Sibourne Akademi’nin genç DJ’lerinden Batıkan Tanrıkulu’nu daha yakından tanımak istedik.

Sebla KOÇAN/ [email protected]

Batıkan Tanrıkulu henüz 20 yaşında, genç bir müzisyen. İsmine Mahmut Orhan, Sezer Uysal ve Aytaç Kart’ın kurucusu olduğu Sibourne Akademi’nin ilk albümü Sibourne Talents’da rastladık. Yakın zamanda da “Aurora” single’ını yayınladı. Daha lise yıllarındayken telefonuyla müzik programlarını kurcalayacak kadar meraklıydı elektronik müziğe… Sonrasında İzmir’de bir gece kulübünde ışıkçılık yaparak işi öğrenmeye karar verdi. Bugün ise Sibourne’un gelecek vaadeden isimlerinden biri… Batıkan Tanrıkulu ismini bir yere not edin. Çünkü ilerde bu ismi daha çok duyacağız…

Sibourne ailesinde olan bir isimsiniz. Bugüne kadarki hayatınızı, müziğe bakış açınızı nasıl şekillendirdi Sibourne’da olmak? 
Bu ailede olmak özel hissettiriyor. Kalabalık bir ekibiz, yaptığımız projeleri birbirimizle paylaşarak fikir alışverişinde bulunuyoruz ve bu müziğime farklı pencerelerden bakmamı sağlıyor. Bunun gibi pek çok olumlu yön var.

“On The Line”ın iki versiyonuyla Sibourne Talents Vol.1 albümünde yer aldınız. Nasıl bir duyguydu kendinizi bu albümde görmek? 
İlk parçamın bu albümde yer alması benim için gurur verici. 2018 yılında prodüksiyona başladım ve yoğun geçen bir çalışma süreciyle kendimi bir ürün sunabilecek kadar geliştirdim. Bu heyecanı tarif edebilmem mümkün değil. 

Yeni şarkınız “Aurora” 12 Haziran’da yayınlandı. Nasıl bir hissiyatla yaptınız bu şarkıyı, nasıl tepkiler aldınız dinleyicilerden?
Pandemi süreci hepimizin dinleme alışkanlıklarını önemli nebzede değiştirdi. Ben de kendimi bu dönem boyunca daha chill  parçalar dinlerken buldum. Hayatın kısa bir süre de olsa kısıtlandığı bir süreçte aktif olabildiğim tek yer evim ve stüdyomdu. Yaşadığım yer de çatı katı olduğu için gün batımına dalıp o ruh haline büründüğümde ortaya böyle bir parça çıktı. Şu ana kadar almış olduğum tepkiler olumlu yönde fakat ilk performansımda alacağım reaksiyonu merakla bekliyorum.

2

Sizi biraz daha yakından tanımak isteriz. Kaç yaşındasınız, ne okudunuz, nerede doğdunuz? Sizi elektronik müziğe kim yönlendirdi, biraz anlatır mısınız?
2000 yılında İzmir’de doğdum. Okulumu bir süreliğine dondurdum. Hedeflediğim bölüm için tekrar hazırlanıp devam edeceğim. DJ’liğe başlamadan önce iyi bir elektronik müzik dinleyicisiydim. Yeni şeyler dinleyip keşfetmeyi seven biriyim ve elektronik müzikle de o şekilde tanıştım. Bu benim için zamanla bir tutku haline gelmeye başladı. Lise dönemimde telefonuma mixing uygulaması indirmiştim ve sürekli mix kaydediyordum. Arkadaş çevreme bunları dinletiyordum ve çevremden güzel geri dönüşler almaya başladım. Bu durum beni daha çok heveslendirdi. Sonrasında daha farklı bir boyuta taşımak istedim, biriktirdiğim harçlıklarla bir controller aldım ve kendimi geliştirmeye başladım. Bu işi profesyonel olarak yapmaya karar verdiğim dönem 2015 yılında İzmir’de bir gece kulübünde bir DJ’in yanına çırak olarak girdiğim zamandı. O zaman ışıkçılık yapıyordum.

Yaz mevsimi aslında biz dinleyiciler için pek çok DJ’in canlı performansını izleyebileceğimiz zamanlardı ama bu sene bu mümkün olmayacak gibi görünüyor. Siz neler düşünüyorsunuz bu konuda?
Evet şu an için performansların başlaması zaman alacak gibi, en azından yaz mevsimi için bunu söyleyebilirim. Şu an aktif olan bir çok işletmenin çok sıkı tedbirler aldığını gözlemledim, temennim halkımızın titizlikle bu tedbirlere uymasından yana. Bizi yeni bir eğlence anlayışı bekliyor. 

5

“PERFORMANS SIRASINDA DİNLEYİCİYLE ARAMDA OLUŞAN ENERJİ ÇOK ÖNEMLİ”

Müzik dışında başka ne gibi ilgi alanlarınız var? Neler yaparsınız boş zamanlarınızda? 
Küçüklüğümden beri extreme sporlara hep bir ilgim vardı. Henüz deneyimlemek mümkün olmadı ancak kısa zamanda tecrübe etmek istiyorum. Boş zamanlarımda daha çok spor yapıyorum, film ve çeşitli belgeseller izliyorum. Paten kayıp, arkadaşlarımla vakit geçiriyorum.

3

Bugüne kadar dinleyicisi olarak sahnede izleyip sizi havalara uçuran performans kimindi, hatırlıyor musunuz? 
Bir çok sanatçı var aslında ama yakın tarihte dinleme fırsatı bulduğum Camelphat sahnesi benim için unutulmaz bir performanstı diyebilirim.

Setin başındayken nasıl bir hissiyatınız olur: O an eğlenenlerle birlikte eğlenir misiniz, bir sonraki şarkıyı mı düşünürsünüz? 
Aslında ikisini de aynı anda yapıyorum, performans sırasında dinleyeciyle aramda oluşan enerji çok önemli. Onlardan aldığım enerjiye göre bir sonraki parçamı seçiyorum ancak anı da yaşamayı ihmal etmiyorum.

6

En çok hangi zamanlarda üretiminizin hızlandığını düşünüyorsunuz: Moraliniz bozukken mi, çok iyi hissettiğiniz zamanlarda mı? 
Bunu bir örnekle açıklamak isterim. Pandemi sürecinde 1 ay boyunca psikolojik olarak bir anda durağan bir döneme girdiğim için stüdyoya girdiğimde saatlerce müzik yapıyordum, fakat günün sonunda baktığımda  ortaya içime sinen bir şey çıkmıyordu. Biraz ara verip kendimi daha iyi hissettirecek beni motive edecek şeylere yöneldim. Kendimi hazır hissettiğimde tekrar stüdyoya döndüm ve daha verimli çalışıp daha hızlı üretebildim.

4

Ters köşe bir müzik zevkiniz var mıdır? Bu yıl yayınlanan şarkılar içinde şu ana kadar en çok neler dinlediniz? 
Müzik dinlerken yeni tarzlar keşfetmeyi seviyorum. Bu seneki favorilerim:

Mind Against – Walking Away
Laolu – Force
Frost – Overtones
Eli & Fur – Fuse
Ben Bohmer – Lost In My Mind ( Volen Sentir Remix)
Hot Since 82 – Make Up

MAHMUT ORHAN: “MÜZİK YAPMAK ARTIK DAHA KOLAY OLACAK”
SEZER UYSAL: “İNSAN ELİNİN DEĞMEDİĞİ HİÇBİR ŞEY TAM OLMAZ”
AYTAÇ KART: “İNSAN YALNIZCA SEVDİĞİ İŞİ YAPARSA BAŞARILI OLABİLİR”