Kariyerlerinin ilk biletli konserleri için 3-4-5 Ekim’de Türkiye’ye gelecek breathe. ile buluştuk.
Ant Arın ŞERMET
Avustralyalı breathe. henüz 5 senelik bir grup. Pandemiden çok kısa bir süre önce kurulmalarına rağmen, özellikle “You”, “Elite” gibi dizilerde çalınan şarkılarıyla global bir üne kavuştular. Henüz yolun başında olduklarının bilincinde olsalar da hayal kurmaktan çekinmiyor ve kendi yolculuklarında direksiyonun başında olacaklarına güveniyorlar. İstanbul, Ankara ve İzmir’de verecekleri konserden önce grupla buluşup hikayelerini dinledik. Ek olarak eğer konsere gidecekseniz, ilk giden olmaya çalışın deriz. Grubun ilk giren birkaç dinleyiciye bazı hediyeleri olacakmış. O fırsatı kaçırmak istemeyeceğinizi düşünüyoruz. Konserde görüşürüz.
2019’da kurulmuş bir grupsunuz. Bir başka deyişle grubun kuruluşuyla pandeminin başlangıcı hemen hemen aynı zamanlara denk geliyor. Kariyerinizin ilk adımına hazırlanırken böylesine büyük bir olayın yaşanması sizin işinize mi yaradı yoksa sürecinizi mi zorlaştırdı?
Pandeminin bizim için bir nevi saklı bir şans olduğunu söyleyebiliriz. O dönemde senin de hatırlayacağın gibi canlı performans yapmak, sahneye çıkmak mümkün değildi. Bu yüzden tüm enerjimizi, müziğin diğer alanlarına yönlendirdik. Sound konusunda çok uğraştık. Başarılı olmak istiyorsak bu konuya önem vermemiz gerekiyordu ve kendimizi geliştirmeye vakit ayırdık. Üzerine çok düşündük, denedik… Muhtemelen olması gerekenden çok daha fazla düşündük. Aynı zamanda pandemi, breathe ekibini ve breathe markasını inşa etmemize de olanak sundu. Takdir edersin ki, tamamen bağımsız bir grubuz ve her şeyi kendi başımıza yaptık. Eğer pandemi olmasaydı ve her şey olduğu gibi sürseydi, sahneye çıkıp konser verirken bu kadar kapsamlı bir planlamayla yola çıkmamız mümkün olmayabilirdi.
Bu sorum You dizisiyle ilgili olacak. ‘Are You All Good’ şarkınız, başta You olmak üzere, “Couples Therapy” ve bir diğer Netflix dizisi “Elite”de de kulanıldı. Öncelikle bu dizilerle iş birliği sürecinizi, sonrasında da kullanıldıktan sonra size olan olumlu ya da olumsuz yansımaları olup olmadığını sormak isterim.
Kariyerimizin ilk zamanlarından bu yana birçok dizinin soundtrack’inde yer aldığımız için çok mutlu ve aynı zamanda minnettarız. Breathe projesine başlarken, -henüz ortada hiçbir şarkımızın olmadığı dönemden bahsediyorum- şarkılarımızın film ve dizilerde kullanılabilecek, reklamlarda sırıtmayacak bir estetiğe sahip olmasına karar verdik. Çalışmalarımıza da böyle başladık. Bu, bir konser yapmak ya da canlı bir atmosfer yaratmaktan tamamen farklı bir şey. Böylelikle, en başından beri bizi farklı düşünmeye yöneltti. Bu tercihimizin farkına varan dizilere ve o dizilerin müzik seçimlerini yapan editörlerine minnettarız. 2021’de Victoria’s Secret ekibi bize ulaştı ve bir kampanyalarında işbirliği yapma şansı yakaladık. Bunun etkisine gelecek olursak, müziğimizin uluslararası bir kitleye ulaşmasını sağladı. Aradan geçen senelere rağmen, müziğimizin hala taze ve ilgi çekici kalmasında önemli bir rol oynadı.
3-4-5 Ekim tarihleri arasında, sırasıyla İstanbul, Ankara ve İzmir’de konserler vereceksiniz. Avustralyalı bir grupsunuz. Farklı ülkelerde, coğrafyalarda konserler verdiğinizi de biliyoruz. Ancak Türkiye’den, 3 konserlik bir turne teklifi gelince nasıl hissettiğinizi öğrenmek istiyorum. Ayrıca bu konserlere dair dinleyicileriniz neler beklemeli?
İstanbul, Blind’da vereceğimiz konser, bugüne kadar yaptığımız ilk biletli konser olacak. Gerçekten özel bir şey yaratmak için büyük bir emek ve enerji harcadık. Konser, yıllar boyunca kaydettiğimiz videolar ile görsellerin etrafında şekillenecek. Ancak son birkaç parça için sürprizlerimiz olacağını da söylemek isterim. Ayrıca, konsere gelen ilk birkaç kişiye hediyelerimiz olacak. Bu tutumumuzu, bilete ve müziğe saygı olarak da görebilirsiniz. Çünkü kariyerimizin ilk biletli gösterisine gelip içeri giren ilk kişiler olacaklar. Onlara teşekkürümüzü böyle sunacağız. O yüzden konsere erken gelmenizi öneririz!
Bu aralar birçok farklı türden klasikleşen grup tekrar birleşiyor. Bir dinleyici olarak kim ya da kimler birleşse mutlaka konserine giderdin?
Geçmişte büyük etki yaratmış grupların ekonomik sebepler, nostalji açlığı ve takdir edilme amacıyla bir araya gelmelerini görmek her zaman güzel. O konserlere gitmek, sanki bir müzik müzesine gidip onların yaşlanmış ve birbirinden nefret eden versiyonunu görmek gibi bir şey. O sebeple, böylesi grupları şu anda izlemenin, yükseliş dönemlerinde izlemekle kıyaslanması olası değil.
Son sorum, bir süredir önüme çıkan en keyifli içeriklerden birine dair olacak. 10 üzerinden 10 vereceğiniz bir albüm olsa bu hangisi olurdu? Tek albüm ismi söylemek zorunda değilsiniz, birkaç tane de söyleyebilirsiniz.
Hmm, bir düşüneyim. Portishead’in, 1994 tarihli ilk albümü “Dummy”nin adını bu soruda kesinlikle geçirebilirim. Bir de Burial’ın 2007’de çıkardığı “Untrue”. Yaşadığımız sürece bu albümlere sevmeye ve dinlemeye devam edeceğiz.