Türkçe reggae dendiğinde akla gelen ilk gruplardan biri olan Bosphoroots ile “Hayal”leri ve reggae üstüne konuştuk.
Zeynep SİPAHİ / [email protected]
2016 yılında ilk EP’leri “3 Azgın”ı yayınlayarak hayatımıza giren Bosphoroots, pandemi dönemindeki sessizliğini bozdu ve eteğindeki taşları dökmeye hazırlanıyor. Yeni bir albüm yerine şarkılarını teker teker dinleyiciyle buluşturacak olan grup, iki yılın ardından yeni teklileri ‘Hayal’i bugün yayınladı. Barışı merkezine alan ve hayalini kurmaktan kendimizi alamadığımız dünyayı betimleyen şarkının sözleri ve müziği ise Bosphoroots‘un solisti Koray Sürücü imzası taşıyor. Dub, reggae fusion ve reggae revival türlerinde üretimde bulunan Bosphoroots ile bir araya geldik ve yeni şarkıları üstünden keyifli bir muhabbete daldık.
2020’de çıkardığınız ilk albüm sonrasında ‘Hayal’ isimli yeni şarkınızı bugün yayınladınız. Bu şarkı yeni bir EP ya da albümün habercisi mi?
Şimdilik albüm ya da EP yerine tekli şeklinde ilerleyeceğimiz bir süreci başlatıyoruz. Pandemiden bu yana, iki yılı aşkın süredir kalabalık bir ekip olarak malum sebeplerden dolayı üretim yapamadık. Geçtiğimiz yaz aldığımız kararla yeni bir sayfa açmaya karar verdik ve kefemizde biriken şarkıları işlemeye başladık. Dinleyicilerimizle buluşup tekrar bir devinim kazandığımızda, yeni albüm fikirleri de ortaya çıkacaktır. Ancak şu an için aktif olmak istiyoruz. Ek olarak yeni yılla birlikte Türkiye Reggae sahnesinin Dj/prodüktörlerinin “Rizom” albümümüze yaptıkları remix’lerden oluşan bir albümü yayınlamayı planlıyoruz.
‘Hayal’ hem birlik olma çağrısı hem de varolan düzene bir isyan niteliğinde, aslında tam da grubunuzun adına esin kaynağı olan roots reggae türünde diyebilir miyiz? Şarkının hikayesini de sizden dinlemek isterim.
Evet, roots bir parça diyebiliriz kesinlikle ‘Hayal’ için. Hem müziğinden hem de anlatısı ve anlatım biçimi açısından. Çoğumuzun bilip önemsediğini varsaydığımız genel bir kavram olan “Barış”ı, onun yoksunluğunu ve bu hayalin gerçeğe dönmesi için gereken çabanın basit bir dille, dolaylamadan, o anın biricikliğinin melodiye ve sözlere dökülmesiyle ortaya çıkan bir şarkı…
Barış sizce ulaşılabilecek bir hayal mi?
Belki hayatın kendi içindeki diyalektiğindendir, bilmiyorum, henüz kesintisiz süregelen bir barışa ulaşamadık. Ulaşılabilir mi bilmiyorum ama asıl mesele bu hayale ulaşmak için herkesin gücü dahilinde çabası bence. Ayrıca ‘veteran’ Peter Tosh’un ‘Equal Right & Justice’ şarkısında değindiği gibi sürekli barış için önce “eşit hak ve adalet”e ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
Müzik yapmanın sizce en özgürleştirici tarafı ne?
Birbirini seven, ortak değer ve hisleri paylaşan insanların birleşip kolektif bir ruh yaratarak hislerini ezgilerle dışavurması ve henüz var olmamış bir ahengi yaratması bana en özgürleştirici kısmı gibi geliyor.
Grubun üyelerini biraz daha yakından tanımak isterim. Çünkü Bosphoroots’un yanı sıra solo kariyerlerinize de devam ediyor ve alternatif sahnenin sevilen isimleriyle de çalışıyorsunuz. Grubun dışında şu an neler yapıyorsunuz?
Koray: Bosphoroots’un dışında iki yıldır Levvera mahlasıyla reggae ve alt türleri olan new roots, dub ve dancehall gibi geniş bir tür skalasında, yeri geldiğinde biraz da hip hop çeşnisi kattığım üretimlerimi paylaşıyorum.
Önder: Bosphoroots dışında Zerk, Evdeki Saat ve Cesar & Vibe Tribe projelerinde yer alıyorum.
Mert: Ben yaklaşık iki senedir “itekaka” mahlasıyla, daha çok reggae, dub ve hip hop kültürünün etkilerinin hissedildiği prodüksiyonlar yapıyorum. Şimdiye kadar Levvera, Aga B ve Çağrı Sinci ile beraber ortak üretimler yaptık. Aga B ile yaptığımız ‘Hiyerarşi Yok’ teklisi, Umberto Echo’nun da yaptığı bir Dubmix ile plak olarak basıldı. İşbirliklerini çok seviyorum ama ilk fırsatta albüm olarak çıkartmayı düşündüğüm bir 9 parça var. Her şey yolunda giderse önümüzdeki sene içerisinde çıkmasını planlıyorum.
“İleride daha fazla insanla buluşacağımız güzel sahnelerin gerçekleşeceğine inanıyorum.”
Özellikle rap müzik bu kadar yükselişe geçmişken sizce Türkiye’de reggae dinleyicisi ne durumda? Bağımsız müzik sahnesinde reggae nasıl bir yerde konumlanıyor?
Türkiye’de müzik sektörü popüler janrlar anlamında -her ne kadar geriden de gelse- globalle doğru orantılı gidiyor. Rap’in dünyadaki popülerliğini düşündüğümüzde, ülkemizde de bunun yansımasını görüyoruz. Reggae için ise ülkemizde globaldeki görünürlüğünden daha az olduğunu söyleyebiliriz. Bu da sahnelere yansıyor haliyle. Diğer taraftan üretiyor oldukça bu müziğin iyileştiriciliğine, şarkılarımıza ve sahnemize olan güvenimiz tam olduğundan daha fazla insanla buluşacağımız güzel sahnelerin gerçekleşeceğine inanıyorum.
Sizleri yakın zamanda canlı canlı dinleme şansımız olacak mı?
Bir süredir üretimlerimizi gerçekleştirmeye odaklandığımızdan dolayı halihazırda belli olan bir konser takvimimiz yok, ama yeni yılla birlikte konserlerde, festivallerde bolca buluşacağız.
Son olarak sizi takip eden dergy okurlarına ne söylemek istersiniz?
Bizi takip etmeye devam edin çünkü epey vakit durduk, artık durmak yok. 🙂 Bizimle yeni tanışan Dergy okurlarına da iyi ki tanıştık diyorum. 🙂 Sizlere de röportaj için teşekkür ederiz. Nuff Love & Bless!