Üç gün önce Twitter’da -ya da yeni ve kimsenin benimsemediği adıyla X’te- “Senin İçin” sekmesine düşen ve Blake Lively’yi suçlayan tweet’i görüp biraz araştırınca, olayın başrolünde yer aldığı “It Ends With Us” filmiyle ilgili olduğunu anladım. O tweet’i görüp, yaşananları merak etmesem ıskalamamın çok mümkün olduğu bu filmi, “en kısa zamanda izleyeyim” hissiyatı yarattığı için öncelikle yürütülen PR kampanyasının hakkını vermeliyim.
Hande SÖNMEZ
*Bu tweet sonradan silindi
Öncelikle “It Ends With Us” (Bizimle Başladı Bizimle Bitti) Amerikalı yazar Colleen Hoover’ın çok satan, satmanın da ötesinde her sosyal medya platformunda adından çok bahsettiren, olay yaratan romanı. Şu anda Blake Lively, aile içi şiddeti işleyen bir filmi romantize etmekle suçlansa da (ki kendisine gerçekten bayılmıyorum!) kitabın zaten kapak tasarımında da, kitabın filmden önce yapılan pazarlama çalışmalarında da epey romantik öğeler görmek mümkün.
“It Ends With Us” babasının annesine uyguladığı şiddete tanık olarak büyüyen Lilly Bloom’un yıllar sonra hayatına aldığı Ryle’ın (Justin Baldoni) da benzer davranışlar sergilediğini anlamasıyla beraber kendini bu girdaptan kurtarma -deyim yerindeyse özgürlüğüne yeniden kavuşma- hikayesini anlatıyor diyebiliriz. Lilly’nin lisede hayatına giren ve onu derinden etkileyen ilk aşkı Atlas’ın da hikayeye dahil olmasıyla birlikte (kitapta da filmde de odaklanılan sadece bu olmasa da) evet, “iki adamın arasında kalan bir kadın” var. Bazı izleyiciler kesinlikle böyle görmememiz gerektiğini söylese de yazarın kitabı bu şekilde yazdığı gerçeği değişmiyor maalesef. Kitapta Ryle karakterinin deyim yerindeyse “cezalandırılmaması” ya da yaptıklarının yumuşatılması ve davranışlarına sebep olarak geçmişte yaşadığı travmatik olayın sunulması, ister istemez Ryle’ı izleyici gözünde bir nebze aklıyor. Bu da aslında filmin aile içi şiddetle ilgili verdiği mesajın gücünü azaltıyor. 
Blake Lively neden suçlandı?
Filmin Ryle’ı, aynı zamanda da kitabın haklarını satın alan yönetmeni Justin Baldoni oyuncuların geri kalanından bağımsız röportajlar verirken; sete bir “intimacy coordinator” getirdiğini ve tüm sahnelerin bir “female gaze” yani “kadın bakış açısına” göre çekildiğinden emin olmak istediğini söylüyor. Verdiği tüm röportajlarda aile içi şiddete dikkat çekiyor ve dahası sosyal medya hesabında da aile içi şiddete ve/veya tacize uğramış mağdurlara yardım eden bir STK olan No More’u öne çıkarıyor. Samimi ya da değil, görünen o ki Justin Baldoni izleyicilerin gözünde filmi daha iyi anlayan ve doğru mesajları veren taraf olarak öne çıkıyor.
Blake Lively ise, hem filmi bir romantik komedi olarak gördüğü (ki bence filmin kesinlikle romantik komediye benzer tarafları var) hem de kocası Ryan Reynolds’ı işin içine katmakla kalmayıp ona filmdeki bir sahneyi yazdırması üstelik de bunu senarist grevi varken yaptırması, hem de fimin PR’ını yaparken kullandığı “Arkadaşlarınızı alın, çiçekli elbiselerinizi giyin ve filme gidin” minvalindeki cümlelerinden ötürü fanların hedefinde yer alıyor. Tüm bunlara kendi markasının reklamını sıkıştırması da eklenince oklar şu anda Lively’nin üzerinde görünüyor.
Justin Baldoni ve Blake Lively arasındaki soğuk savaş bu şekilde sürerken ve spekülasyonlar filmin önüne çoktan geçmişken, filmle ilgili söyleyebileceklerim ise şöyle; “It Ends With Us”ı tüm bu kopan fırtınadan bağımsız olarak sevenlerdenim. Atlas ile Lilly’nin her sahnesinin çoğu izleyiciyi kalbinden vuracağına ve ilk aşkını hatırlatacağına inanıyorum. Filmde gerçek olamayacak kadar romantik olanın Atlas ve onun Lilly’ye duyduğu ölümsüz aşkı olduğunu düşünüyorum ama öyle olması hoşumuza gitmiyor da değil. (En azından benim gitti) Öte yandan Ryle’ın da kötü adam olarak portre edilmediğini, uyguladığı şiddetin çocukluğundaki travmatik olayla ilişkilendirilerek bir nebze temize çekildiğini söylemek mümkün. Ryle ile Lilly’nin ilişkisinde yaşananları ise en başta merakla ve keyifle (sonrasında da hayal kırıklığıyla) izliyoruz. Ortada oyuncularının kimyası tutmuş, hikayesi merak uyandırıcı ve de çok satan bir kitabın uyarlaması bir film var. “It Ends With Us”, etrafında oluşan PR dalgasından bağımsız olarak sevilesi bir film. Siz de izlediyseniz yorumlarda buluşmak üzere.