Geçen hafta, her cuma yaptığım gibi yeni çıkanları açtım dinliyorum… Ama kendime dedim dur, herkes single çıkardı önce Büyük Ev Ablukada albümünü bir dinle. İşte yaklaşık 1 haftadır da albümün içinden çıkamıyorum! Çıkamayınca dedim neden röportaj yapmıyorum? İşte Bartu Küçükçağlayan ile “Defansif Dizayn”a dair…
İpek ATCAN / [email protected]
Yıllar önce “Full Faça”yı dinlediğimde hiç olaya girmemiştim, bir şekilde olmamıştı bana. “Fırtınayt”ı ilk kez Cappadox’ta çılgın bir yağmurun altında delice dans ederek dinlemiştim direkt playlist’lerimin ayrılmaz bir parçası olmuştu -ki hala da çoğu şarkısı öyle-. “Defansif Dizayn” ise bugünlerimin soundtrack’i oldu diyebilirim; ilk görüşte aşk gibi bir şey. Epeydir bir albüme bu denli vurulmamıştım o yüzden de ayrı bir hoşuma gitti bu duygu.
İmer Demirer’li ‘Pazartesi’ ile başlıyor mevzu. ‘Şiraze’den ‘Beklediğim Gibiyim’e geçince benim için peak yapıyor albüm. ‘Oh Be!’de gerçekten de bir “oh” diyorsunuz, ‘Kopuk Uçurtma’ ile ‘Karargah’ ahenkle dans ediyor arka arkaya -Ah Gülinler’in sesi!-, ‘FeeL’ da mis gibi oluyor üstüne, ‘Yangın Akvaryum’ zaten malum… Neyse ben bu şarkılar içinde süzülürken baktım a-a o da nesi? Bartu röportaj da veriyor, 11 sene önce reddedileceğimi bile bile sorduğum soruyu -bazen sonucu bilsem de denemeyi severim! :)- bir kez daha soruyorum “Bir röportaj mı yapsak acaba?” İşte buyrun röportaj sizlerle. Hem belki 15 ya da 16 Aralık’ta DasDas’ta hep beraber şarkılara eşlik ederiz ne dersiniz?
Albümden çıkamıyorum demiştim ya, işin enteresanı çevremdeki birçok kişi de bu şekilde. Bunu gözlemlememeniz de imkansız. Neler hissettiriyor/düşündürüyor bu durum?
Bartu: Ben açıkçası kendi adıma 4 senedir bu şarkılar üzerinde çalışmaktan artık öznel olamıyordum. Şarkıları kimse dinlemeyecek gibi geliyodu. O yüzden çok sevindim. İçten içe korkuyordum. Korktuğum gibi olmadığı için mutluyum. Keyfini çıkarıyorum diyeyim.
Herkesin single çıkardığı bir dönemde, dolu dolu ve söyleyecek bolca da sözü olan bir albüm çıkarmaya nasıl karar verdiniz? Yani evet, bu karar çok önce verildi ama neden yolda fikir değişmedi? Ben albümcüyüm fakat müzik piyasası o yöne evrildi diye sormak istedim.
B: Single adı üstünde kendi başına duran tek bi eser, kendinden uzağa pek gidemiyor. Albüm, bütünün parçalarından oluşuyor ve her parçanın macerası bir aradayken başka bi maceraya dönüşüyor.
Sözleri düşünecek olursak; albüm biraz insanı dövüyor, biraz uyandırıyor, yer yer de umut veriyor. Bana en çok “güç” hissi geldi ama; “Tamam öyleyse de öyle, böyleysem de böyleyim ok!” tadında. Sende/sizde albümün yarattığı duygu/his nasıl?
B: Bu albüm artık benim için yazdığım sözler ve anlatmak istediklerimden çok Büyük Ev Ablukada’yla geçirdiğim güzel, zor, keyfili ve pes etmediğimiz günlerin bi anısı olarak yer tutuyor zihnimde.
“Defansif Dizayn” adının bir hikayesi var mı?
B: Bass’çımız Aslan’la ‘FeeL’ üzerinde çalışırken mola verdiğimizde YouTube’dan bize ilham olsun diye seyrettiğimiz videoların birinde duyduğum bir terimdi. Albüme adını vereceğini hiç düşünmemiştim. ‘Yangın Akvaryum’ üzerinde çalışırken birden hortladı. Albümün geri kalanı için de ilham oldu sonrasında. Başka bir isim koymayı düşünmedik. Aslında ilk iki albümümüz ‘F’ harfiyle başlıyor diye ben ‘F’ harfiyle başlayan bir şey olabilir bu da diye düşünüyordum ama güzel bi isim bulamadım.
“Üç albüm içinde en çok yüzümüz gülerek kaydettiğimiz albüm bu oldu.”
Albümde size eşlik eden İmer Demirer gibi, Tophane Noise Band gibi, Korhan Futacı gibi isimler var. Bu birliktelikler yaratım sürecinde mi bir araya gelerek gerçekleşti yoksa biten kayıtlar sonrası hayaller kuruldu da mı oldu?
B: Korhan üç albümümüzün de yaratım sürecinde vardı. Bizim Cembirle müzik yapımaya başladıktan sonra beraber ilk gittiğimiz konser Korhan Futacı ve Kara Orkestra konseridir. Onunla da sanırım orda tanışmıştık. Kofusuz BEA albümü düşünemiyorum artık. Tophane Noise Band’i ‘Karargah’ şarkısında kullanmak Cembir’in fikriydi. Cembir şarkı üstünde 3-4 versiyon yapmıştı bu fikri bulmadan önce. İçimize pek sinmemişti. TNB ile bizsiz yalnız başına provalar yaptı ordan sample’lar kesti ve bi versiyon yaptı. Daha sonrasında TNB ile canlı çalarak. Şarkıyı kaydettik 512 kanaldan oluşan bi şarkıya dönüştü.
‘Pazartesi’ şarkısında da Cembir YouTube’dan rastgele bir trompet solosu sample’lamıştı uzunca bi süre öyle kaldı o. Sonrasında kaydın sonlarına doğru artık gerçek bir soloya ihtiyacımız vardı. İmer Demirer; kaydı alan ve mix’imizi yapan Çağan Tunalı’nın aklına geldi. “Burayı İmer Abi’den başkası çalmasın” dedi. Biz de çok çok kısa bir sürede Çağan’a hak verdik. İmer Abi de bizi kırmadı. Müthiş bi açılış yaptı albümümüze.
Albümde Can Güngör etkisi oldukça hissediliyor. Nasıldı birlikte çalışmak?
B: Can Güngör’ün ‘Silik Düşler’ şarkısına yanılmıyorsam 10 sene önce Soundcloud’da rastlamıştım ve kendisini arayıp ona Olmadı Kaçarız Plakçılık olarak albüm yapmak istediğimizi söylemiştim. İşte 10 sene sonra da, o bize bir albüm yaptı 🙂 Üç albümümüz içinde en çok yüzümüzün gülerek kaydettiğimiz albüm bu oldu. Zaman içinde grup arkadaşı da olduk. Beraber vakit geçirmeyi de seviyoruz bence. Grupça sorunlar üretip üretip onları çözmeye çalıştık ve çözdük bitti.
İlk çıktığınızda basına, dinleyiciye ve hatta neredeyse kendi kendinize bile uzak duran bir tavrınız vardı. O zamanlar Blue Jean ve Dream TV’deki programım için “belki röportajlar verirler be” diye iletişime geçmeye çalıştığımı hatırlıyorum. Ama bu konuda oldukça nettiniz. Neler değişti ilk albümün çıkışından bugüne bu 11 senede? Ne oldu da daha iletişimci bir yöne kaydınız?
B: O zamanlar iletişim sahte geliyordu bana. Peşimde paparazzilerin koştuğu bi dönemdi. Onlardan ve özel hayatıma girmelerinden bıkmıştım. Şimdi özel hayatımı kendim çekip Instagram’a koyuyorum. Teknoloji kendi kurallarını koyuyor. Zamanın iletişimine karşı koymak istemiyorum. Belki de tekrar peşimde paparazziler koşsun istiyorumdur! 🙂
“…bir sabah bütün gece çalıştığım sözleri silip yatmadan önce 5 dakikada bu son halini yazdım ve sevdim. Yani şarkı, 2 sene ve 5 dakika sürdü diyebilirim.”
Çevremde dinleyenlerle şarkılar üzerine konuşuyoruz da, hepimiz sözlerden bir başka şey çıkarıyoruz, eh tabii herkes başka kafada 🙂 Albümde “Siz bunu dümdüz böyle anlarsınız ama aslında ben bunu demek istiyordum” dediğin şaşırtmalı şarkı var mı?
B: ‘FeeL’ şarkısının ismi şekil olarak bana ‘fil’i hatırlatıyor F harfi hortumu L harfi de kuyruğu anımsatıyor. Şarkılarda ne demek istediğim şarkılarda gizli. Aynı filin hortumu, kuyruğu gibi.
Finalize olması en zorlayan şarkı hangisi oldu ve neden?
B: ‘Beklediğim Gibiyim’ ile çok kavga ettik. Beşten fazla versiyonu vardır. ‘FeeL’ ile ben kendim çok uğraştım bazı sözlerinden memnun diildim onları değiştirmek için 2 sene uğraştım. Sonra bi sabah bütün gece çalıştığım sözleri silip yatmadan önce 5 dakikada bu son halini yazdım ve sevdim. Yani şarkı 2 sene ve 5 dakika sürdü diyebilirim. ‘@defne.kalbim96’yla da çok uğraştık. Hepsinde zorlanmışız beliki… Ben zorlanmadığımızı söyleyeyim; ‘Pazartesi’ bizi zorlamadı.
“Biz geliriz şehrinize bir gece merak etmeyin ama sabah döneriz.”
Bu ay DasDas’ta 2 konseriniz olacak. Hatta her ay DasDas’ta iki konseriniz olacak. Hakan’la röportajınızda sahne konusunu okuduğum için nedenleri n’içinleri sormayacağım ama oldukça da “bold” bir karar. Bir İstanbullu olarak beni üzmez ama peki ya “Defansif Dizayn” dinlemek isteyen diğer şehirliler?
B: Ben 99 yılında Duman, Babazula, mvö dinlemek için annemlere arkadaşımda kalıyorum diye yalan söyleyip Eskişehir’den trene atlar istanbul’a gelirdim. Konsere yaşım tutmadığı halde bi şekilde girip sabah da Eskişehir’e geri dönerdim. Müzik tutku işi. Tutkularınızın peşinden koşmuyorsanız biz geliriz şehrinize bir gece merak etmeyin ama sabah döneriz.
Çok kalabalık bir ekipsiniz ama çok! 20 kişiye yakınsınız. 4 kişilik gruplar bile çok fazla düşe kalka ilerlerken ve hatta bazen düşüp kalkamazken bu uzun yıllara yayılan birlikteliği ve hatta büyümeyi neye bağlıyorsunuz?
B: Hayalimiz ve onun bizi peşinden sürüklemeyi bırakmayışı.
Albümdeki tüm şarkılar aslında eski şarkılar ‘Karargah’ hariç. Bu şarkılar pandemiyi, ülkenin durumunu ve hatta baba olduğunu dahi bilmiyorlar. Yeni yeni karaladığın/karalanan şeyler var mı ve ne yönde duygular?
B: Valla Utku yavaş yavaş yeni bestelerini atmaya başladı, Can Güngör de bi klasör yapıyor benim bildiğim. Yeni albüm 2034 yılında geliyor, müjde!
Son olarak bir klasik, okurlarımıza neler söylemek istersin?
B: Umutsuzluğa alışmayın, yatağa küs girmeyin.