Babalar hepimizin ilk kahramanı. Kendi dünyamızı renklendiren, güç veren, ilham olan babalarımızın dışında bir de müzik dünyasının baba isimleri var ki bu insanlar gerçekten de baba. Babalar Günü gelmişken, bugün yerli ve yabancı müzik dünyasından bazı müzisyen babalara ve onların müzisyen çocuklarına bir göz gezdiriyoruz!
Batıkan BAKSI / [email protected]
Babalar, babalarımız… Ne kadar çok kullanıyoruz isimlerini aslında değil mi ama? Sevdiğimiz, saygı duyduğumuz müzisyenlere ya da film yıldızlarına bile “baba” yakıştırması yapıyoruz, onlarla gönülden bir bağ kuruyoruz. Özellikle arabesk dinleyicileri arasında “baba” kavramı çok yaygınken diğer müzik türlerini dinleyenler bu konuda biraz daha farklı (kral, sultan, kraliçe gibi monarşik kavramlar) yakıştırmalara kayabiliyor. Çünkü yaptıklarıyla bu unvanı fazlasıyla hak eden çok isim var. O yüzden de bu Babalar Günü’nde onların da kutlanması gerektiğini düşünüyorum. İşte biz de bu yazıda dünyadan ve ülkemizden ünlü müzisyen babalar ve onların izinden ilerleyen çocuklarına hızlı bir bakış atıp, sembolik de olsa bir Babalar Günü kutlaması yapacağız. Haydi “en baba müzisyenler” kimler, bir bakalım!
Carlos Santana’nın R&B’ci kızı Stella Santana!
Dünyaya ve özellikle bir müzik türüne mâl olmuş bir ismin çocuğu olmak muhtemelen büyük bir yükü de omuzlara yüklüyordur diye düşünüyorum. Çünkü siz aile içinde istemeseniz de dış dünya tarafından, anne ya da babanızın sahip olduğu yeteneği ve şöhreti devam ettirmeniz beklenir. Haliyle belki de onlardan daha iyi olmak için çok küçük yaşlardan itibaren büyük efor harcamak zorunda kalırsınız. İşte babanız bir gitar virtüözüyse sizin de müzik yolundan ilerlemekten başka şansınız yoktur, tıpkı Stella Santana gibi. Carlos Santana’nın 1985 yılında doğan kızı Stella, babasının tarzından biraz farklı olsa da çekici sesiyle R&B şarkılarını oldukça iyi yorumlayarak sahneleri ateşe veriyor.
Kralın kızı olmak kolay değil: Lisa Marie Presley
Yukarıda da demiştim ya arabeskin dışında kalan müziklerde genelde monarşik yakıştırmalar çok yapılır diye. Elvis Presley de bu yakıştırmalardan nasibini almış ve dinleyicilerinin gözünde bir kral olmuştu. Ancak bu kral bir de gerçekten babaydı. Yaşasa bugün 56 yaşında olacak kızı Lisa Marie Presley de tıpkı babası gibi tutkulu bir müzik takipçisi olmuş; profesyonel olarak müzikle uğraşmış ve tam 3 tane albüm çıkarmıştı. Üstelik bir diğer kralla da evlilik süreci yaşamış, 1994-1996 yılları arasında Michael Jackson ile evli kalmıştı.
Sinatra’larda yetenek doğuştan gelir!
Erken dönem Amerika’sında (ve bence bugün bile) popüler müziğin en sevilen temsilcilerinden olan Frank Sinatra, uzunca ömrüne 578 şarkı sığdırmış ve kendisinden sonraki birçok şarkıcıyı derinden etkilemişti. Bu etkiledikleri arasında 1940 yılında doğan kızı Nancy de vardı. Babasının izinden gitmeyi tercih eden Nancy Sinatra, tıpkı babası gibi baş döndüren bir sese sahipti ve 60’larda müzik dünyasına adım atmıştı. ‘Bang Bang’i yeniden yorumlamasıyla kitleleri kendisine çeken Nancy, bugün bile müzik ateşini hâlâ içinde taşıyor.
Van Halen efsanesi bitmez!
Az önce bahsetmiştim… Babanız bir gitar virtüözü olduğunda bunu devam ettirmek hem dış dünyadan hem de sizin kendi içinizden gelen bir dürtü olacaktır. Hele ki bu isim Eddie Van Halen ise elinize neredeyse doğar doğmaz gitar alırsınız. İşte 1991 doğumlu Wolfgang Van Halen da tam olarak bu şekilde bir bayrak taşıma eyleminde bulunuyor. Tabii o, babasından farklı olarak bir bas gitarist. 2020 yılına kadar amcası Alex Van Halen ve babasıyla birlikte Van Halen sahnesini paylaşan Wolfgang, Eddie Van Halen’ın ölümünün ardından grubun dağılmasıyla birlikte 2015’te kurduğu Mammoth WVH grubuyla hâlâ sahnelerin tozunu attırıyor.
Marley genleri kuşaktan kuşağa geçerse…
Reggae’nin kralı, Jamaika’nın gururu Bob Marley, her ne kadar genç yaşta hayatını kaybetmiş olsa da bıraktığı şarkılar ve genetik mirasıyla yaşamaya devam ediyor. 130’un üzerindeki plağıyla kısacık ömründe minik bir rekora imza atan Marley, oğulları; Stephen, Ziggy ve Damian Marley’nin de yolunu aydınlatan bir müzikal deha adeta. Babalarının ışığıyla ilerleyen kardeşler, birbirlerini de destekleyerek müzik dünyasında isimlerini duyurmayı başardılar.
Cem Karaca’nın bayrağı emin ellerde…
Kırmızı çizgim olan isimlerin en başında gelen birisi var ki o da Cem Karaca. 60’ların sonundan itibaren duruşuyla, şarkılarıyla ve inandığının peşinden sonuna kadar gidecek tutkusuyla hikayesi çoğu dinleyicinin hayatında iz bırakmış bir ikon. Aramızdan çok erken ayrılmış olsa da yine kendisi gibi güçlü bir sese ve müzikal kültüre sahip oğlu Emrah Karaca sayesinde, belki de Cem Karaca’dan canlı dinleyemediğimiz şarkıları ondan dinleyebiliyoruz. Moğollar ve kendi solo sahneleriyle müzikal yolunu şekillendiren Emrah Karaca, sahnede izlerken “vay be!” dedirten isimlerden biri.
Evrencan Gündüz, kime çekmiş acaba?
Rengarenk gitarları, yerinde duramayan enerjisi, hep gülen yüzü ve heyecanlı konuşmasıyla tanıdığımız gitar virtüözü Asım Can Gündüz de gitaristlerin “baba” gördüğü isimlerden biriydi. Tabii onun da müzikle yakından ilgilenen bir oğlu vardı. Bugün alternatif sahnenin en sevilen isimlerinden biri olan Evrencan Gündüz, daha küçük yaştan gitarla uğraşmaya başlarken caz ve blues yürüyüşlerini kullanarak özellikle türküleri yeniden yorumlayıp 70’li yıllardaki büyüklerinin izinden gitmeyi de ihmal etmiyor.
Alişan Uğur sanki babasının kopyası!
Özkan Uğur deyince aklımıza hep sonsuz bir coşku geliyor değil mi? Sahnede devleşmesi, bas gitarını tokatlaya tokatlaya çalmasına rağmen naif duruşu, herkese sıcacık gülümsemesiyle yaklaşması ve neredeyse Türkiye’deki herkesin sevdiği biri olması da cabası. Geçtiğimiz sene aramızdan ayrılan Özkan Uğur, “baba” unvanını en çok hak eden insanlardan biriydi. Oğlu Alişan’ı beraber müzik yaptıkları Instagram videolarında tanımıştım. Sonra araştırdığımda Alişan Uğur da tıpkı babası gibi müziği profesyonel bir şekilde ele alarak İngiltere’de konservatuvar eğitimi almış; müzik teknolojileri üzerine yoğunlaşmıştı. Üstelik bu yönünün dışında duruşuyla da babasına o kadar çok benziyordu ki “sanki babasının kopyası” demek hiç zor olmuyordu.
View this post on Instagram
Birbirinden farklı tarzlarda babalarının bayrağını taşıyan o kadar ünlü (ve bazılarını bilmediğimiz) müzisyen var ki eminim gelecekte onları da babalarından aldıkları enerjiyle büyük sahnelerde görecek, yarının müziğini genlerinden aldıkları yaratıcılıkla şekillendirecekler. Bu vesileyle tüm babaların Babalar Günü kutlu olsun diyelim, öyle de olsun!