakın zamanda da Aydın’ın “korkusuz, eklektik ve enerjik” olarak tanımladığı “Steal” parçası geldi. Anıl Aydın, yapımcılığını Yasemin Özler’in yaptığı ilk albümü üzerinde çalışmaya devam ediyor.
Pitohui
İstanbul menşeili Pitohui, 2012 yılında kuruldu. Grup; Barkın Engin, Berkay Küçükbaşlar, Burak Tamer, Cem Kayıran ve Yankı Bıçakçı’dan oluşuyor. Caz öğelerinin baskın olduğu Pitohui, şarkılarını “çok katmanlı müzik evrenini elektronik dokunuşlarla genişlettiği çalışmalar” olarak tanımlıyor. Ekibin “Feldspat”, “Bufo” ve “Hid” gibi single’larının yanı sıra, 2019’da Gallo adında bir EP yayınlayan Pitohui, 2020’de “Foton” adında yeni bir single daha yayınladı.