Özel Dosya

Cadı Avı: KNEECAP & Bob Vylan

İlk günden beri Filistin’i destekleyen KNEECAP ile Bob Vylan, söylemleri nedeniyle oldukça zor günler geçiriyor. İki grubun karşıya karşıya kaldıkları cadı avının boyutlarını anlama vakti...
Ant Arın Şermet - 31 Temmuz 2025
post image

Güce sahip olanların en çok kullandığı korunma yöntemlerinin başında kendini suçsuz ve mağdur olarak göstermek geliyor. Bu sadece günümüze ait bir alışkanlık değil. Yüzyıllardır, hatta bin yıllardır süregelen bir manipülasyon yöntemi. Ekim 2023’ten bu yana Filistin’de katledilen yüzbinlerce çocuk, bebek, masum insan, paramparça edilmiş evlerinden sürülmeye çalışılıyor. Zulme maruz kalanın değil, zulmedenin yanında konumlanan bu yaklaşımdan kaçabilmek imkânsız. Aksi bir söylemde bulunur, hele ki bir de sınırınızı aşarsanız iş devasa bir cadı avına dönüşür. Özetlemek gerekirse, müzisyenlerin ya susmaları gerekiyor ya da karşılaşacakları cadı avıyla mücadele edebilecek hazırlığa sahip olmaları.

Coachella’daki sert söylemleri ve Londra’da verdikleri bir konserde sahnede açtıkları Hizbullah bayrağıyla KNEECAP, bu cadı avının ilk öznesi oldu. Devamında gelen isimse, Glastonbury’de BBC’den sansür yiyen KNEECAP yerine gösterilen Bob Vylan oldu. İki grup da sessiz kalmamaya ve bildiklerini söylemeye devam etseler de işlerinin hiç de kolay olmayacağı geçtiğimiz günlerde sızan bir belgeyle netleşti…

Glastonbury’de yer alan sanatçıların bağlı bulunduğu 40’tan fazla üst düzey şirketin, sonraki edisyonlarda KNEECAP ve Bob Vylan’ın yer almasının sanatçılarının imajına zarar vereceğini belirttiği bu belgede imzası bulunan isimleri görünce insan iki kere düşünüyor. Tek tek grup ismi vermeyeceğiz ancak bunu öğrenmek istiyorsanız basit bir Google araması size sonuçları verecektir. Lakin bu cadı avının çıkışına dönmemiz lazım.

İrlandalı rap üçlüsü KNEECAP, son yılların en hızlı parlayan gruplarından biri. Çok az insanın konuştuğu ve İrlanda’da bile neredeyse konuşulmayan bir dil hâline gelen İrlandaca ürettikleri şarkılarıyla her türlü haksızlığa ve işgale tepki veren üçlü, 2024 yılının kasım ayında Londra’da bir konser verdi. Konserde hiçbir sorun çıkmadan sona gelinmişti. Seyircilerden biri Mo Chara’ya Hizbullah’ın bayrağını verdi. Chara da bu bayrağın ne anlama geldiğini bilmeden sahnede açtı. Ancak o gün orada olan KNEECAP hayranları haricinde kimsenin bilmediği bu olay Coachella’dan sonra patladı. Coachella’da “Fu*k Israel” söyleminde bulunan grubun önce ABD vizesine el kondu, ardından teker teker festivallerden çıkarılmaya başlandı. Lakin asıl bomba kasım 2024’teki konserden geldi. Bu söylemin ardından medyaya servis edilen görüntülerden sonra Mo Chara ve KNEECAP için dava açıldı. Haziran 2025’te görülen davadan bir ceza çıkmazken İrlandalı grup olabildiğince son sürat konserlere devam etti. Lakin Glastonbury’nin yayıncısı BBC hiçbir şekilde risk almayı planlamıyordu. Dünyanın en büyük müzik festivallerinin başında gelen Glastonbury’i canlı yayınlayan BBC, KNEECAP’le aynı saatte sahneye çıkan Bob Vylan’ı yayınlama kararı aldı. Bu, Filistin’deki insanların sesini duyurmaya çalışan grupların önüne kesmek için atılmış büyük bir adımdı ancak katastrofik sonuçları oldu.

KNEECAP yerine canlı yayına çıkan Bob Vylan, önce “Free Palestine” ardından da “Death to the IDF” dedikten sonra BBC yayını kesti. Ancak grubun ifadesi çok hızlı bir şekilde yayıldı. Ardından çalacağı büyüklü küçüklü tüm festivallerden çıkarılan Bob Vylan’a asıl darbe Gogol Bordello ile çıkacağı turneden geldi. Gogol Bordello’nun Avrupa turnesinde sahneye çıkıp efsane grubun açılışını yapmaya hazırlanan Bob Vylan’a birçok ülkeden yasak gelmişti. Ülkeye girişine yasak koymayanlar da oradaki güvenliğini garanti etmedi. Özetlemek gerekirse maddi ve manevi devasa bir darbe aldılar. Aynı zamanda tur menajeri grupla bağını kesti. Bob Vylan, şu an diplomatik zorbalıklar sonucunda her anlamda bağımsız bir gruba dönüştü.

Bob Vylan cephesinde bunlar olurken KNEECAP’in hayatı da pek normalleşmedi. Sziget’te çalmaya hazırlanan gruba otoriter Macaristan hükümetinden veto geldi. Grup üyelerinin Macaristan topraklarına girişine üç sene boyunca yasak koyan Viktor Orban, bunun barış yanlısı bir karar olduğunu söyledi. Ekim 2023’te başlayan olaylardan sonra İsrail takımlarının tüm futbol müsabakalarını Macaristan’da yaptığını ve özellikle Budapeşte’de önemli bir diasporaya sahip olduğunu bilince ağlanacak duruma ifadesiz bir şekilde bakarken buluyor insan kendini…

Her gün binlerce masum insanın yaşama hakkı sadece Gazze’de doğduğu için gasp ediliyor. Ortada böylesine büyük bir gerçek varken müzik gruplarının ülkelere girmesini engellemek, onları festivallerden kovmak, plak şirketlerinden atmakla tehdit etmek ve son raddede mahkemeye çıkarmak… Gündem nasıl değiştirilir ve gerçek, gördüğümüz müdür yoksa gösterilen midir sorularını kendimize sormamıza neden oluyor…

İlgili Yazılar
Development by Bom Ajans